Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

md

md
@muntehine
ilâhiyat
17 Aralık
5 okur puanı
Haziran 2021 tarihinde katıldı
Dünyanın kendisinden daha güçlü olduğunu gören çocuk saklanır. Başkalarının kendisini incitebileceğini fark eden kişi yaralarını saklar.
Sayfa 28 - kapı yayıneviKitabı okudu
Reklam
Âh, teslimiyet! Aşk ile bir daha, âh!
Sayfa 25 - kapı yayıneviKitabı okudu
Bunaldım diyorum, herkes biraz daha kabuğunun içinde.
Sayfa 45 - kırmızıkedi yayıneviKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanın kendi kafasının içindeki sessizlik en gürültülüsü.
" Birinin arzusu bir başkasının derdidir dünyada "
Sayfa 18 - yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kitabın takdim kısmına olan hayranlığımı eklemek istedim :) eşine olan teşekkürünü şu şekilde kelimelere dökmüş yazar : " Hayatı hayatımla kesişen o kişiye... Güzel bir koku esintisi yahut parlak bir kıvılcım gibi.."
409. Ebû Hüreyre radiyallahu anh söyle dedi: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "İşte o gün yer haberlerini söyler" [Zelzele süresi (99), 4] âyetini okudu, sonra: "Yerin haberlerinin ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu. Sahâbe: - Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber: "Onun haberleri, her erkek ve kadının yeryüzünde neler yaptığına şâhitlik ederek, sen şu günde şöyle yapmıştın , demesidir. İşte yerin haberleri budur" buyurdu. Tirmizi, Kiyamet 7
Ey gözlerin görmediği, zanların karışmadığı, anlatanların anlatamadığı, hadiselerin değiştiremediği, dağların ağırlığını, yağmurun ve yaprakların sayısını bilen; kendisinden hiçbir zerrenin gizlenemediği ulu Allah!.. Ömrümün sonunu hayreyle. En sevinçli günüm sana kavuşacağım gün olsun.
Sayfa 173 - dergah yayıneviKitabı okudu
Allahım!. Sen benim Rabbimsin, ben senin kulunum. Beni affet. Önceden yaptıklarımı, sonraya bıraktıklarımı, içimde gizlediklerimi, açığa vurduklarımı bağışla. Allahım!.. Gazabından rızana, cezandan affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Beni esirge, bana merhamet et, bana hidayet ver. Kalplerimizi hayırla doldur, bizi selamet yollarına ilet, karanlıklardan kurtarıp nura kavuştur. Gizli-açık tüm hayasızlıklardan bizi uzaklaştır. Yarabbi!.. Ahirette cemalini görmek dilerim. Bizi iman ile süsle. Sevdiklerini seni sevdikleri için severiz, sana karşı gelen lere sana düşman oldukları için biz de düşman oluruz. Bizi düşmanlarınla savaşan, dostlarınla barışanlardan kıl.
Sayfa 172 - dergah yayıneviKitabı okudu
Dua kalbinin kapısını açmak ve Yaradan'la konuşmaktır. Bunun için bir "dil" gerekir haliyle. Kalpten kopanı kanatlandırıp âsumana uçurmak için. Bu dil Kur'an-ı Kerîm'in dilidir. Kulu Allah'a ulaştıran yol, Kur'an dilinin mucizevi âhengine bürünerek duaya çevriliyor. Bir başka imkân ise kâinatın kitabına bakmaktır. Seher de bülbülü dinlemek, gökte ayı ve yıldızları seyretmek, rüzgârda salınan ekin tarlalarına, başını taştan taşa vurup giden suya dalmak, dağların ve ıssız çöllerin zikrini işitmektir. O zaman işte Yunus Emre gibi biz de söylemeye başlarız: Dağlar ile taşlar ile Çağırayım Mevlam seni
Sayfa 171 - dergah yayıneviKitabı okudu
Reklam
İnfak dediğimiz şey gönül rızasına bağlıdır. Verdiği malda gözü kalan vermesin daha iyi. Cömertliğe karşılık bir hizmet, bir mükâfat, övgü hatta teşekkür bile beklenmemelidir. Öyle ki cömertlik bizde bir huy, bir meleke haline gelsin; ruhumuzun asaletini beslesin. Dünya bir misafirhanedir; bir gölgelik. İnsanoğlu göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir ömrü yaşıyor. Cenab-ı Hak "Sen infak et ki, ben de sana infak edeyim" buyuruyor. Seni dünyaya zincirleyen bağlardan, ağırlıklardan kurtul, verdikçe ferahlayacak, hafifleyeceksin. "Veren el alan elden üstündür" denilmiş. Burada cömert zenginler için bir müjde var. Hz. Peygamber "Her ümmetin bir fitnesi vardır, benim ümmetimin fitnesi de maldır" buyuruyor. Bunu bir köşeye yaz. Unutma. Vay ki mal hırsı ile yanıp-tutuşana. Kul "malım , malım " der durur. Halbuki onun malından kendisine düşen sadece şudur: Yiyip tükettiği, giyip eskittiği, verip kurtulduğu. Hadi be birader: Ver kurtul.
Sayfa 125 - dergah yayıneviKitabı okudu
Ve biz bu düğümü çözeceğiz. Başka yolu yok çözeceğiz. Üstümüze yağan rahmet ve bereket ile ve elbette duanın gücü ile, Cenab-ı Hakk'ın inayeti ile çözeceğiz. Bizden gayrı alternatif yok. Bizden gayrı diri yok. Bizden gayrısı ipini satmış, keçeyi sudan çıkarmış sanıyor kendini. Hadi bakalım; gün ola, harman ola.
Sayfa 119 - dergah yayıneviKitabı okudu
Eğer elin dar olduğu için, Rabbinden umduğun bir rahmeti bekleyerek, o hak sahiplerinden yüz çevirecek, onlara birşey veremeyecek olursan, güzel sözler söyle onlara, gönüllerini al. Ve ne elini boynuna bağlayıp cimri ol ve ne de sonuna kadar açıp, varını yoğunu ortaya döküp savurgan ol. Eğer cimri veya savurgan olursan, kınanan ve yapayalnız bir durumda ve hiçbir şeye gücün yetmez, pişman bir halde çöker kalırsın. Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine bolca verendir ve dilediğine de ölçülü verendir. Kullarının durumunu, bütün açıklığıyla görerek haberdar olan da O'dur. - Bilmediğin şeyin üstüne durup israr etme; çünkü kulak, göz ve kalp hepsi yaptıklarından sorumludur. Kıyamette yaptıklarından sorguya çekilecektir. Yeryüzünde kibirlenerek yürüme; çünkü ne yeri yarabilirsin, ne de boyca dağlara ulaşabilirsin. Bunların hepsi de kötüdür ve Rabbinin katında hoşa gitmeyen şeylerdir. İşte tüm bu söylenenler, doğru ile eğrinin ne olduğuna dair Rabbinin sana vahyettiği şeylerdir. Öyleyse ey insanoğlu! Allah'la beraber, sakın başka bir ilâh edinme, yoksa kınanmış ve kovulmuş vaziyette cehenneme atılırsın. (İsra , 17:22-39)
Sayfa 189 - Pınar yayınlarıKitabı okudu
Ya Rabbi niyetimizi halis eyle ki amelimiz makbul ola. Bizi bize bırakma. Rahmetini esirgeme üzerimizden.
Sayfa 108 - dergah yayıneviKitabı okudu
"Ameller ancak niyetlere göredir. Herkes niyetine göre muamele görür. Hicreti Allah ile Resulü'ne olanın hicreti Allah ve Resulü'nedir. Hicret elde edeceği bir dünyalık ya da nikâh edeceği bir kadın için olursa hicreti neye göre yapmışsa onun için olur." Dilimizde aynı bağlamda meseleyi daha da açık kılan bir deyim var: Kalbini bozmak. Bir kötü fiil işlemeye karar veren, haram olan bir şeye yönelen kişi; bu fiili işlemese bile niyeti itibarı ile kalbini bozmuştur.
Sayfa 107 - dergah yayıneviKitabı okudu
Bizler hüzün ehli ümmet olarak boynu bükük olanlara, kalbi kırık olanlara, gözyaşı dökenlere, mazlumlara, muhtaçlara daha bir yakınlık göstermekle mükellefiz. Güçlüye karşı zayıfın yanında, haksıza karşı haklının yanında, yalana karşı doğrunun yanında, zalimlere karşı mazlumun yanında durmalıyız. Mahzun gönüller ancak vuslat vuku bulduğu zaman şâd olacaktır. O kavuşma anının iştiyakı bizi bu yalan dünyanın kıylukâlinden uzak tutuyor. Ne mutlu hüzün ehli olanlara. Ne mutlu gözyaşı dökenlere. Ne mutlu insana ve âleme merhametle bakanlara. Ne mutlu daima dua hâlinde bulunanlara.
Sayfa 101 - dergah yayıneviKitabı okudu
Reklam
Ey yolcu! Hayret vadisinde bazen şuna şahit olabilirsin: Bir kimse ki ihsan ve lütuf yolunun nezaketi ile Allah'a yönelmez, bakarsın o kişi mihnet ve imtihan zincirleri ile O'na doğru çekilir. Lütfun da hoş, kahrın da hoş demesini öğren. Birtakım nimetlere garkolup da buna şükretmeyenin hâli nedir? Şudur ki; nimetler kaybolup gider, o da onların peşine düşer. Gözü bağlı bir gidiştir bu, sakın bundan. Sen şükür ipi ile nimetleri bağlamaya bak. Bazen durup düşünürsün; Allah katında benim yerim ve kıymetim nedir acaba diye kendi kendine sorarsın. O zaman etrafa değil kendine bak. Nerede duruyorsun? Hangi işi işliyorsun? Hangi halde bulunuyorsun? Şunu bil ki; senin O'ndan istediğin şeylerin en hayırlısı, O'nun senden istediğidir. Cenab-ı Hak dilini talep ve dua için çözüp serbest bıraktığı an, ellerin gözyaşları ile semaya açıldığı an, işte o an sana ihsan iniyor demektir.
Sayfa 56 - dergah yayıneviKitabı okudu
Sabah uzun, öğle daha uzun, akşam kısa, gece nihayetsizdir. Çocukluk kısa, gençlik daha kısa, yetişkinlik uzun, ihtiyarlık bir akşam saatidir.
Sayfa 196 - iletişim yayıneviKitabı okudu
İnsan haklı gerekçelerini açıklarken birden etrafın boşaldığını, gitgide ıssızlaştığını hissediyor.
Sayfa 183 - iletişim yayıneviKitabı okudu
Kim ister ki öyküsü yeni baştan başlasın, yeni bir karmaşa ile? Af değil, son istenir rahmet değil, tümden esirgenme isteyenin istediği gibi. Ağaç olsan, ağaçkakan deler, deler de her deliğe bir meşe palamudu sıkıştırır kış için. Ot olsan bel ki bir kayanın dibinde fışkırmış, mor çiçekli, gelir de bir çekirge faresi koparır toplar yığar kendi ağırlığının kırk katı kadarını topladığı erzak ambarına, fırlar yenisi için de. Olmaz demeyin gördüm bir belgeselde, dünya işte. Bir otu bile kendiliğinden kurumaya bırakmaz esfelin dibinde. Rahmet denilen, nimet denilen "Beni kim yiyecek" demenin tercümesi belki de.
Sayfa 175 - iletişim yayıneviKitabı okudu
Hayat iç içe, ama aslen kimse kimseye karışmaz ve kimse kimseden mesul değildir. Kim az evvel bir kahkahadan içeri girdi, kim avurt arasına saklandı, iki kalın arasında gezen gölge kimdi, kimindi, o yutkunan neydi o yutulan bilinmez, nezaket bilmeye manidir, isteğe de, kaldır hafif kaşını bu olabilir ama indir hemen yeniden, kaşın yeri hayret değildir, ibret de, ufak bir "Değil mi?" ya da minicik bir şaşkınlıktır. Bu yüzden belki de sırf bu yüzden her şey bizden gizlidir. İnsan kendinden gizlidir, insan zaten kendinden 'giz'lidir.
Sayfa 96 - iletişim yayıneviKitabı okudu
Hayat değişir. Aşkı kaybederiz. Arkadaşlarımızı kaybederiz. Hiç kaybetmeyeceğimizi sandığımız parçalarımızı kaybederiz. Sonra, biz farkına bile varmadan bu parçalar geri gelir. Yeni bir aşk başlar. Daha iyi arkadaşlar ediniriz. Ve aynaya daha güçlü, daha bilge bir versiyonumuz bakar. Bir şeyler ne kadar kötüye giderse gitsin iyi günler de gelecektir. Güzel günler yaşayacağınızı ummak ve hayatta karşınıza çıkan gülümsemeleri, neşeleri kabul etmek hayatta ihtiyacınız olan şeydir." (Preetham Mohanty)