Muhabir: Sizce suç kızlarda mı?
Genç: Yok canım ne kızlardası
- Zaten kızlar ömrünün yarısını çeyiz sandıklarına harcıyor
Diğer yarısını adam sandıklarına
Anlam Dünyamızın Ayrılış Noktası: Yollar
✵ ✵ ✵
Şuurumuz, nefesimiz gibi her an capcanlıdır. Nefesle bedenimiz işlevlerini yerine getirdiği gibi şuurumuzla da düşünmeyi, anlamayı, idrak etmeyi gerçekleştiririz. Düşünmekle, anlamakla, idrak etmekle kalbimiz şekillenir. Kalbimizi şekillendiren bu işlevlerin her birinin kendine göre bir
Nejat İşler
Oyunculuğuna hayran olduğum, kalemiyle daha çok biyografik bir eser olan
Gerçek Hesap Bu!'yla tanıştığım sanatçı.
İncelememe başlamadan önce şunu söylemek istiyorum: Bu kitap herkese hitap etmiyor! Herkes bu kitabı okumak zorunda değil! Okumadan önce yazarın üslubu ile ilgili ön araştırma yapmanız iyi olacaktır. Zira edepli beklentileriniz
Bruce D. Perry sinirbilimci, psikitrist, araştırmacı, akademisyen, profesör. Özellikle çocuk psikolojisi konusunda çok uzman demek mümkün bence. Alanının dünyadaki en büyük isimlerinden. 200 den fazla makalesi, kitapları olan bir isim. Travma konusu ile özellikle ilgili. Hiperaktiflik ve dikkat bozukluğunun bir hastalık olmadığı ile ilgili savunması
Vietnam Savaşı boyunca bir adam her gece Beyaz Saray önünde tek mumla protesto yaptı.
Bir gece bir muhabir yanına gelip “Bu küçük protestonuzun gerçekten bir şeyideğiştireceğine inanıyor musunuz?” diye sordu.
Adam: “Ben buraya onları değiştirmek için değil, onlar beni değiştiremesin diye geliyorum. İnsanlığımı benden alamasınlar, kendim insan kalabileyim diye..”
(Olayın tarihî sıhhati tartışılır, ancak hisse alınması gereken bir hâdisedir.)
Paris'te kendisiyle röportaj yapmaya Benjamin'in evine giden bir muhabir, Benjamin'in çalışma odasında yeni alınmış koli halinde bir çok kitap görür ve biraz alaycı bir şekilde " Tüm bu kitapları okuyabilecek vaktiniz olduğuna inanıyor musunuz?" diye sorar.
Benjamin'de muhabire şöyle cevap verir "Kitaplar yalnız okunmak için değil, aynı zamanda birlikte yaşamak içindir de. "
İnsanlık, Birinci Dünya Harbi ile sarsılmakta. 100 yılın ardından arka sayfalarında gizlenmiş büyük yangınlar, buhranlar ve insanlık trajedisiyle tarihine kara bir danga vurulmuştur. İyi ile kötünün mücadelesi var olma savaşını verirken; her asrın tamda gecenin çöktüğü yerde filizlenen umutlar vardır. Karanlıklara aydınlık olsun diye, zafer
Muhabir: Girdiğiniz İslam dininde bir erkeğin dört kadınla evlenmesine ne diyeceksiniz? Siz batılı bir aydın şarkıcı olarak bunu nasıl kabul ettiniz?
Yusuf İslam : Sen beni eski halimle tanıdığını söylüyorsun. Ben Müslüman olmadan önce kaç kadınla beraber olduğumu bilemem. Onlardan çocuğum olmuşsa onu da bilemem. Ben böyle adi bir hayat yaşarken sen bana hayrandın. Ben şimdi Müslüman oldum. Tek eşle evliyim. İkinci bir evliliğe niyetli de değilim. İslam dini dörde kadar izin veriyorsa onların ve çocukların sorumluluğunu da ona yüklüyor. Senin hayran olduğun Batıda böyle bir sorumluluk yok. Birçok çocuk babasını bilmez. Babası da çocuğunu görmeden gider bu dünyadan.
"1949 yılının 26 ekim sabahı Gabriel Garcia Marquez muhabir olarak ilk yazılarını yazdığı günlük gazetenin toplantısından çıkmak üzereyken, telefondan, eski Santa Clara Manastırı'nın mahzenindeki mezarların boşaltıldığı haberi alınır... ve, yazı işleri müdürü Marquez'e seslenir: “Oralarda bir dolaş bakalım, yazacak neler
> BAK SPOILER, MPOILER YOK, HER KİMSEN SAKIN ŞİKAYET EDİP, EMEKLERİ HİÇ ETME DOSTUM !!! <
> Evet, geldik gene güzel bir kitabımızın sonuna ve benden merakla beklenen incelemelerden birisine daha. Her ne kadar Zümrüt GÖKÇE'nin Grangé etkinliğinde aktif olarak boy gösterememiş olsam da, kendisinin şiddet ve cebir ile beni tanıştırmak
"Felsefe okurken unutmamalısınız ki,
felsefe bir gösteri sporu değildir. Felsefi
düşüncelerle, konuları belli bir mesafeden
yazan bir muhabir gibi değil, bir filozof gibi
uğraşmak zorundasınız."
Zaman Makinesi ‘ni yeniden inşa etmiş dostlar. Girin koluma, gidelim 1900’lerin başlarına, eski İstanbul’a. Ben şuracığa oturayım, misal Pera sokaklarında tahta bir bank olabilir bu, Gülhane Parkı’nda bir ağacın gölgesi, ya da henüz yıkıntıları göze batmayan sur duvarlarının üstü.. Okuyayım şu romanı. İzleyeyim şu şöleni. “Yedi