Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Müsamere kültürü demek gösteriş demektir, içi boş insan olmak demektir, bir işi mış gibi yapmak demektir. Olaylara yüzeysel ve silik bakmak demektir.
Sayfa 98 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Julia özlem dolu bir nefes aldı ve gözlerini kapata- rak onun yanında olduğunu ve omuzlarına masaj ya- parak bütün ağrısını aldığını hayal etti. "Eğer orada olsaydım omuzlarına masaj yapardım. Bana yaslanır- dın ve ben de seni iyileştirirdim." "Hımm... Eminim yapardın." "Ben sana masaj yaparken, sen de başını bacakla-
Sayfa 72
Reklam
Bana öyle geliyor ki biz çocuk kalmış bir milletiz ve daha olayları ve dünyayı, mucizelere bağlı, myth'lere [mit] bağlı bir şekilde yorumluyoruz en ciddi bir biçimde karşılayacağı ve bize ölesiye ciddi gelen bir şekilde. Bir başka nokta daha: öyle bir yarım yamalaklığımız var ki, bizim dramımız, trajedimiz, akıl almaz bir biçimde gelişiyor.
-miş gibi yapmak
Bilmediğimiz bir şeyi biliyormuşuz gibi göstermek aslında utanılması gereken bir cehalet değil midir?
Sayfa 36 - Ren KitapKitabı okudu
Şu gerçek her şeyin üstündedir: Miş gibi yapmak!
"Dokunulmaya bayılıyorsun değil mi?" Clay soru sormamıştı, tamamen gerçeği söylüyordu. "Senin tarafından, evet. Ne olur, bana dokunma- ya devam et." Julia'nın sesi arzudan titriyordu. Eğer Clay ona şimdi dokunmazsa buharlaşacakmış gibi hissediyordu. "Dokunacağım ama senin bu kadar azdığını başkalarının görmesini
Sayfa 134
Reklam
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Margrete’nin oturma odasında ne bir mucize ne de bir gizem vardı, sadece pazar uyuşukluğu. Bütün mobilyalar yeni, her şey yeni ve moderndi ama yine de solgun, renksizdi, masadaki çiçekler havasızlıktan solmak üzereydi, boğucu atmosferden ben sararıp solmuştum, odaların kapıları dünyaya kapalıydı, dışarıdaki her şeye kapalı, tıpkı ben büyürken olduğu gibi, sanki evin dört duvarı dışında önemli bir şey yokmuş gibiydi, gökyüzü yoktu da seri üretim bir ufuk vardı, ne uçurum ne savaş, sadece terbiyeni takınman isteniyordu burada, sanki hayatta tek derdin miş gibi yapmak ve yakınından geçtiğin kuralların hepsine anında uymaktan ibaretmiş gibi.Margrete’nin oturma odasını gördüm, boğazım daraldı.
Sayfa 139 - SirenKitabı okudu
Bu ülkede yaşayan herkesin yaşamında kişisel bütünlük bir değer olarak yer almadıkça, toplum uygar bir toplum haline gelemez. ''Peki toplumun uygar bir toplum haline geldigini nasil ölçeceksiniz?" "Cok basit!" "Nasıl?" "Ülkede rüşvet kalkar. Tanıdık, bildik yoluyla işe alınma ve terfi etme kalkar. Trafik, kuralların ve yasaların biçimlediği gibi gerçekleşir. Ve bütün bunlardan daha da basiti, sıraya girilmesi gereken yerlerde insanlar, başkası sopayla zorlamadan, korkutmadan, kendi istekleriyle sıraya girerler ve sıraya girmeyenlere de halkın kendisi öyle bir müdahale eder ki sıraya girmemeyi aklından geçirenler, bunu yapmaya cesaret edemezler. "Kısacası , 'mış gibi yaşam' kalkar, insan gibi yaşamaya başlarız. 'Mış gibi' kaldırımlar yerine hakikaten kaldırımlarımız olur; 'Mış gibi' anababalarımız yerine gerçekten ana ve babalığı bilinçli olarak yapmak isteyenler çocuk sahibi olur, 'mış gibi' politikacıların devri geçer, gerçekten hizmete kendini adamış, sözüne önem veren liderleri seçeriz. Kişisel bütünlük olunca bütün bunlar doğal olarak bir toplumun yaşamında gerçekleşir."
Sayfa 135Kitabı okudu
Şehir planlamacılarına sormak istiyorum örneğin: "Neden kaldırımları bu kadar dar planlıyorsunuz? İki kişi karşılaştığı zaman yürüyemiyor. '-Mış gibi' kaldırım yapmak yerine neden doğru dürüst bir kaldırım yapmıyorsunuz?"
Reklam
Okul denen şey, aynı şeyleri tekrarlamak, çizmek, birleştirmek mi yani? Okul durmadan -miş gibi yapmaktı, komikmiş, ilginçmiş, iyiymiş gibi yapmak.
Aromatik Adam
Hoca devam etti:"Müsamere kültürü demek gösteriş demektir,içi boş insan olmak demektir,bir işi mış gibi yapmak demektir.Olaylara yüzeysel ve silik bakmak demektir.Niye bir toplumda Müsamere kültürü olur?Eğer toplum rahatına düşkün ise rahatını bozmak istemez,korkar.Ama o korkunun arkasında gelişmenin olduğunu bilmez.Toplum bir adım atsa,rahatını bozsa,korkusunu yense,çok güzel şeyler olacak.Bu yüzden toplumun bu zaafını bilenler her fırsatta toplumu sömürüyor ve inan bu tipler asla toplumun aydınlanmasını istemez.
İnsanlarımız, bu kötü yaşantıyı dile getirmenin, muhalefet yapmak olduğunu sanıyorlar. Yapanlar bile, 'muhalefet yaptıklarını' sanıyor bir bakıma. Aslında bir yanlış anlama olduğu halde, anlaşıp gidiyorlar. Bir 'mış gibi yapmak tutturmuşlar, arabalar yürüyor ya, ekmek yapılıyor ya, iyi kötü suyumuz geliyor ya... mesele yok.
“Sanki hayattaki tek derdin miş gibi yapmak ve yakınından geçtiğin kuralların hepsine anında uymaktan ibaretmiş gibi.”
Siren YayınlarıKitabı okudu
...sanki hayatta tek derdin miş gibi yapmak ve yakınından geçtiğin kuralların hepsine anında uymaktan ibaretmiş gibi.
Sayfa 139Kitabı okudu
586 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.