Speyer daha sonra şu sonuca varıyor: "İbrahim'in babasına ve arkadaşlarına karşı yürüttüğü kavgacı konuşmalar, İbrahim'in hep daha artan bir dozda Muhammed'in rolünü oynadığını gösteriyor." Gerçekten de Kur'an'ın İbrahim'i, Musevi ve Hıristiyan ge­leneklerinde bilinmeyen; ailesinden, akrabalarından, aşiretinden ve aşiretinin dininden olağanüstü bir sertlikle ayrılmasını sahne­lemesi, Peygamber Muhammed'in ailesinden, akrabalarından, aşiretinden ve aşiretinin dininden olağanüstü bir sertlik ve düş­manlıkla ayrılmasına yansıyor.
Sayfa 213Kitabı okudu
Sultan Abdülhamid'i tahttan indirmeye giden heyetin içinde yer alan Emanuel Karaso (Carasso), yukarıda gördüğümüz gibi hem Mason, hem de Arnavut Yahudisiydi; başka Musevi vatandaşlar gibi, milletvekili olarak Meclis-i Mebusan'a girdi ve bu, Siyonistler adına ciddi bir kazanç sayıldı.
Sayfa 168
Reklam
Beni de Bırakıyor Dostlarım.
Beni de bırakıyor dostlarım, gettolu kadınlar, meyhane soytarıları, çok zaman geçirdiğim aralarında, ve öldü o kız da, mayasız yağına bulanmış yanardı bin yıllık yüzü ve musevi eti, karanlık Değişti belki hüznüm de sanki benim değilmiş gibi, unuttuğum benim de.
Sayfa 62 - KavramKitabı okudu
:D Seviyorum Osho-yu :)
Bir Katolik, bir Protestan ve bir Musevi az önce altı ay ömrü kaldığını öğrendiğini söyleyen bir arkadaşları ile konuşuyorlardı. "Siz ne yapardınız," diye Katolik olana adam sordu, "şayet doktorunuz yaşamak için altı ayınız olduğunu söyleseydi?" "Ah!" dedi Katolik. "Bütün mal varlığımı kiliseye bağışlardım, her Pazar ayine katılırdım ve düzenli olarak benim Hail Marys'imi söylerdim." "Ve sen?" diye sordu Protestan'a. "Her şeyi satardım ve bir gemi ile dünya turuna çıkardım ve çok iyi vakit geçirirdim!" "Ve sen?" diye sordu Musevi'ye. "Ben mi? Başka bir doktora giderdim." Zekâ budur.
Sayfa 5
Dini dünya işlerine karıştırmışlar
Heinrich gibi, Rousseau ve Voltaire’in öğrencisi olan biri için, Yehova ve İsa arasında hiçbir fark yoktu. Bir filozof beynine sahip olan Heinrich, her iki dine de aynı ölçüde yabancıydı. Hıristiyan değildi, çünkü İsa’ya inanmıyordu; Musevi de değildi, çünkü Yehova’ya da inanmıyordu. Ama Heinrich bir Yahudiydi ve işe başlayabilmek için vaftiz belgesine ihtiyacı vardı.
Bir sufi dost, bize şems Divanı’nda Mevlana’nın dile getirdiği şu küresel anlayışı içeren sözleri hatırlatmıştır: “Hak yolunun yolcusu küfürden de,dinden de beridir. Gönlüme baktım: Allah’ı orada buldum. Yoksa başka yerde değil. Ben ne Hristiyan’ım, ne Musevi,ne Zerdüştçü, ne de Müslüman. Ne şarktanım, ne garptanım, ne topraktan, ne de denizden. İkiliği bir yana attım. İkinin bir ettiğini gördüm. ‘Bir’i arar, ‘Bir’i Yaşar, ‘Bir’i çağırırım ben.”
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.