Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ümmü Süleym, Ebu Talha, Ebu Umeyr
Burada örnek olarak bir teslimiyet kahramanı Ümmü Süleym'i (r.anha) dikkatlerinize vereceğiz. Asıl adı Gumeysa bint Milhan olan Ümmü Süleym, Enes b. Mâlik'in (ra) annesidir. Müslüman oldukları için kocası Malik b. Nadr, onları terk etmiştir. Medine'deki bazı erkekler, dul kalan Ümmü Süleym ile evlenmek istemişti. Evlrnmek
Sayfa 44 - Müslim, Fezailü's-Sahabe, 107; İbn Sa'd, TabakatKitabı okudu
Bütün Babalar Birinci :)))
Ertesi gün okulda sıra arkadaşım olan kıza, babasının sınıflarını nasıl geçtiğini sordum. -Benim babam sınıflarını hep birincilikle geçmiş,dedi. Konuşmamızı duyan arkamızdaki sıradan bir çocuk da, -Benim babam da öyle, dedi, hep biriciymiş okuldayken. Derken, öbür çocuklar da bu konuşmaya katıldılar.Babasının okuldaki durumunu bilmeyen yalnız üç arkadaş çıktı sınıfta. Öbürlerinin hepsinin de babaları sınıflarının birincisiymiş. Ahmet, bu mektubumu alınca sen de babana sor bakalım; o da sınıfın birincisi miymiş? Ben şimdiden senin babanında sınıflarını birincilikle geçtiğine inanıyorum. Çünkü bütün babalar, nedense, hep birinci oluyorlar. Anlattığım bu olaydan iki gün sonra kardeşimin öğretmeni anneme mektup yazmış, okula çağırttı annemi. Öğretmeni Metin'in derslerine çalışmadığından yakınmış. Akşam babam bunu öğrenince Metin'e çok kızdı, bağırdı. Sonra da önüne oturttu, öğüt verdi: - Oğlum, sen niçin bana benzemedin? Ben bütün okul hayatımda sınıfın en çalışkanıydım. Bikez bile ikinci olmadım. Hep birincilikle geçtim sınıflarımı. Ayıp değil mi bu senin yaptığın? Niçin derslerine çalışmıyorsun? Bir çocuk babasına bakıp ondan örnek almalı. Babamın kızgınlığı geçmişti. Ben de onun yumuşamasından yüreklenip, -Baba, Metin de bigün baba olunca,çocuklarına sınıflarını birincilikle geçtiğini söyler, dedim. Annem ne demek istediğimi anladı.
Sayfa 20 - Nesin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Garson, masayla mutfak arasında koşuşup duruyordu. “Evet beyim, geliyor beyim, şimdi hazır beyim.” Turgut, masalardaki aşırılığı yeterli bulunca, birden garsonun hızını kesti: “Oldu artık. Şimdi bizi rahatsız etmek yok. Bu masayı unut, ben seni hatırlayıncaya kadar.” Gülerek Metin’e baktı: “Her şey tamam mı? Muhabbete geçelim mi?” Garson, Turgut’u
“Benden de mi korkuyorsun?” Bu soru biraz fazla cüretkârdı. Belen dişlerini sıktı. “Sizi tanımıyorum. Sabahki sözlerinize bakılırsa bir sapık bile olabilirsiniz.” Boran hafifçe gülümsedi ama bu sözlere ters bir tepki vermedi. “Güzelliğini övdüm sadece. Kötü bir şey demedim." “Bir de bakışlarınız vardı tabii...” “Sen yolda yürürken güzel
Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı TÜRKÂN HACALOĞLU’nun toplantıyı açış konuşması “20 yıl önce ebediyete gönderdiğimiz Türk milliyetçilerinin Galip Abisi için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz Galip Abi dostları, hepinize ‘Hoş geldiniz.’ diyorum. Bugünün anlamı benim için çok önemli. Çünkü çok değer verdiğim üç önemli şahsiyet şu anda
Gözlerini açtığı zaman oda gene karanlıktı. Sevgi’yi görmüştü. Onu eskisi gibi sevdiğini söylemişti. Sevgi’ye bakıyordu. Onun konuşmasını bekliyordu. Sevgi, başını önüne eğmiş düşünüyordu. Oysa, bir şey söylemesi gerekiyordu. Hikmet, ne sonuç aldığını öğrenmek istiyordu. “Ne diyorsun?” diye sordu Sevgi’ye. “Ne diyeyim?” diye karşılık verdi Sevgi.
Reklam
Michaud sık sık: "Ne kadar mutlu bu âşıklar!" diyordu. "Bir şey söyledikleri yok ama belli ki düşünüyorlar. Bahse girerim ki biz yanlarında yokken birbirlerini sevmeye doyamıyorlardır!" İşte bütün ahbaplar böyle düşünüyordu. Öyle bir an geldi ki Laurent ile Thérése çifti örnek aile olarak gösterilir oldu. Bütün Pont-Neuf geçidi bu genç karı kocanın sevgisini, huzur içindeki mutluluğunu, ebedi bir balayı hayatı yaşadıklarını anlata anlata bitiremiyordu. Yalnız onlar biliyorlardı Camille'in aralarında yattığını. Yanlız onlar biliyorlardı yüzlerinin sakin görünüşü altında sinirlerinin nasıl kasıladığını, yalnız kaldıkları anda o durgun yüzlerinin nasıl korkunç, ıstıraplı bir maske haline geldiğini.
Sayfa 173 - Yordam edebiyatKitabı okudu
Aidiyet duygularına bağlı bir topluluk inşa etmek isterseniz, ilk yapmanız gereken şey onlara kabul edilebilir, sade ve anlaşılır bir hikâye sunmaktır. Antik Mısır’dan küresel İslâm medeniyetine, Afrika’nın ilkel kabilelerinin yaşam kurallarından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesine kadar her yerde bu sade hikâyelerin örneklerini
tuti kitap
629 öğeden 411 ile 420 arasındakiler gösteriliyor.