Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
17 Eylül 1914'te Mustafa Kemal Sofya'dan Tevfik Rüştü (Aras) Bey'e bir mektup göndermişti. Mustafa Kemal bu mektubunda 1. Dünya Savaşı'nın geleceğini nasıl gördüğünü açıkça ortaya koymuştu: "Birtakım insanlar vardır ki hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. … Benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
17 Eylül 1914'te Mustafa Ke­mal Sofya'dan Tevfik Rüştü (Aras) Bey'e bir mektup gönder­mişti. Mustafa Kemal bu mektubunda 1. Dünya Savaşı'nın gelece­ğini nasıl gördüğünü açıkça ortaya koymuştu:13 Birtakım insanlar vardır ki hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur . . . . Benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun or­tadan kaldırılmasını bile doğru görebiliyorlar . . . . . . Pekala bilirsiniz ki , benim hayatımda, bu ana kadar takip ettiğim gaye hiçbir vakit şahsi olmamıştır. Her ne düşünmüş ve her ne teşebbüs etmiş isem, daima memle­ketin, milletin ve ordunun adına ve menfaatine olmuştur. Hiçbir zaman şahsımın öne çıkmasını ve sivrilmeyi dik­kate almamışımdır . . . Eğer o yaratılışta olsaydım, yazık ki maceracılığa pek müsait olan muhit ve ortamlarda fırsatlar eksik değildir. Bugün de çizgim aynıdır. Gayesi vatan ve milletin kur­tuluşu ve ordunun ıslahı noktasına yönelik olan ve bu gayeyi nezih ve her türlü şahsi hislerden arınmış olarak takip edenlerle beraber çalışmak, bence pek keyifli bir iş olur. Bu şartın olmaması halinde memlekete zararlı olmak­tan Allah beni esirgesin. Şahsi dargınlığını birtakım menfi teşebbüslerle tatmine kalkmak adiliğine katiyen tenezzül etmem, azami yapacağım şey, istifa edip tevekkül içinde geçimimi sağlama yollarına başvurmaktan ibaret olur.
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2022 / Üçüncü Basım: Haziran 2022, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Bazı ölümler ölümsüzdür
Vefat ettiğinde henüz 57 yaşındaydı. Selanik'te Ali Rıza oğlu Mustafa olarak başlayan hayatı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu `Gazi Mustafa Kemal Atatürk` olarak nihayete erdi. Arkasından gerçekten de bir milli matem doğdu, resmi programı aşan bir şok ve hüzün! İnsanlar üzgündüler. ... Büyük adamların pek azı böyledirler; ama daha azı vefatlarından sonra dahi özlenirler. Bizim özlediğimiz gibi...
Bundan başka birtakım insanlar vardır ki, benimle gayet samimi arkadaş gibi göründükleri halde, bilmem geçmişin bazı yanlış anlaşılmalarından mı, yoksa bazı anlayış ve huy ihtilaflarından mı nedir, hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. Mesela, (...)'ın beni biraz övmesi üzerine, bu övgünün aleyhimde ne şekilde yorumlandığını sen pekâlâ bilirsin. Ve ben zannediyorum ki, bazı kimseler -bugün ve gelecekte herhangi bir anlaşmazlık zemini kalmamak ve bu suretle vatan ve millete hizmet (!) edilmiş olmak inancıyla- benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan kaldırılmasını dahi doğru görebiliyorlar. Bu şekilde düşünmekte ne kadar haksız olduklarını izaha lüzum görmem. Çünkü siz benim fikir ve hislerime değil, kalp ve vicdanıma nüfuz edensiniz. 17 Eylül 1914 Mustafa Kemal
Sayfa 200 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Birtakım insanlar vardır ki hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. ... Benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan kaldırılmasını bile doğru görebiliyorlar... ... Pekala bilirsiniz ki, benim hayatımda, bu ana kadar takip ettiğim gaye hiçbir vakit şahsi olmamıştır. Her ne düşünmüş ve her ne teşebbüs etmiş isem, daima memleketin, milletin ve ordunun adına ve menfaatine olmuştur. Hiçbir zaman şahsımın öne çıkmasını ve sivrilmeyi dikkate almamışımdır... Eğer o yaratılışta olsaydım, yazık ki maceracılığa pek müsait olan muhit ve ortamlarda fırsatlar eksik değildir.
Sayfa 26 - 17 Eylül 1914'te Mustafa Kemal'in Sofya'dan Tevfik Rüştü (Aras) Bey'e gönderdiği mektuptan.Kitabı okudu
Peygamber hakkında 1926 yılında şöyle diyordu: -O, Allah' ın birinci ve en büyük kuludur.Onun izinde milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonuna kadar o ölümsüzdür. (Mustafa Kemal Atatürk)
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
“Bundan başka birtakım insanlar vardır ki, benimle gayet samimi arkadaş gibi göründükleri halde, bilmem geçmişin bazı yanlış anlaşılmalarından mı, yoksa bazı anlayış ve huy ihtilaflarından mı nedir, hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. Mesela, (...)'ın beni biraz övmesi üzerine, bu övgünün aleyhimde ne şekilde yorumlandığını sen pekâlâ bilirsin. Ve ben zannediyorum ki, bazı kimseler -bugün ve gelecekte herhangi bir anlaşmazlık zemini kalmamak ve bu suretle vatan ve millete hizmet (!) edilmiş olmak inancıyla- benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan kaldırılmasını dahi doğru görebiliyorlar. Bu şekilde düşünmekte ne kadar haksız olduklarını izaha lüzum görmem. Çünkü siz benim fikir ve hislerime değil, kalp ve vicdanıma nüfuz edensiniz. Pekâlâ bilirsiniz ki, benim bütün hayatımda, bu ana kadar takip ettiğim gaye hiçbir vakit şahsi olmamıştır. Her ne düşünmüş ve her ne teşebbüs etmiş isem, daima memleketin, milletin ve ordunun adına ve menfaatine olmuştur. Hiçbir zaman şahsımın öne çıkmasını ve sivrilmeyi dikkate almamışımdır.” Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 200Kitabı okudu
BİR DOSTUNA MEKTUBU (17 EYLÜL 1914)
Bundan başka birtakım insanlar vardır ki, benimle gayet samimi arkadaş gibi göründükleri halde, bilmem geçmişin bazı yanlış anlaşılmalarından mı, yoksa bazı anlayış ve huy ihtilaflarından mı nedir, hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. Mesela, (...)'ın beni biraz övmesi üzerine, bu övgünün aleyhimde ne şekilde yorumlandığını sen pekâlâ bilirsin. Ve ben zannediyorum ki, bazı kimseler -bugün ve gelecekte herhangi bir anlaşmazlık zemini kalmamak ve bu suretle vatan ve millete hizmet (!) edilmiş olmak inancıyla benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan kaldırılmasını dahi doğru görebiliyorlar. Bu şekilde düşünmekte ne kadar haksız olduklarını izaha lüzum görmem. Çünkü siz benim fikir ve hislerime değil, kalp ve vicdanıma nüfuz edensiniz.
Sayfa 200Kitabı okudu
Savaş demek taarruz demektir. Savaşın bir bilim ve sanat olarak tanınması yalnız taarruz uygulaması ile olmuştur. Savaştan verim ve sonuç da ancak taarruzla elde edilebilir. Taarruz eden veya hiç olmazsa bu düşünceyi koruyarak fırsat bulduğunda uygulamaya girişen, daima kazanır. Savunma olumsuzdur. Savunmanın en büyük yararı olsa olsa kaybetmemek olur. Fakat bu da geçicidir. Savaştan amaç ise düşmanı imha etmek ve dağıtmaktır ki bu da yalnız taarruzla olur.
(Mustafa Kemal peygamber efendimiz hakkında konuşuyor) "O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir; fakat sonuca kadar O, ölümsüzdür. Tarih, hakikatleri tahrif eden bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır. Bu küçük harpte bile askeri dehası kadar siyasi görüşüyle de yükselen bir insanı, cezbeli bir derviş gibi tasvire yeltenen cahil serseriler, bizim tarih çalışmamıza katılamazlar. Hz. Muhammed bu harp sonunda çevresindekilerin direnmelerini yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmayarak, Galip düşmanı takibe kalkışmamış olsaydı, bugün yeryüzünde Müslümanlık diye bir varlık görülemezdi."
Sayfa 9
Reklam
Dramanın sonunda iki âşığın söylediği düet: “Aşk ölümü yener! Aşk ölümsüzdür" çok dokunaklıydı. Orkestra, dramatizmi doruğa çıkardı ve Verdi'nin müziği salonu doldurdu; utkulu, taşkın, coşkulu...Perde kapandığında seyirciler Aida ve Radames rollerindeki, Hristina Morfova ve Stefan Makedonski'yi coşkuyla alkışlıyorlardı.
. "Kim bilir, belki de yaşamayı bu kadar sevdiği için ölümsüzdür." . _ Yılmaz Özdil, Mustafa Kemal Bölümü_ .
Sayfa 21 - Kafa Dergisi _ Sayı 86
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.