Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

menekşe başer

Fotoğraflar geçmişin acılarını ve sıkıntılarını yeniden hatırlamak ve efkarlanmak yerine mutlu olmak için saklanmalıdır.
Sayfa 215Kitabı okudu
Reklam
İnsanın en büyük eseri kendisidir, eğer anlamını bilirse.
‪Her şey ne kadar iyi olabilirdi şimdi, diye geçirdi içinden, tek bir sözcük söylemesi yeterliydi, küçücük bir sözcük. Bağışla, demesi yeterliydi, kocası sebebini sormazdı bile. Ama şu ışık niye yanıyordu, şu patavatsız, küstah, kulak kabartan ışık? Karanlık olsa söyleyebileceğini hissediyordu. Fakat ışık gücünü tüketiyordu.‬

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben, kapının önünde birkaç dakika durup konağı seyrettim. "Şimdi ben de onunla birlikte bu eve girseydim ne mutlu olurdum!" diye düşünüyordum. Ama, onunla nereye gidersem gideyim, hiçbir zaman mutlu olamayacağımı biliyordum.
Sayfa 196Kitabı okudu
Burayı gezdiğim için pişmandım. Çocukluğumda, mezarlıktaki kaçakla karşılaştığım o kış akşamından beri hayatıma böyle yerlerin gölgesi düşmüş gibiydi. Bu gölgeden kurtulamıyordum bir türlü. Bu öyle bir lekeydi ki, silinir gibi oluyor, sonra durup dururken yeniden beliriveriyordu.
Sayfa 192 - morpa kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ben şarkıları severim. Onun için de, gidip dinlemek bana kısmet olmaz.
Bu sözü niye söylediğimi de gayet iyi hatırlıyorsun, biliyorum -şunu da biliyorum ki, senin küçük kalbinde o gün meydana gelen çalkantıların, ben, o gün de, şimdi de, tamamiyle bilecek durumda değilim.
-Hayır, inanıyorum... İnsanoğluna niye inanmayayım? Yalan bile söylese inan ona, dinle, niçin yalan söylediğini anlamaya çalış. Yalan, insanı kimi zaman gerçekten daha iyi açıklar... Sonra, hayatımızda gerçek olan şeyler nedir? En iğrenç şeyler... oysa insan çok güzel yalanlar söyleyebilir... Değil mi?...
... sıkışan kalbimden bir göz yaşı seli boşalıyor ve tesellisiz, karanlık geleceğim karşısında ağlıyorum.
Ah, içim o kadar doluydu ki... Hem de birbirimizi anlayamadan ayrılmıştık. Neden acaba bu dünyada böyle hiç kimse diğerini kolaylıkla anlamıyor.
Reklam
Puntellere yaslanıp gözleriyle beni takip eden Aladule'nin kırmızı şalı ufukta görünmez olasıya kadar gözüm başka bir şey görmedi. Aladule... Endülüs'ün hüzün çiçeği!...
Herkes istediği kadar koşsun. Beni anlayacak insan, oturduğum yerde de beni bulur. Oturacağım ve bekleyeceğim. Yerinde oturan Selim'e değer vermeyenlerin, Selim'in gözünde de değeri yoktur. Sen de değiştin. Yapma heyecanlar peşinde koşuyorsun. Zeliha'yı bir sevdiğini söylüyorsun, bir sevmediğini. Neden keman çalıştığın belli değil. İnsan bir işle sevdiği için uğraşır, başkasına yaranmak için değil. Zeliha'yı tehlikeli buluyordun, beni uyarıyordun. Şimdi oturmuş onun hoşuna gitmek için keman çalmaya çalışıyorsun. Bana istediğim rolü vermediği halde Salih Beye iyi davranıyorsun. Benim tiyatrodan anladığımı söylerdin. Şimdi Salih Bey'i beğeniyorsun. Hiç kimseyi anlamıyorum. İnsanların arasına karışıp onlara uyduğum için de kendimden nefret ediyorum.
Ayrı koltuklara gömülmüştük, ama zihnimizde ve biraz da bakışlarımızda koyun koyunaydık... ... Dört yıl önce Lyon'daki gibi, aradaki mesafeye rağmen koyun koyuna olduğumuzu hissediyordum!
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.