Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Molla Câmî (r.aleyh) : "Gönül al; (çünkü gönül almak) hacc-ı ekberdir. Bir gönül, binlerce Kâbe'den daha iyidir. Kâbe, Âzeroğlu İbrahim'in yaptığı binadır. Gönül ise, Celîl ve Ekber olan Allâh'ın nazargâhıdır."
Sayfa 68 - Yüzakı YayıncılıkKitabı okudu
Ali Kuşçu: "Molla Câmî ile karşılaştıktan sonra, ondaki bilgilerin normal yol ile elde edilen bilgilerden olmadığını ve bunların Allah Teâlâ'nın ona bir ihsanı olduğunu anladım."
Reklam
Dudağını kapat; çünkü susmak iyi. Gönlünü boşalt; çünkü unutmak iyi. —Molla Cami
İnsan hayatının kıskaçlar, çelişkiler arasında sürüp gittiğini Molla Cami, şu güzel sözleriyle ifade etmektedir: "Her kim çalışmakla canana kavuşabileceğini zannederse boş yere emek çekmiş ve her kim çalışmadan onu bulabileceğini tasavvur ederse arzu yollarını ölçmüş olur. Hiç kimse zahmet ve emekle vuslat hazinesine kavuşamadı. Yine ne gariptir ki, hiç kimse de emeksiz o hazineyi bulamadı. Sahrada koşan herkes yaban eşeğini avlayamadı. Fakat bu avı, koşanlardan başka da kimse yakalayamadı.
Molla Câmi, “Kâinat, der, Gerçeğin dış ve görünür ifadesi, Gerçek ise kâinatin iç ve görünmez gerçeğidir.”
Sayfa 198Kitabı okudu
Yıldırım Bayezid Han, âlimlerin sohbetlerinde bulunur, devlet meselelerini onlarla istişare ederdi. Allahu Teâla'nın emir ve yasak- larını bildiren sözleri canla başla kabul ederdi. Bir gün padişahın mahkemede şahitlik etmesi gerekiyordu. Mahkemede herkes gibi o da ellerini önünde bağlayarak ayakta bekledi. Devrin Bursa kadısı Molla Şemseddin Fenari dik dik pa- dişahı süzdükten sonra şu hükmü verdi: “Senin şahitliğin geçersizdir. Zira sen namazını cemaatle kılmıyorsun. Elinde imkân olduğu hâlde namazlarını cemaatle kılmayan biri yalancı şahitlik edebilir demektir." Bu itham karşısında herkes Yıldırım Bayezid'in hiddetlenmesini bekliyordu. Fakat o boynunu büküp mahkemeyi terk etti. Bu hadiseden sonra sarayının yanı başına bir cami yaptırdı ve namazlarını cemaatle kılmaya başladı.
Reklam
"Ahû zı tü âmûht be-hengam-ı devîden Ren kerden u üstâden u vâpes nigerîden!" (Ceylan, sıçrayıp koşarken, bir şeyden ürkmüş gibi birdenbire durmayı ve dönüp dönüp arkasına bakmayı senden öğrendi) /Molla Cami
Sayfa 71 - İletişim Yayınları
Ey babayiğit!
Yiğitliğin iki şartı vardır. Bana iyi kulak ver, doğ­rusunu dinle. Birincisi, her dakika yüzlerce eksiğini gördüğün arkadaşlarının suçlarını bağışlamaktır. İkincisi, sonradan pişman olacağın, özür dilemek zorunda kalacağın bir işi yapmamaktır…
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.