Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müptela Bir Okur

Müptela Bir Okur
@muptelabirokurr
instagram: muptelabirokurr
128 syf.
·
Puan vermedi
"Ama sonunda kaybeden siz olmuşsunuz." "Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?" "Ama kucağında bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz." "İyi ya, boş değildi kucağım." "Ama yandınız, kül oldunuz." "Ama vardım, kül bunun kanıtı." Herkese merhaba Suzan Defter Ayfer Tunç’tan okuduğum ilk kitap. Nasıl da geç kalmışım Ayfer Tunç’la tanışmak için Çok beğenerek okudum ve hemen yazarın diğer kitaplarını araştırmaya başladım. Gelelim kitabın konusuna: Kitap iki günlükten oluşuyor, soldaki sayfalar erkeğe, sağdaki sayfalar kadına ait. İlk defa bu türde bir kitap okudum ve çok sevdim Aynı anda o an yaşanan olayda iki karakterin de aklından ne geçtiğini ne hissettiğini, nasıl baktığını görüyoruz. Adam bir avukat, emekli olduktan sonra evini satılığa çıkarıyor. Aslında satmaya çokta niyeti yok daha çok kendine bir uğraş konuşacak bir insan arıyor da diyebiliriz. Bu ilanı gören kadın ise eşinden ayrılmış, iç dünyası karışık bir kadın, evi satın almayı düşünmediği halde evi görmeye gidiyor ve böyle başlıyor her şey. Sonra kendimizi Suzan’ın hikayesinin içinde buluyoruz. İkisinin arasındaki daha çok dert ortaklığına dönüşüyor. Bence mutlaka okumalısınız, yazarın öyle dokunaklı cümleleri vardı ki neredeyse çoğu yerin altını çizdimkesinlikle öneririm
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213bin okunma
Reklam
408 syf.
·
Puan vermedi
"Mamafih bu hasret öyle bir hasrettir ki, yan yana olduğumuz zamanlarda bile bakidir.” Herkese merhaba Türk edebiyatının önemli isimlerinden olan Sabahattin Ali’nin biyografisiyle geldim. Sabahattin Ali’yi çok severim, kitaplarını da çok severek okudum ama yaşamı hakkında pek bilgim yoktu açıkçası. Okuduktan sonra çok etkilendim. Romanlarını yazdığı süreç, hapishaneye girişi, eşi Aliye ile tanışması ve daha birçok olay anlatılmış kitapta. Sabahattin Ali, lafını esirgemeyen, sivri dilli ama en önemlisi görüşünü sonuna kadar savunan bir insanmış. O dönemde de tepki çektiği için yaşamının bir bölümü kaçarak, hapise girerek, sıkıntılar çekerek geçmiş. Osman Balcıgil daha önce okuduğum kitabı Celile’de olduğu gibi yine çok güzel anlatmış. Okurken o anı yaşıyorsunuz, en önemlisi de yepyeni bilgiler ediniyorsunuz Türk edebiyatıyla ilgili. Kitap, adını Sabahattin Ali’nin yazılarını hep yeşil mürekkepli kalemle yazmasından alıyor. Aslında yazmaya şiirle başlamış. Günümüzde severek dinlediğimiz şarkılarda duyuyoruz bu şiirleri, örneğin; Çocuklar Gibi, Ben Sana Vurgunum… İnsan kitabı bitirdikten sonra böyle olmamalıydı diyor keşke farklı şekilde bitseydi diyor… Kısacası biyografi sevenlere kesinlikle önerimdir.
Yeşil Mürekkep
Yeşil MürekkepOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20164,985 okunma
504 syf.
·
Puan vermedi
Herkese merhaba.‍️ Ahmet Ümit’ten okuduğum ilk kitap olan Kayıp Tanrılar Ülkesi’nin yorumuyla geldim. Normalde polisiye pek sevmem ve okumam ama Ahmet Ümit bana sevdirdi diyebilirim️Kitabın en sevdiğim yanlarından biri arkeoloji ve mitoloji hakkında bol bol bilgilenmemdi. Yazar mitoloji ve günümüzü harmanlayarak, en ince detaylarına kadar araştırılıp tasarlanmış bir şaheser çıkarmış ortaya. Kitap, Bergama’daki antik şehre meraklı, bu şehirle bağlantıları atalarına dayanan Ölmez ailesini ve bu aile etrafında gerçekleşen cinayeti konu alıyor. Cinayeti çözmeye çalışan Yıldız Karasu’yla beraber hem mitolojiyi öğreniyoruz hem de adım adım katili bulmaya çalışıyoruz okuyucular olarak. Kısacası ben kitabı çok beğendim. Akıcılığıyla, olay örgüsüyle kitap beni içine çekti. Kitabı okuduktan sonra hemen araştırmaya başladım sıradaki Ahmet Ümit kitabım hangisi olsa diye. Mitoloji ve polisiyeye ilginiz olsun olmasın eminim hepiniz severek okuyacaksınızdır bu kitabı. Kesinlikle öneriyorum
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
430 syf.
·
Puan vermedi
"Bazen çekip gitmeyi düşünüyorum." "Nereye?" "Unutmanın kolay olacağı bir yere.” Herkese merhaba‍️ Yürek burkan bir kitabın yorumuyla geldim. Okumadan önce çok güzel yorumlar görmüştüm kitapla ilgili, beklentim de yüksekti ve beklentimi fazlasıyla karşıladı. Daha önce Khaled Hosseini’den Uçurtma Avcısı kitabını okumuştum. Bin Muhteşem Güneş’te de Uçurtma Avcısı’nda olduğu gibi savaşın yıkıcı etkilerini görüyoruz. Afganistan’da 1980-2001 yılları arasında yaşanan hem iç hem dış karışıklıklar, özellikle kadınlara koyulan kurallar, kadınların bir hiç olarak görülmesi, savaşta masum insanların, çocukların ölmesi ailelerin dağılması, yazar o dönemin koşullarını ustalıkla anlatmış. Gelelim ana karakterlerimize; Meryem ve Leyla. Kitap Meryem’in çoçukluğuyla başlayıp, ikinci kısımda Leyla’nın çocukluğuyla devam ediyor. Bu iki kadın nasıl bir araya gelecek derken kader onları hiç tahmin etmediğimiz bir şekilde buluşturuyor. Meryem ve Leyla bize anneliği, dostluğu, aşkı, kadın dayanışmasını ve mücadeleyi en güzel şekilde gösteriyor. Kitabı okurken bende onlarla güldüm onlarda üzüldüm. Bin Muhteşem Güneş pek çok konuya değinen insanın kalbine dokunan bir kitap. Akıcılığıyla ve sade diliyle de kolayca okunabilecek bir kitap, kesinlikle öneririm Son olarakta özellikle o dönemde ki Afganistan’daki kadınlara yapılan muameleyi en iyi özetleyen cümle: “Bunu öğren, kafana iyice sok, kızım,” dedi Nana. “Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma, Meryem.”
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,9bin okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
’Anılar birer yaprak gibi döküldü hayat ağacından. Bir defterin içinde saklamak isteseydi, acaba hangilerini toplardı yere dökülmüş bu yaprakların?’’ Herkese merhaba‍️ Osman Balcıgil’den okuduğum ilk kitap olan Celile ‘nin yorumuyla geldim. Tek kelimeyle muhteşemdi. Kitabı okuduktan sonra Celile’ye hayran kalmamak mümkün değil. Celile; Nazım
Celile
CelileOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20165,3bin okunma
Reklam
184 syf.
·
Puan vermedi
"Daha çok anlat," dedim. "Hoşuna gidiyor mu?" "Çok. Elimden gelse, seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum." "Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?" "Gider gibi yaparız.” Herkese merhaba‍️ Uzun zaman sonra beni çok etkileyen bir kitap yorumuyla geldim. Biliyorsunuz ki Şeker Portakalı dünyada en çok okunan kitaplardan. Bende nihayet okuyayım dedim ve ne kadar geç kaldığımı farkettim. Şeker Portakalı Zeze’nin yoksulluk acı ve ümit dolu hikayesini anlatıyor. Beş yaşındaki Zeze zeki, eğlenceli, zaman zaman da yaramaz bir çocuk. Burada çocuk kelimesinin altını çizmek istiyorum çünkü Zeze’nin bir çocuk olduğunun farkına varıp ona öyle davranan tek kişi Portuga. Zeze’nin biricik dostu, sırdaşı. Tabi bir de Minguinho adını verdiği bir şeker portakalı var. Ailesinden yediği dayaklardan sonra kendini mutlu hissettiği, dertleşebildiği iki yer. Ben Zeze’nin hikayesini okurken kimi zaman üzüldüm kimi zaman güldüm, çok etkilendim. Onun acısını kalbimde hissettim. Onun o küçük kalbinin çektiği tonla acıyı bende çektim sanki okurken. Eğer okumayanlarınız varsa kesinlikle öneriyorum.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022230,6bin okunma
651 syf.
·
Puan vermedi
“…insan bir şeyleri ne kadar isterse istesin, o şeyler asla kendiliğinden çıkıp gelmez. İnsan bir şeylerden özel olarak uzak durmaya çalıştığında ise, o şeyler kendiliğinden insanın üzerine üzerine gelir.” Herkese merhaba‍️ Haruki Murakami’den okuduğum ikinci kitap olan Sahilde Kafka’nın yorumuyla geldim.Öncelikle şunu söylemeliyim ki, o nasıl
Sahilde Kafka
Sahilde KafkaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20209,8bin okunma
189 syf.
·
Puan vermedi
“Kendi isteklerinizi bizzat dinleyip ciddiye aldıkça, karşınızdakilerin de aynı şekilde davranacaklarını görürsünüz.” Herkese merhaba.Hayır diyemeyenler için bir öneriyle geldim. ‘Hayır Demeyi Bilmek’ günlük yaşamdaki ilişkilerimizde kendi sınırlarımıza duyduğumuz saygıyı hiçe sayarak eleştirilme, reddedilme ve sevilmeme korkusundan dolayı hayır diyemediğimizi etkileyici örneklerle anlatıyor bize. Hayır diyememenin altında yatan sebeplerden, bizim üzerimizdeki etkilerinden ve nasıl aşılacağından bahsedilmiş. Aslında mesele hayır demekten çok ‘’nasıl hayır dediğimiz’’ve yapıcı hayır ile gereksiz hayır arasındaki farkı anlamak. Kısacası ilgililerine öneririm, benim faydalandığım bir kitap oldu, tabi günlük hayatta ne kadar uygularım muamma Son olarak altını çizdiğim güzel bir bölümü bırakıyorum buraya: "Her zaman ötekiler gibi düşünmek zorunda değilim." "Hep onların istediklerini yapmak zorunda değilim." "Herkesin beni sevmesi gerekmez." "Sürekli olarak değerimi kanıtlamak zorunda değilim." "Anlamsız şeylere bu kadar çaba harcamam yada kendimi bu kadar sıkıntıya sokmam gerekmez." "Bende var olma hakkına sahibim." "Kendimi değersiz saymam için hiçbir nedenim yok."
Hayır Demeyi Bilmek
Hayır Demeyi BilmekMarie Haddou · İletişim Yayınları · 2021254 okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
"Onun gururunu ben de kolaylıkla hoş görebilirdim. Benim gururuma dokunmamış olsaydı.” Herkese merhaba‍️ Bilenler bilir Jane Austen’a ve İngiliz edebiyatına bayılırım️ Gurur Ve Önyargı olarak iki sene önce okumuştum, fakat biraz unutunca ve kafamı dağıtacak bir kitaba da ihtiyacım olunca hemen okumaya başladım Aşk Ve Gurur’u. Elizabeth ve Darcy’nin önce imkansız gibi görünen ama daha sonra okudukça içine çeken büyülü aşklarını konu alıyor kitap. Yazarımız Jane Austen güçlü kadın karakterleri yazmayı sever Elizabeth de onlardan biri, güçlü olduğu kadar da önyargılı. Mr. Darcy ise fazlasıyla gururlu ve bu gururu sebebiyle dışarıdan soğuk olarak tanımlanıyor. Kitapta 19. Yüzyıl İngiltere’sinin konularına, sosyal statüye, evliliklere, aşka değinilmiş ve mizahıda eksik etmemiş Austen. Kısacası gurur ve önyargının evrilerek nasıl bir aşka dönüştüğünü okuyoruz. Sade, basit bir kitap, tek zorluğu çok fazla isim, karakter olması ama ona da okudukça alışıyorsunuz. Benim gibi İngiliz edebiyatını sevenlere öneririm. Ben kitabı okudukça keşke o dönemde yaşasam dedim
Aşk ve Gurur
Aşk ve GururJane Austen · Can Yayınları · 202176bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
‘’Azad eyleseler uçamaz mısın? Kırılmış kolların kanadın hani!’’ Kitabı anlatmaya nerden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum, az önce bitirdim ve hala etkisindeyim. Bir de kitabın sonundaki yazarın yazısından sonra gerçek bir hikaye olduğunu öğrenince sindirmek çok zor oldu. Asılacak Kadın korumasız, savunmasız büyütülen genç bir kız olan Melek’in bir cinsel nesne olarak kullanılıp sömürülüşünü ve toplumun da bunu bilmesine rağmen suskunluğunu konu alıyor. Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde ‘yalı cinayeti’ yargıç Faik İrfan’ın, ikinci bölümde mağdur olan Melek’in üçüncü bölümde ise Melek’i kurtarmak için çabalayan Yalçın’ın ağzından anlatılıyor. Asılacak Kadın bizim neredeyse her gün gazetelerde gördüğümüz, duyduğumuz bir gerçek aslında. Pınar Kür’ün de dediği gibi : ‘’Asılacak Kadın, korunmasız, güvencesiz, çaresiz zavallı bir kadının, dış dünyadan koparılarak, bir sapığın hastalıklı ve korkunç dünyasına hapsedilişini, ezilişini, sömürülüşünü, çektiği türlü eziyetler sonucu kendini savunmak için ağzını bile açamayacak nesne haline gelişini anlatmaktadır.’’ Kitap yayımlandıktan sonra ‘müstehcen’ bulunarak yasaklanmış. Pınar Kür’ün bu duruma cevabı ise: ‘’Melek’in çektiği korkunç acıları , işkenceyi, akla uzak aşağılamaları okuyup da cinsel arzuları kabaracak kişinin ruh sağlığından ciddi biçimde kuşkulanmak gerekir.’’ Kısacası acı ama gerçek bir roman. Bu sıralar araştırma yaptığım proje ödevimde bu konu üstüne olunca okumamı biraz öne aldım, iyi ki de okumuşum!
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Can Yayınları · 20184,884 okunma
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
“Özgürlüklerini savunamayanların ödedikleri bedel ağırdır.” Herkese merhaba ‍️ Beni çok etkileyen alegorik bir romanla geldim. Hayvan Çiftliği çok derin anlamlar içeren anlaşılır dilli ama düşündürücü bir kitap. Kitapta ‘Beylik Çiftliği’nde yaşayan hayvanların düzene başkaldırıp çiftliği yönetmek istemeleriyle başlıyor olaylar. Fazla gücü elde etmenin bir canlıyı(aslında bir insanı) nasıl zehirlediğini ne hale getirdiğini görüyoruz. Çiftlikteki hayvanların her biri bir insan tipini simgeliyor. Hayvanlar; Her şeyin farkında olup sesini çıkarmayanlar, itaat edenler, sorgulamayanlar ve baş kaldıranlar olarak ayrılıyorlar. Bir devrim gerçekleştirmeye çalışıyorlar fakat ne kadar başarılı oldukları tartışılır… Yazarımız George Orwell, hayvanlarla insanları simgelemenin yanısıra Napoleon karakteri ile Stalin’e atıfta bulunmuş ve kapitalizmi eleştirmiş. Kitapta da belirtildiği gibi Hayvan Çiftliği “korkunç sonlu bir peri masalı”. Kısacası bence mutlaka okunması gereken bir eser, kesinlikle öneriyorum. Son olarak kitabı özetleyen en temel olay ; ‘’Bütün hayvanlar eşittir’’ kuralının ‘’ Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.’’ e dönüşmesi…
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020247bin okunma
101 syf.
·
Puan vermedi
‘’Bir şeyi çok fazla istemek iyi değildir. Bazen şans ters dönebilir yoksa. Ayarında istemeyi bilmeli kişi.’’ Meksika halk hikayesinden esinlenmiş İnci , bir kasabada yaşayan inci avcısı Kino’nun ve ailesinin hikayesini konu alıyor. Kino’nun bebeğini bir akrebin sokmasıyla başlıyor her şey. Kino bebeğinin iyileşmesi için inci avına çıkıyor ve bugüne kadar kimsenin görmediği kadar büyük ve parlak bir inci buluyor denizde. Fakat bu incinin ona uğursuz geleceğinden habersiz. İnci’nin bana verdiği en temel mesaj: ‘’İnsan bazen daha fazlasına sahip olmalıyım düşüncesinden vazgeçmeli ve durmayı bilmeli.’’ İşte bunu beceremeyen Kino’nun başına neler geldiğini okuyoruz kitapta. Kino bebeğinin iyileşmesine sevinip inciden vazgeçebilirdi mesela ama galiba mühim olan da vazgeçemeyenlerin yetinemeyenlerin başlarına neler geleceğini okumaktı. Üzücü bir sonla bitti kitap tıpkı yazardan okuduğum diğer kitap olan Fareler Ve İnsanlar gibi.Sanırım yazarın tarzı bu, kısa ama etkileyici insanı düşündüren trajik sonlar. Kitapta değinilen diğer bir nokta da ‘ırkçılık’ ‘ eşitlik’ kavramları. Sırf kızılderili olduğu ve parası olmadığı için doktorun Kino’ya yardım etmemesi bunu gözler önüne seriyor. Kısacası benim fazlasıyla beğendiğim bir kitaptı. John Steinbeck yolculuğumda sıradaki kitabım Gazap Üzümleri olacak gibi duruyor ama sizin de başka bir öneriniz varsa alırım.
İnci
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202337,7bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
"Her hikayenin anlatılacak bir zamanı vardır.Eğer anlatılmazsa insanın yüreği hep o sırrın hapsinde kalır." •Sputnik Sevgilim, Haruki Murakami yolculuğumun ilk kitabı. Severek okuduğum sürükleyici fakat biraz kafa karıştıran bir kitaptı. Kitabın içeriğinden kısaca bahsetmek gerekirse; üç ana karakterimiz var. Sumire; 22 yaşında yazma arzusuyla yanıp tutuşan, deli dolu bir genç kız. Kitapta “K.” olarak bahsedilen öğretmen ise kendi halinde sessiz sakin içine dönük, fazlasıyla bilgili kültürlü ve Sumire’ ye olan aşkından hiç vazgeçmeyen biri. Myu ise 30’lu yaşlarında babasından miras kalan işlerle ilgilenen, güzel bir kadın. Kitabın sonlarına doğru Myu’nun kimseye anlatmadığı onda travma yaratan hikayesini öğreniyoruz. Sputnik Sevgilim de olaylar Sumire’nin Myu ile karşılaşmasıyla başlıyor ve kitabın ortalarında Sumire’nin kayboluşuyla heyecanlı bir hal alıyor. Kısacası Haruki Murakami benim çok merak ettiğim bir yazardı, tanıştığım için çok mutluyum️ Betimlemeleriyle, akıcılığıyla keyifle okuduğum bir kitap oldu. Sadece Murakami ile tanışmak için doğru kitap olmayabilir yani daha sade ve bilinen bir kitabıyla başlamak daha iyi olacaktır
Sputnik Sevgilim
Sputnik SevgilimHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20165,7bin okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
‘’ Yarın ne getirecek bilmiyorum, ama her şeyi doğru yapmış değil, ‘’yaşadım’’ diyebilecek biri olarak ölmek istiyorum. Hayat hata yapmaktan korkmak için çok kısa. Korkmuyorum.’’ Nermin Yıldırım ile ‘Dokunmadan’ kitabıyla tanıştım. Beni fazlasıyla etkileyince diğer kitaplarına da şans vermek istedim ve iyiki vermişim!️ Unutma Dersleri ana karakterimiz Feribe’nin aşk acısını unutmak için Mazi İmha Merkezi’ne başvurmasıyla başlıyor. Sonrasında Feribe’nin aşk acısının, çocukluğunun, kişiliğinin derinliklerine iniyoruz . Kimi zaman ağlatırken kimi zaman da güldürdü beni Feribe, çünkü mizah onun hayatta kalma yöntemlerinden biri. Feribe’nin yıkılışını ama yıkıldıktan sonra mücadeleyle nasıl ayağa kalktığını da görüyoruz. Kitapta her cümlenin altını çizmek istedim, kelimeleri bir araya getirip kalbimizden vurmayı başarmış Nermin Yıldırım. Kitapta psikolojide var, mizahta, aşk acısı da kısacası ‘hayat’ var her haliyle. Okuduğunuzda bir cümle bile olsa kendinizden bir şey bulacaksınız bence. Belki de bir cümle size’ hayata birde böyle bak’dedirtecek. Kısacası anlaşılır dilli, akıcı bir kitaptı kesinlikle öneriyorum.
Unutma Dersleri
Unutma DersleriNermin Yıldırım · Hep Kitap Yayınları · 20203,705 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
“Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.” Herkese merhaba ‍️Kısa ama etkileyici, sonunu başından bilmenize rağmen heyecanla okuyacağınız bir kitap önerisiyle geldim. Kırmızı Pazartesi, ‘’ Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün, piskoposun geleceği gemiyi karşılamak için sabah saat 05.30’da kalkmıştı.’’ cümlesiyle başlıyor. Kitabın geri kalanında ise adım adım bu cinayetin nasıl işlendiğini ve halkın bu cinayetin işleneceğini bilmesine rağmen engel olmak için hiçbir şey yapmayarak bu cinayete nasıl göz yumduğunu görüyoruz. İşlenen cinayet bir ‘’ namus cinayeti’’. Kurbanın suçlu olduğuna dair tek bir kanıt bile yokken kimsenin ses çıkarmadığı belki de içten içe destekledikleri bir cinayetin hikayesi Kırmızı Pazartesi. Üstelik bu cinayet kitabın yazarı Gabriel Garcia Marquez’in çocukluğunu geçirdiği kasabada yaşanmış bir olay. Yazar ustaca bir dille anlatmış olan biteni. Marquez’den okuduğum ilk kitap ve son olmayacağı kesin. Kısacası kitapta bir cinayete , toplumsal ruhçözümlemelerine, halkın ortak davranış biçimlerine değinilmiş. Ben kitabı beğendim, okumanızı öneririm.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,9bin okunma
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.