Namaz meselesi...
“namaz, mü’minin imandan sonraki en önemli meselesi ve sâlih amelin de ilk şubesidir.”
Sayfa 19 - Işık YayınlarKitabı okudu
Alak Suresi tefsiri
"Ancak yukarıdaki pasajın muhtevası, aslında herhangi bir tarihsel olayın veya durumun çok ötesine uzanmaktadır; çünkü her dönemde görülen, dinin (“namaz” kavramında sembolize edilen) sosyal hayatı şekillendirme fonksiyonuna karşı koyma teşebbüslerinin tümü için geçerlidir -bu teşebbüsler, ya dinin bireylerin “özel meselesi” olduğu ve bu nedenle sosyal hayata “nüfûz etmesine” izin verilemeyeceği görüşü, yahut, alternatif olarak, insanın hiçbir metafizik (mâverâî, semavî, ötelerden gelen) rehberliğe muhtaç olmadığı iddiası şeklinde gerçekleşmektedir."
Reklam
‘Başkalarını etiketleyip de, ‘Şu çocuğa bak, pantolonu ne halde gelmiş! Şu adama bak nasıl namaz kılıyor! Kızın başörtüsünün haline bak! Çocuğun sakalı bile yok!’ diyemezsiniz. Hayır hayır. Dinin hükümleri evvela sizin için, kendiniz için var. Diğer insanların bulunduğu hali etiketleyesiniz diye konmamışlardır. Ailelerinin üzerine vazife olan bir şey bu. İçinde bulundukları toplumun yapması gereken bir şey. Eğer haklarında güzel sözler söyleyemiyorsanız, o zaman hiçbir şey söylememelisiniz. İnsanların içlerinden geçtikleri durum ve şartları bilmiyorsunuz; ben de bilmiyorum nasıl bir süreçten geçiyorlar, onun için kimseyi yargılayamayız. Ve burada size şunu söylemeliyim: Başkalarını çok kolay yargılayabilen karakterde bir insanın muhtemelen kendisine dair çok temel bir meselesi vardır ve esasen ona kördür. Kendinize kör olduğunuz zamansa, başkaları hakkında ekstra ilgi geliştirirsiniz.’
Sayfa 127 - Timaş Yayınları, 2018.Kitabı okudu
sanırım bende de?
bugün İslâm deyince, batılı zihinlerde belli imgeler oluşuyor: Kâ'be, namaz kılan insanlar, başörtüsü, Filistin meselesi, terör, savaş, vs. batı dediğimizde de zihnimizde bir dizi imaj canlanıyor: gelişmiş ve kalabalık şehirler, teknoloji, emperyalizm, Hollywood, müzik klipleri, kiliseler, ailenin çöküşü, terör, vs.
Ve dahi, namaz meselesi muazzam derecede hassas bir konu olduğu için padişah Cuma namazının kılındığı mescidlere hatipleri mütedeyyin, Kur’an-ı Kerim’i okuyabilen ve Kur’an ilimlerine vâkıf kişiler arasından seçmelidir. Zira Müslümanların namazının sıhhati imamlara bağlıdır. İmamın namazı fasit olduğunda cemaatin de namazı fasit olur. Keza tartı ve fiyatların adilâne tutulması, alışveriş ilişkilerinin sağlıklı bir zeminde icrası, taşradan pazara getirilen malların bir yalan dolan olmaması için eksiksiz denetimi, ölçü taşlarının ağırlığının doğruluğu ve emir bi’l ma’rûf ve nehiy ani’l münker emrini ifa için her şehre bir muhtesib görevlendirmelidir. Mülkün ve adaletin temelinde yatan düsturların başında hükümdarın ve memurların muhtesibi himaye etmeleri gelir. Bundan gayrı bir tavır takınılırsa fakir fukara meşakkat çeker. Tacirler keyfince alışverişe koyulurlarsa halkın başına dertler açarlar. Ardından sapkınlığın gelip şer-i şerifin paymal olması gecikmez. İşlerin adaletle yürümesi ve İslam kurallarının yürütülmesi için şu hikâyede geçen veçhile muhakkak bu mesele işin erbabına, bir hadime yahut hiç kimseden korkusu olmayan bir Türk’e emanet edilmelidir.
Namaz meselesi muazzam derecede hassas bir konu olduğu için padişah Cuma namazının kılındığı mescidlere hatipleri mütedeyyin, Kur’an-ı Kerim’i okuyabilen ve Kur’an ilimlerine vâkıf kişiler arasından seçmelidir
Reklam
155 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.