Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Korku ne yazık ki madde dünyasının vazgeçilmezi olarak her an, her yerdedir. Korkunun var oluş sebebini anlayarak ondan korunabiliriz ancak. Korku, negatif bir sürecin parçasıdır. Meleklerin dünyasında, Tanrı katında korkuya yer ve zaman yoktur. Korkunun sesi bizi ele geçirmeye başladığnda meleklerden yardım istemeliyiz.
Savaş Bir gece, sarayda bir şenlik yapıldı. Bir adam geldi, hükümdarın önünde yerlere kapandı. Bütün davetliler ona baktılar; gözlerinden birinin yuvasından çıkmış olduğunu, göz çukurunun kanadığını gördüler. Hükümdar meraklandı: “Ne oldu size?” Adam cevap verdi: “Ey hükümdar, ben meslekten hırsızım, o gece, mehtap da olmadığından, sarrafın kasasını çalmak istedim. Pencereden sıçrayıp girdiğimde, yanılmışım, bir dokumacının dükkanında buldum kendimi; karanlıkta, şiddetle dokuma tezgahına çarptım ve böylece gözümü kaybettim. İşte buradayım, Ey Hükümdar, adalet istiyorum.” Hükümdar dokumacıyı çağırttı ve gözlerinden birinin çıkarılması gerektiğine karar verdi. “Ey Hükümdar,” dedi dokumacı, “buyruğunuz adalete uygundur. Gözümün çıkarılması normal… Ama, ne yazık ki, dokuduğum kumaşın iki yanını da görebilmem için iki göz gerekli bana! Fakat benim bir komşum var, kundura tamircisi, iki gözü var, ama işini yapması için tek göz yeter ona.” Hükümdar kunduracıyı arattırdı. Adam geldi. Bir gözü çıkarıldı. Adalet yerini bulmuş oldu.
Reklam
Biz ne garip adamlarız! Ahlaki çöküntümüzü ve manevi düşüşümüzü görebildiğimiz zaman, kendimizi düşüşten kurtarmak için azim ve gayret gösterecek yerde, miskinler gibi boynumuzu bükerek işi Mehdi’nin gelmesine bırakırız. Galiba ufacık bir genelleme ile Mehdi fikrini manevi alandan sosyal alana da taşıyarak bir “Siyasi Mehdi”, bir “İktisadi Mehdi”, bir “Sosyal Mehdi” bekliyoruz. Çoğumuzun millî ve vatani görevleri hakkıyla kendine mal etmediğine bakılırsa başka türlü bir sonuca varmak imkânı kalmıyor. Evet... bekliyoruz ki; bir siyasi Mehdi gelerek, bir üfürükle iç ve dış siyasetimizi düzenlesin, memurları meleklere gıpta ettirecek derecede ve Eflatun’lara taş çıkartacak şekilde bir çalışmaya sevk etsin. Bir iktisadi Mehdi gelsin de bize gizli hazinelerden milyarlar getirsin. Bir sosyal Mehdi çıksın da bizi şu hâlimizden daha mükemmel bir hâle soksun. Kısacası; öyle istiyoruz ki bizce hiçbir emek ve zahmet çekilmeksizin her şey kendi kendine yapılsın,olsun bitsin. Bu kafada gidersek yazık bize!
Bugün ne yazık ki İslâm coğrafyası hüzün ve gözyaşı içindedir. Filistin topraklarının işgaliyle başlayan süreçte Müslümanlar, işkencelere, katliamlara maruz kalmışlardır. Hak ve özgürlükleri ellerinden alınmıştır. Tüm imkânları gasp edilmiştir.
Bitmeyen hiçliğine, varoluş sancılarına.
İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların "Tecrübe” dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana "Tecrübeli" denir. Sigmund Freud
121 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
En başta bir psikoloğun rahatlama defteri adıyla anılan bir kitap olsa bile içeriği o kadar zengin ki. Nihilizmden tut, sosyalizme, toplum eleştirisine, insanın putlastirdigi bir çok şeyi göz önüne seriyor. Materyalist yaklaşımı, felsefeyi, varoluşçulugu, tanrıcılık anlayışını, Alman felsefesi ve bakış açısını ve daha pek çok şey sayılabilir. Çok fazla açıdan bakilabilecek bir çok konuya aydınlık getirmiş. Son olarak Nietzsche ' nin ilk kez bir kitapta espri yaptığını da söylemeden geçmek istemiyorum. O kadar gerçekçi bir espri ki guldurmuyor ne yazık ki. Gerçekten okunması gereken ve anlaşılması gereken bir kitap.
Putların Alacakaranlığı
Putların AlacakaranlığıFriedrich Nietzsche · Olympıa · 018 okunma
Reklam
"Burada bir hikaye vardı; ama ne yazık ki çoktan yok olup gitmişti her şey. Yalnızca taş balta kalmıştı geriye."
312 syf.
9/10 puan verdi
Dünyanın En Yalnız Beyni
evet..18 yaşımı dolduralı 2 hafta gibi bir süreç geçti ve ben bu kitabı okudum. Kitap elimin altındaydı ama sanırım okumak için depresyonumun en beter hali , hasta olmam, kusup ağlamam sonrası yalnızlık, umutsuzluk gibi negatif hislerim gerekliydi.2 günde bitirdim, 1 günde de biterdi ama ders çalışmam gerekti. Tüh! Kendimle ilgili bir öz
Dünyanın En Yalnız Beyni
Dünyanın En Yalnız BeyniSerkan Karaismailoğlu · Ortapia Yayınları · 20231,164 okunma
Ne yazık ki:))
Ne yazık ki, vücudun çökmesi zekanın olgunluk zamanına rastlar.
Sayfa 9 - Koloni YayınlarıKitabı okuyor
"Bir tek bu adam dostum olabilirdi.Ama ne yazık ki gezegeni çok küçük.Orada iki kişiye yer yok."
Sayfa 53
Reklam
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İvy Ülkesi Rovasca’nın ve babasının biricik prensesi, hatta kraliçe adayıdır fakat ne yazık ki annesi Reina kralın aksine kızının değil oğlunun tahta geçmesini istemektedir. 21 yaşına geldiğinde hem babasını mutlu etmek hem de tahta layık olduğunu kanıtlamak için onun inandığı ve Drazen’in hapsettiği Tanrılar Kralı Shiagi’yı hapsedildiği yerden kurtarmak ister. Ivy tüm bunları düşünedursun babası onu yapılan anlaşmalar sonucu sevmediği hatta nefret ettiği Kristal Kral Tristan ile nişanlar.Başta Reina olmak üzere bu nişan herkesi çok mutlu etse de genç kızı içinden çıkılmaz bir kafese sokar çünkü onun kalbinde Rovasca Elçisi Axel vardır. Bir gece efsanevi Karanlık, gizlice Ivy’nin odasına girer ve Tanrılar Kralı Shiagi’yı hapsedildiği yerden birlikte kurtarabileceklerini söyler. Genç kız bu görevi yardım almadan özellikle de Karanlık’tan yardım almadan yapmak istese de Diyarların Hükümdarı Drazen’i yenmenin ve Shiagi’yi kurtarmanın başka bir yolu olmadığından çaresiz kabul eder. Yanına iki arkadaşını da alarak Rovasca’dan sessizce ayrılırlar. İşte asıl macera tam da buradan sonra başlar. Peki sizce Ivy uğruna çıktığı görev için gerekirse kötü olmayı göze alabilecek miydi? medya55.com/haber/eylul-kas...
Nuvaris
NuvarisEylül Kartal · Otantik Kitap · 202312 okunma
Susmak,ne garip değil mi bütün uzuvlarda ve organlarda eksik olmaksızın seçimin,bazen acı bazen tatlı yanı.Görmek herşeyi ki ( ki yi ayrı yazarken acılı ve sancılı durum yaşadım.) taşların yerine oturuşunu.Gözlerdeki hala bitmeyen tükenmeyen hırs kibir ciddiyet ne yazık böyle bir dünya için amaçsız.Oysa yaşarmı insan sade bir hayatı neden olmasın sıradan bir insan olmak.Tamda zamanı sıradanlığı sıra dışı yaşamak.Şairler de kafiyeler nefret ettiği bir zaman.Ne zaman...
“…fakat ne yazık ki artık yaşamaya imkân bulamıyoruz. Hiçbir şey yapmaya vaktimiz kalmıyor. Geçen zamanın geçtiğini duymaya bile vaktimiz olmuyor.”
Sayfa 155 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
,“sonunda ölüm yok ya” dediğimiz her şeyin sonu ölüm oluyor ne yazık ki!
Sayfa 20 - Dokuz YayıncılıkKitabı okuyor
224 syf.
·
Puan vermedi
keşke yazılmasaydı da kitap bu günlere gelemeseydi! Bu dava (!) kapansaydı… Ya da yaksalardı daha iyi mi olurdu acaba? Kafka’nın kitaplarını zaten sevemiyorum, ama Dava‘yı neden yazdı, açıkçası çok merak ediyorum. Dava’yı kim neden okuyacak, kim neresinden beslenecek, nasıl bir çıkarım yapacak? Desem ki adından da anlaşılacağı üzere bir dava söz konusu; hâkimler, savcılar, avukatlar, mübaşirler yani hukuk sisteminde aklınıza kim geliyorsa herkes var ve bunlardan herkes kendine göre bir şeyler öğrenip fayda sağlayabilir, ama ne yazık ki yok!
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,3bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.