Asıl olarak insanoğlunun iki temel günah vardır, diğerleri bunlardan türemiştir:
Sabırsızlık ve miskinlik. Sabırsızlık yüzünden cennetten kovuldular, miskinlik yüzünden de dönemiyorlar.
Sayfa 6Kitabı okuyor
"Sevgili çocuk, hayatlarında tek bir kez sevmiş olanlar gerçekten de sığ kişilerdir. Onların sadakat ve vefa dedikleri şeyi ben alışkanlıkların getirdiği miskinlik ya da hayal gücünden yoksun olmak olarak tanımlıyorum. Zihinsel hayattaki tutarlılık neyse, duygusal hayatta sadakat odur, yani başarısızlığın itirafı..."
Sayfa 352
Yoksulluk, miskinlik dolu bu așağılık dünyada ilk kez bir güneş ıșını, hayatımı aydınlattı sanmıștım.
İyi insanlar, hayatı, zaman zaman hastalık, kıtlık, münakaşa ve yer yer de çalışma gibi muhtelif tatsız hadiselerle bozulan bir huzur ve miskinlik ideali olarak kavrıyorlardı.
Emeği, atalarımızdan kalan bir ceza olarak kabul ediyorlardı ama sevemiyorlardı onu, fırsat varsa muhakkak kaçıyorlardı ondan, bunu mümkün ve gerekli görüyorlardı.
Müphem zihinsel veya manevi sorularla katiyen karıştırmıyorlardı akıllarını, böylece daima sağlıklı ve neşeliydiler, böylece uzun yaşıyorlardı, erkekler kırk yaşında delikanlılara benziyorlardı, kocamanlar zorlu, ıstırap verici ölümlerle cebelleşmiyorlardı, inanılmaz uzun bir hayattan sonra donup kalarak ve son nefeslerini fark edilmeden vererek adeta sinsice ölüyorlardı. Eskiden insanların daha güçlü kuvvetli olduklarını söylemeleri boşuna değildir. Evet, gerçekten de daha güçlü kuvvetli; eskiden bir çocuğa hayatın anlamını kavratmak, onu hayata Bilge ve ciddi olsun diye hazırlamak için acele etmiyorlardı, onu kafasında soruların karanlığını doğuran kitaplarla boğmuyorlardı; sorular aklı ve yüreği yutar, ömrü kısaltır.
Sefalet ve zorluklar diğerlerinin hafızasını kötü etkiliyor olabilir. Geçmişle, çoğunlukla bir tür miskinlik halinde yüzleşirler. Ne yapacaklarını bilmeden, geçmişi garip bir gülümsemeyle başlarından savarlar.
Sayfa 41Kitabı okuyor
Hareketsizliğin vücudumuza olduğu kadar ruhumuza da çöktürdüğü miskinlik, işlerimizi muvaffakiyetle başarmamıza da imkan bırakmaz.
Sayfa 15 - Ötüken Neşriyat
