Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
(...)Hayal Banu’nun iki eliyle tutup “Buyrunuz efendim!” diye başını yere eğerek sunduğu tepsi küçüktü ve şair, güllerle müzeyyen tepsiyi almak için iki elini birden uzattığında birden böylesi bir sofrayı sıradan bir insanın hazırlamayacağını düşündü ve gayriihtiyari karşısında duran kadının yüzüne baktı. Bakmak değil de daha periye uğramak gibi
1909 ve 1910 yıllarında iki kez Finlandiya’yı ziyaret etme fırsatı buldum. Diğer ülkelerden çok farklı bir görünüme sahip olan Finlandiya’nın konumu çok dikkat çekicidir. İnsanlarının düşünceleri, ruhsal yapıları, dünya görüşleri bizimkinden çok farklıdır. Bu insanları inceleyecek olan biri, onların sanki dünyamıza değil de başka bir
Bulgarca Çevirinin Önsözü - Dr. BojkofKitabı okudu
Reklam
Futbol Napoleon’un Fransa’nın idaresine geçişinden sonra Avrupa ülkeleri arasında savaşlara rastlanmamıştır. Napoleon, birçok Avrupa ülkesiyle savaşıyor ve en çok da İngiltere’yi yenilgiye uğratmak istiyordu. Diğer taraftan İngiltere de, Napoleon’u tahtından indirmek için her çareye başvuruyordu. Napoleon, Rusya’yı da savaşmakla tehdit
Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” Daha ilk cümlesiyle bile kitabın sonunu merak ettiren bir konu… Sayfalar ilerledikçe Gregor’un hayatına bir böcek olarak devam etmeye çalışmasına ve ailesinin, yakın çevresinin bu durum karşısındaki bocalamalarına tanık oluruz.
Vatan Evlatları Partisi & Yaşasın Memleket Partisi
Vatan Evlatları Partisi'nin basında Kafakan Bey vardı. Kötü adam denilemezdi. Uluslararası toplantılarda uyumaktan, uyumadığı zamanlarda da burnunu karıştırmaktan başka kötü bir huyu yoktu. Kafakan Bey, Başbakan oldu. Onun Başbakan oluşunu, ana muhalefet partisi olan Yaşasın Memleket Partililer çekemediler. Her ne uğruna olursa olsun,
Nesin Yayınevi - Bir Koltuk Nasıl DevrilirKitabı okuyacak
Dayanın Yurttaşlarım
Çook eskiden, bu kavanoz dipli koca dünyanın bir yerinde, dört bir yanı dağ, ortası bağ, suları şırıl şırıl, gökleri pırıl pırıl bir ülke varmış. Dünyanın her yerinde olduğu gibi, burada da, insanlardan başka yaratıklar da varmış. Bunların arasında sürüngenler, zehirli böcekler, örümcekler de elbet bulunurmuş. Ama bunlar, başka
Reklam
Çok defa düşünürüm: Bâkî ile Sinan acaba dost oldular mı? Süleymaniye’nin yapıldığı yıllarda Bâkî yirmi beşle otuz arasında genç bir molla idi. Bir yıl kadar da Süleymaniye binalarının inşasına nezaret etmişti. Kim bilir, belki de Türkçe’yi o kadar kudretle bükmesini burada, nizamını yakından bilmediği bu sanatın gözü önünde, çıldırtıcı bir
Herrera, Las Casas’ın sunduğu veriler yardımıyla Quatuor navigationes’in tarihlerinin hatalı olduğunu kanıtlamıştır; Vespucci’nin Ojeda’yla 1497’de değil 1499’da yola çıktığını açıklamış ve buradan –sanığa söz hakkı tanımadan– Amerigo Vespucci’nin, Amerika’nın kâşifi olma onurunu Kolomb’ dan çalmak için bilerek ve kurnazca seyahat raporları üzerinde sahtekârlık yaptığı sonucuna varmıştır. Bu ifşanın bulduğu yankı olağanüstü olmuştur. Nasıl olur, diye itiraz eder bilginler, Amerika’nın kâşifi Vespucci değil mi? Mütevazı üslubunu örnek bir davranış olarak takdir ettiğimiz bu bilge adam bir yalancı, bir düzenbaz, bir mendez pinté, o rezil sahtekâr seyyahlardan biri mi yani? Öyle ya, seyahatlerinden biri yalan ise neden diğerleri doğru olsun ki? Ne rezalet! Yeni Ptolemaios olduğu düşünülen kişi, meğer şanın tapınağına gizlice girip canice bir suçla ölümsüzleşmek isteyen aşağılık bir Herostratos’tan fazlası değilmiş! Şaşaalı konuşmalarına kanıp dünyanın yeni keşfedilen kıtasına onun adını veren bilginler dünyası için ne büyük utanç! Bu mahcubiyet dolu yanlışlığı düzeltmenin vakti gelmemiş midir? Keşiş Pedro Simon, 1627 yılında son derece büyük bir ciddiyetle, içinde Amerika adı yer alan her türlü coğrafî eser ve haritanın kullanımını yasaklamayı teklif eder.
Mina Urgan’ın anılarında bilinmeyen yönleriyle Neyzen Tevfik
Doğal çevremle, yani bohem sanatçılar ve solcu aydınlarla hiçbir ilişkisi olmadığından, Neyzen Tevfik’i, üniversite öğrencisiyken, salt bir rastlantı sonucu tanıdım. Yağmurlu bir kış günü, her zaman olduğu gibi, Eminefendi’ye gidemeyeceğim için, Şehzadebaşı’nda öğleyin sandviçlerimi yiyebilecek bir kahvehane arıyordum. Bir de baktım,
YKY - Dördüncü BölümKitabı okudu
Deniz Gezmiş'in Vedası
...orada beni asan heriflere, asılmamı seyreden heriflere, diyeceğim ki: “Burada ölen yalnızca bedenimdir; ki zaten ölümlüydü, ölecekti. Ama düşüncemi öl-düremeyeceksiniz. Düşüncem yaşayacak,” diyeceğim. Sonra avukatlarıma döneceğim. “Sizler de, bizler için gelecek kuşaklara tanıklık edin,” diyeceğim. “Bir devrimci ölüme böyle gider
Cem Yayınları - 1976Kitabı okudu
Reklam
"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz"e bir örnek:
M.O 212 Yılında 75 yaşında olan Archimedes Romalı bir asker tarafindan bir kılıç darbesiyle öldürülür.Söylendiğine göre o sırada matematikçi kumda geometrik şekiller çizmekteydi ve vurulmazdan evvel askere sadece "Dairelerimi bozma!" demisti.Onun ölümüne çok üzülen Romalı kuşatmacı Konsul Marcellus, hayranlık duyduğu bu büyük matematikçinin arzu ettiği gibi mezar taşına ,silindirin içine yerleştirilmiş bir küre kesiti kazıp,her iki şeklin hacimlerinin birbirine oranını yazdırdı.
Sayfa 140Kitabı okudu
619 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.