Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ünlü şair, dostuna demiş ki: -Nuri, bu millet ne zaman adam olur, bilir misin? Nuri Bey şaşırmış ve soruyu tekrar soru sahibine döndürmüş: -Ne zaman adam olur bu millet? Namık Kemal, tane tane konuşmuş: -Bu camiden çıkan şu poturlu, dizlikli hamallarla beraber, senin benim gibi yakalıklı, bastonlu beyler de çıkarsa...
YALAN Ö. - Çok konuşacak, çok palavra sıkacaksın ki, etki yapabilesin. Ne demiş Namık Kemal, at martini debreli, yer gök inlesin. BEŞİR - Ne atayım? YALAN Ö. - Seçmene tutamayacağın vaatlerde bulunacaksın. BEŞİR - Yutarlar mı? YALAN Ö. - Yutmasalar bu kadar senedir bu seçtiklerini seçerler mi?
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Sınav yaparken canım öğrencilerim..
Ne demiş Ziya Paşa... Selim: Ne mutlu Türküm diyene, demiş. Turgut: Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya Paşa aynen şöyle demiştir..
Turgut: "(...) Ne demiş Ziya Paşa..." Selim: "Ne mutlu Türküm diyene, demiş." Turgut: "Onu Namık Kemal söylemiştir."
Turgut: "Ne demiş Ziya Paşa..." Selim : "Ne mutlu Türk'üm diyene, demiş." Turgut: "Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya Paşa aynen şöyle demiştir: "Dî-rahtı ferganiyi nüman eyledi nevser Tema-yı zur-u haltı kadar neyledi kevser." Selim: "Yeter söz milletindir. Söyleyen: Jean François Millet."
“Ne demiş Ziya Paşa.. Selim: Ne mutlu Türk’üm diyene. Turgut: Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya paşa aynen şöyle demiştir. Di-rahtı ferganiyi nüman eyledi nevser tema-yı zur-u haltı kadar neyledi kevser. Selim: Yeter söz milletindir. Söyleyen: Jean François Millet”
Sayfa 72 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Selim: “Dur! Hemen tahtayı silme. Beni kandıramazsın.” Turgut: “Aptal! Uzatma işte. Böyle bir nazariyenin elbette bazı ufak tefek noksanları olacak. Ne demiş Ziya Paşa...” Selim: “Ne mutlu Türküm diyene, demiş.” Turgut: “Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya Paşa aynen şöyle demiştir: “Dî-rahtı ferganiyi nüman eyledi nevser Temayı zuru haltı kadar neyledi kevser.” Selim: “Yeter söz milletindir. Söyleyen: Jean François Mil-let.”
-TURGUT: "Aptal!Uzatma işte. Ne demiş Ziya Paşa.." -SELİM: "Ne mutlu Türküm diyene,demiş" -TURGUT : Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya paşa aynen şöyle demiştir: "Di-rahtı ferganiyiyi.. -SELİM: "Yeter söz milletindir.Söyleyen: Jean François Millet.
Turgut: ''Ne demiş Ziya Paşa...” Selim: “Ne mutlu Türk'üm diyene, demiş.” Turgut: “Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya Paşa aynen şöyle demiştir: “Dî-rahtı ferganiyi nüman eyledi nevser Tema-yı zur-u haltı kadar neyledi kevser.” Selim: “Yeter söz milletindir. Söyleyen: Jean François Millet.” Turgut: Sanki hiç bir şey olmamış gibi sözlerime devam ediyorum..
Sayfa 73
Biyoloji dersine çalışırken ki bilgi seviyemle aynı..
Ne demiş Ziya Paşa... Selim:" Ne mutlu Türküm diyene demiş." Turgut: "Onu Namık Kemal söylemiştir.
Reklam
Ne demiş Namık Kemal: "Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azimetten"
Sayfa 361Kitabı okudu
YALAN Ö. - Çok konuşacak, çok palavra sıkacaksın ki, etki yapabilesin. Ne demiş Namık Kemal, at martini debreli, yer gök inlesin. BEŞİR - Ne atayım? YALAN Ö. - Seçmene tutamayacağın vaatlerde bulunacaksın. BEŞİR - Yutarlar mı? YALAN Ö. - Yutmasalar bu kadar senedir bu seçtiklerini seçerler mi?
Sayfa 130Kitabı okudu
Hı hı
Turgut: ... Ne demiş Ziya Paşa...” Selim: “Ne mutlu Türküm diyene, demiş.” Turgut: “Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya Paşa aynen şöyle demiştir: “Dî-rahtı ferganiyi nüman eyledi nevser Tema-yı zur-u haltı kadar neyledi kevser.”
Sayfa 73
“Ne demiş Ziya Paşa... Selim: "Ne mutlu Türküm diyene, demiş. Turgut: "Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya Paşa aynen şöyle demiştir: “Di-rahti ferganiyi nüman eyledi nevser Tema-yı zur-u haltı kadar neyledi kevser." Selim: "Yeter söz milletindir.”
Sayfa 73 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İkindi üstü Ayasofya meydanından geçiyordum. Şadırvan avlusundan bölük bölük çıkan cemâat bende evvelâ bir hâtıra, sonra birçok hayal, daha sonra birçok temenni, birçok ümîd uyandırdı: Namık Kemal Bey merhum birgün arkadaşlarından Nuri Bey'le beraber yine bu meydandan geçiyormuş. Oğle namazını kılarak câmiin muhtelif kapılarından muhtelif semtlere dağılan halkı nazar-ı im'ân ile süzdükten sonra demiş ki: "Nuri! Bu milet ne zaman adam olur bilir misin?" "Hayır." "Ne zaman, bu câmilerden şu dizlikli, poturlu hamallarla, küfecilerle beraber, senin benim gibi yakalıklı, bastonlu beyler çıkarsa." Nuri Bey bu vak'ayı tanıdıklarından birine söylemiş; ben o adamdan duydum. Düşünülürse söz ne kadar doğru, ne kadar mânâlıdır! Kemal Bey merhum bu temmennîsiyle tabiî avâmın ibâdetini istihfaf etmiyor; ancak abdestte, namazda, câmide, cemâatte ne azîm hikmetler, ne ince dakîkalar bulunduğunu kimseden işitip bellemeyen bu zavallıların içinde kendilerini irşâd edecek, uyandıracak adamlar bulunmasını istiyor. Câmiler efkâr-ı milleti tenvîr için ne müsâid yerlerdir! Ağzı düzgün bir zat kürsüye çıkar da Kur'ân nâmina, hadis nâmina hangi hakikati cemâate telkin edemez? İhtirâsâtının bir çoğunu câmi kapısının dışında bırakarak temiz, âsûde bir kalb ile Allah'ın evine giren şu binlerce halktan niçin istifâde etmemeli? Niçin onları cemiyet-i İslâmiye için müfid bir hâle getirmemeli? Yazıklar olsun ki elimizdeki nimetlerden, vâsitalardan istifâde etmenin hiç yolunu bilmiyoruz? Daha doğrusu bilerek bilmeyerek o yolları kâmilen kapıyoruz.? (SM, c. 4. no. 95, 30 Haziran 1910.)
Sayfa 230 - Yazılarından Seçmeler
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.