Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlara ahret soruları sormayın!
  Yavuz Bahadıroğlu Osmanlı ceddimiz idareleri altındaki çeşitli ırk ve dinden insanlara her zaman âdil ve hoşgörülü davranıyor, ne dinlerini, ne dillerini, ne ırk ve neseplerini dayatıyorlardı. Asırlar boyu devleti yönetenler, Şeyh Edebali’nin (hakkında genişçe bilgi verilecektir) daha kuruluş aşamasında Osman Gazi’ye ve onun şahsında tüm
Türklüğün Perişan Hali... Ben bir Türküm! Perişanım... Çünkü Türklük perişan o ağlarken ben gülemem. O ölürken ben kalamam. Ben kıtalara iklimlere sığmayan, milletlere hükmeden bir ırkın çocuğuyum. Damarlarımda üç kıtanın ırmakları dolaşır. Denizlerde hür dalgalar beni anar beni söyler. Hangi seferden, hangi zaferden bahsedeyim? Altaylardan
Reklam
256 syf.
6/10 puan verdi
Devir Muhteşem Süleyman devridir. Düşmanları bir korkudur sarar. Vehimi çıkar her köşe başından; yamandır, aman vermez. Pargalı ise her vezire benzemez, zekâsıyla savaşır da olmazları oldurur. Hürrem’in tek bir sözüyle kayıplara karışır kimi, kiminin hayalı huzur bulur. Ancak başta Cihan Padişahı vardır ki sefer eyler Bağdat’a, Estergon’a; şanıyla
Sultan: Bir Kanuni Romanı
Sultan: Bir Kanuni RomanıOkay Tiryakioğlu · Timaş Yayınları · 2017480 okunma
KİTAP LİSTESİ AD YAYINLARI Feministlere Masallar - Maeve Binchy
Batı'yı, ABD'yi, Rusya'yı tanımak için 2010 sonrasında Suriye'deki iç savaşı beklemek gerekmiyordu. Bu millet ve bu coğrafya insanı Haçlı Seferlerinde, Endülüs'te, Mohaç'ta, Varna'da, Viyana'da, Preveze'de, İnebahtı'da, Trablusgarp'ta, Birinci Dünya Savaşı'nda, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda, Kıbrıs'ta, Körfez Savaşı'nda, Afganistan'da, Somali'de ABD, Batı ve Rusya'nın gerçek yüzünü gördü. Mitlere sarılmak yerine tarihimizle yüzleşip geleceğe emin adımlarla yürüyerek güçlü bir gelecek inşa edebiliriz. Savaşmadan da masada güçlü olamazsınız. Savaş meydanında güçlü olursanız masanın baş köşesinde siz oturursunuz. Ancak savaş, diplomasinin tüm kanalları kapanırsa bir çözüm olarak görülmeli. Diplomasi etkin kullanılırsa elbette ki savaşa gerek kalmaz. Güçlü diplomasi için de pratik, deneyim ve yetenek gerekiyor. Ancak diplomasinin olmazsa olmazı "devletler ve hükümetler arasında küslük olmaz" ilkesidir. Duygularınıza ve öfkenize yenik düşerseniz devletinizi de hükümetinizi de zor durumda bırakırsınız. Bu hataya düşmemek için her zaman devletin tepesinde derin, donanımlı, deneyimli ve sağduyulu insanlar olmalıdır. Çünkü savaş toplumlar arasında uzun bir süre geçmeyecek husumet ve düşmanlıklara yol açar. Savaş kısa vadede kesinlikle kazandırır ama uzun vadede savaşın sonuçlarının bıraktığı izler kalıcıdır.
Reklam
Kadın Çalışmalarında yararlanılabilecek kaynaklara ilişkin yaptığım araştırmada Ankara Üniversitesinin hazırlamış olduğu bir kaynakçaya ulaştım faydalanmak isteyenler için bu ileti altında paylaşıyorum: link:
Ağustos zaferleri - İlber Ortaylı
Ağustos ayının Türkiye tarihinde önemli meydan muharebelerinin ve zaferlerinin ayı olduğu bilinir.
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
Ağustosun bu alanda bereketli bir zafer kronolojisi göstermesi bir tesadüf değil; zamanın savaş teknolojisi ve Türk ordularının belirli bir stratejik alışkanlığı bu ay üzerinde bazı savaşların yığılmasına
Almanya tehlikeli bir ülkedir. Sosyalizm maskaralıklarının orada alıp yürümesi yarın Almanya’yı yeni gelişmelerin eşiğine atacaktır. Adolf Hitler durup dururken değil, büyük ve kültürel bir millete karşı İngiltere ve Fransa’nın ahmakça siyasetleri yüzünden ortaya çıkmıştı. Bugün de başka bir Adolf un, Adolf von Thadden’in başkanlık ettiği
Şarlken ve Kanuni Mısır, Suriye ve Hicaz'ın ani fethi sonrası Osmanlı sultanları “Hâdimü'l-Haremeyni's-Şerefeyn” gibi dini unvanları ön plana çıkarip İslam dünyasının liderliğine soyunurken, Şarlken'in şahsındabirçok toprağın birleşmesi, Hıristiyan dünyasını (Universitas Christiana) tek bir hükümdar altında bir araya getirme projeleriniortaya
Reklam
Şarlken ve Kanuni Mısır, Suriye ve Hicaz'ın ani fethi sonrası Osmanlı sultanları “Hâdimü'l-Haremeyni's-Şerefeyn” gibi dini unvanları ön plana çıkarip İslam dünyasının liderliğine soyunurken, Şarlken'in şahsındabirçok toprağın birleşmesi, Hıristiyan dünyasını (Universitas Christiana) tek bir hükümdar altında bir araya getirme projeleriniortaya
İngiltere'nin Basra ve Kızıldeniz Politikaları
19. Yüzyıl boyunca Avrupa devletlerinin ilgi gösterdikleri yerler Aden körfezi'ndeki stratejik noktaları oldu. Önemli ticaret merkezleri olan Maskat, Aden ve Moha İngilizler ve Hint yetkililer tarafından yüzyıl boyunca değerli kabul ediliyordu. 18. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren yeni bir yayılma politikası izleyen Fransa'da Mısır, Kızıldeniz ve Basra Körfezi taraflarında etkin olmak istedi. Bu durum İngiltere'yi rahatsız etse de asıl tehlike Napolèon Bonaparte'ydi. Çünkü Hindistan'a ilerleyen Napolèon İngiltere'yi bir dizi önlem almak zorunda bıraktı. 1798' de Fransızlar Mısır'a girdi. İngiltere bölgedeki Fransızları etkisiz kılmak için Maskat Sultanı ile anlaşma yaptı. 12 Ocak 1798 tarihli anlaşma Basra Körfezi'nde İngiliz varlığını başlatmış oldu. İngilizler daha da ileri giderek 1798 Ekimi ortalarında İngiliz politik acentesi aracılığı ile Fransız ve Hollandalıların Umman Bölgesi'ndeki ticari faaliyetlerini kısıtlama girişiminde bulundu. İngiltere Yakın doğuda yararlanabileceği her unsurla İran Şahı, Umman İmamı, Mekke Şerifi, Bağdat paşası ile işbirliği yaparak Fransızlara karşı onları ikna etmek istedi. İngilizler bölge üzerinde etkilerini artırırsa da Basra Körfezi çevresindeki birçok kabile özellikle en güçlüsü olan Kâsmîler İngilizlere karşıdır ancak Hindistan hükümetinin gönderdiği kuvvetler onları yenerek 1827'de anlaşmaya zorladı. Bu anlaşma korsanlığı yasaklar ve İngilizlerin bölgedeki varlığını kuvvetlendirir.
Sayfa 56 - Durmuş Akalın, "İngiltere'nin Basra Körfezi Politikaları ve General Townshend'in Kut'ül Amâre'de Esir Düşmesi"
"Deneyim ve öğrenme mevcut sinaptik bağlantıların gücünü değiştirdiği gibi, bütünüyle yeni sinapsların oluşmasına yol açar."
Sayfa 81
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.