Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir ilişkinin ilk zamanlarında tutku kolaylıkla gelir. Neredeyse her sözcük, bakış ve dokunuş şehvetle titretir. Bu doğanın bizi bir araya getirme yöntemidir. Ancak arzunun o ilk esir alan hücumundan sonra, cinselliğin ilişkideki yeri nedir? Cinsellik bizi kalıcı bir ilişkinin içine çekmenin yanında bir arada da tutabilir mi? Kesinlikle evet. Aslında, iyi bir cinsel birliktelik güçlü bir bağlayıcı deneyimdir. Delicesine sevdalı olmak sadece mezedir. Uzun dönem ilişkideki cinsellik ise başlangıç yemeği... Ama biz genel anlamda cinsellik hakkında böyle düşünmeyiz. Kültürümüz ve sayısız ilişki rehberi tarafindan tutkuya dayanıklı bir güç [olarak bakmak] yerine, daha çok geçici bir his olarak bakmaya şartlandırılmışızdır. Aşkın başında oldukça parlak bir şekilde yanan cinsel ateşlerin, tıpkı bir zamanlar heyecanla dolu olup da sonradan monoton arkadaşlıklara dönen ilişkilerimiz gibi söneceği anlatılmıştır. Dahası cinselliği kendi içerisinde bir son olarak görmemiz öğretilmiştir. Arzuyu, tercihen büyük bir orgazmla sona erdirmek amaçtır. Cinselliğin mekaniğini, pozisyonları, teknikleri ve fiziksel mutluluğumuzu arttıracak oyuncakları vurgularız. Cinselliğin anlık fiziksel tatminden ibaret olduğuna inanırız.
Sayfa 163 - CK Yayınevi, 1. Baskı, Eylül 2015.Kitabı okudu
Farklılık, özgürlük demektir. Bu yüzden farklılık ve özgürlükleri koruyarak birlik ve beraberlik ruhuyla hareket edebilmektir mesele.Bunu başardığımız oranda bir milletin içindeki Özgün ve yaratıcı bireylerinin önünü Açabilir bir gün topluma ve ortak iyiye katkı yapmalarını sağlayabiliriz. Bu açık perspektif olmadan statik, sorgu, verimsiz ve monoton bir birlik beraberlik peşinde koşmak ve topluma ne de bireye fayda sağlar. Kesrettikleri Vahdeti, çokluktaki Birliği görmek için böyle bir bakış açısına ihtiyacımız var. Ittihad–ı İslam düşüncesine de bu zaviyede bakabiliriz.
Reklam
Bilmek Ve Olmak Adlı Kitabımdan Alıntıdır 1984 yılında Konya'nın Çeltik ilçesine bağlı Torunlar köyünde dünyaya geldim. Köyümüz, hemen yanı başında velut bir derenin aktığı, ahalisinin neredeyse tamamının hayvancılık ve tarımla uğraştığı tipik bir Anadolu köyüdür. Çocukluğum annem olmadığından daha çok ninemin yanında geçmiştir. Bazı
Azınlık Etkisi: Az Sayıda İnsan Çok Sayıda İnsanı Etkilediğinde Normatif sosyal etki ile ilgili tartışmamızı sanki bireyin grup üzerinde hiçbir etkisi yokmuş gibi bu noktada kestirip atamayız. Serge Moscovici'nin de (1985, 1994; Moscovici, Mucchi-Faina, & Maass, 1994) belirttiği gibi, gruplar kendilerine uymayanları susturmayı, yoldan
Sayfa 464Kitabı okudu
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
Marcel, özgül veya hatları belli bir umut fikrine temkinli yaklaşır çünkü böyle bir umut fazlasıyla monoton bir ampi­rikliktedir: İsa ikinci kez gelmek gibi can sıkıcı katiyette bir şey yapmış olsaydı ,Derrida’nın son dönem mesiyanizminin çökecek olması gibi bir şeydir bu. Elle tutulur bir kurtuluş biçimine ihtiyaç duymayanlara, dolayısıyla belirli bir nesnesi olmayan süreğen, açık uçlu bir beklenti olarak umut fikrini cezbedici bulma eğiliminde olanlara özgü bir bakış açısı devrededir burada. Bu bakış açısına göre, suya düşmemesi için umudun içeriksiz kalması gerekir. Bizi hayal kırıklığına uğratma ihtimali olmayan tek Mesih, hiç gelmeyendir.
Sayfa 92 - Ayrıntı Yayınları, 2016.Kitabı okudu
Reklam
Ann Oakley
Oakley ev işlerinin kadının eş veya anne rolünün doğal bir uzantısı değil , başlı başına bir meslek olarak anlaşılması gerektiğini ileri sürer. Bu, ev işlerinin "gerçek iş" olarak görülmediği bir dönemde tartışmalı bir bakış açısıdır. Kadınlar ev işlerini ücretsiz olarak yapmaya zorlanır. Bu sömürü türü, kapitalizmin işleyişini
"Hepimiz kendi kişisel Fabrikalarımızın bir koridorunda tökezlediğimize, kaderimizin mühürlendiğine ve bunun kesin olduğuna (hayal ya da kabus, monoton ya da tuhaf, iyi ya da kötü) inanabiliriz ancak bir söz, bir bakış, bir dil sürçmesi-onu değiştirebilecek, tamamen başka bir şeye dönüştürülebilecek herhangi bir şey- yüzünden mermerimiz bir bataklığa, labirentimiz altın bir yola dönüşür."
Sayfa 249 - DiyojenKitabı okudu
"Hayat monoton. Ama bir insan, Ravel'in Bolero'su gibi, yaşamına her yeni günde, her yeni yılda, yeni bir müzik, yeni bir roman, yeni bir film, yeni bir hobi, yeni bir bakış tarzı katarsa, hayatının dozunu, kalitesini günbegün, bir kreşendoya yükselir gibi yükseltirse, sonunda Bolero gibi muhteşem bir finalle sonlandırabilir belki.
Sayfa 223 - Doğan KitapeviKitabı okudu
Hepimiz kendi kişisel fabrikalarımızın bir koridorunda tökezlediğimize, kaderimizin mühürlendiğine ve bunun kesin olduğuna (hayal ya da kabus, monoton ya da tuhaf, iyi ya da kötü) inanabiliriz ancak bir söz, bir bakış, bir dil sürçmesi onu değiştirebilecek tamamen başka bir şeye dönüştürebilecek herhangi bir şey yüzünden mermerimiz bir bataklığa, labirentimiz altın bir yola dönüşür. Kaderimiz sonunda hep aynıdır, fakat kısmen seçimlerimizle şekillenen kısmen önceden belirli olan yolculuğumuz hepimiz için farklıdır.
Sayfa 249Kitabı okudu
Reklam
“Hepimiz kendi kişisel Fabrikalarımızın bir koridorunda tökezlediğimize, kaderimizin mühürlendiğine ve bunun kesin olduğuna ( hayal ya da kabus, monoton ya da tuhaf, iyi ya da kötü) inanabiliriz ancak bir söz, bir bakış, bir dil sürçmesi - onu değiştirebilecek, tamamen başka bir şeye dönüştürebilecek herhangi bir şey- yüzünden mermerimiz bir bataklığa, labirentimiz altın bir yola dönüşür. Kaderimiz sonunda hep aynıdır, fakat - kısmen seçimlerimizle şekillenen kısmen önceden belirli olan - yolculuğumuz hepimiz için farklıdır. Değişimler yaşantımız boyunca büyüdüğümüz her an karşımıza çıkabiliyor.”
Sayfa 249 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
"Hepimiz kendi kişisel fabrikalarımızın bir koridorunda tökezlediğimize, kaderimizin mühürlendiğine ve bunun kesin olduğuna (hayal ya da kabus, monoton ya da tuhaf, iyi ya da kötü) inanabiliriz ancak bir söz, bir bakış, bir dil sürçmesi - onu değiştirebilecek, tamamen başka bir şeye dönüştürebilecek herhangi bir şey - yüzünden mermerimiz bir bataklığa, labirentimiz altın bir yola dönüşür. Kaderimiz sonunda hep aynıdır, fakat - kısmen seçimlerimizle şekillenen kısmen önceden belirli olan - yolculuğumuz hepimiz için farklıdır. Değişimler yaşantımız boyunca büyüdüğümüz her an karşımıza çıkabiliyor."
Sayfa 249Kitabı okudu
Hepimiz kendi kişisel Fabrikalarımızın bir koridorunda tökezlediğimize, kaderimizin mühürlendiğine ve bunun kesin olduğuna (hayal ya da kabus, monoton ya da tuhaf, iyi ya da kötü) inanabiliriz ancak bir söz, bir bakış, bir dil sürçmesi -onu değiştirebilecek, tamamen başka bir şeye dönüştürebilecek herhangi bir şey- yüzünden mermerimiz bir bataklığa, labirentimiz altın bir yola dönüşür. Kaderimiz sonunda hep aynıdır,fakat - kısmen seçimlerimizle şekillenen kısmen önceden belirli olan-yolculuğumuz hepimiz için farklıdır. Değişimler yaşantımız boyunca büyüdüğümüz her an karşımıza çıkabiliyor.
Sayfa 249Kitabı okudu
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.