Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aynı duyguları yaşatan insan kalp kırıklığı içinde söyleyecegi çok şey var bir insan bencil olmayı neden bu kadar hak ettiğini savunur bilmiyorum...
Nevrotik insan
Kimi ise yoğun çaresizlik duyguları içinde düşman gördüğü dış dünyaya karşı kendisini korumak amacıyla saldırgan davranışlar geliştirir. Böylesi bir insanın davranışlarına diğer insanlarla sürtüşme ve yarışma eğilimleri egemendir. Yumuşak duygular baskı altına alınır; sert, kararlı ve gerçekçi ama katı tutumlar geliştirilir. Diğer insanları denetim ve egemenlik altına alma, onları kendi çıkarları için sömürme ya da geride bırakarak küçük düşürme, yaşamın başlıca amacı olur. Kimi ise diğer insanlardan duygusal bir soyutlanma içine gömülür. Bağımsız ve kendine yeterli olmaya çalışarak kendisini çevreden koruduğuna inanır. Nevrotik kişi çoğu kez kendisine ve başkalarına karşı sorumluluklarını yerine getirmediğinin farkındadır. Kendine dönüklüğü ve diğer insanlara yönelttiği bencil istekleri suçluluk duyguları yaşamasına neden olur. Bunlarla birlikte gelişen yetersizlik duyguları ve çoğu kimsenin olağan karşıladığı durumlarda kaygıya kapılma eğilimi, nevrotik insanın sürekli doyumsuz ve mutsuz olmasına neden olur.
Reklam
BİR TÜY Ölsen, ilkin, yazık-oldu deyecekler. Sonra durup, neden öldü deyecekler. Dostlar ergeç unutacak bir gün ama.. Uzun zaman seni anar sevmeyenler.
Madem olacağı yoktu neden olur gibi oldu?..
Kendisi bir kelamcı olmakla birlikte bu konuda felâsifenin ana görüşünü paylaşır görünen Fahreddin Râzî meseleyi Tanrı iradesinden daha geniş bir plana aktararak, her türlü fiil gibi düşünme ve isteme fiilinin de aslında özgür olmayıp kendisini mümkün veya makul kılan yeter bir sebebe ihtiyaç gösterdiğini, insanın da iradi olarak özgürce davrandığını düşündüğü her seferinde aslında seçen (muhtar) değil, mecbur (muztar) olduğunu savunur. Aristoteles'in bilinen ile bilgi arasındaki bağıntı üzerine görüşlerini, istenen ile istek arasındaki ilişkilere tatbik ederek esas olanın istenen olduğu, isteğin istenene bağlı ve göreli olduğu, burada istenen bir şey olduğu ve onun isteği belirlediğini söyler. İbn Rüşd'ün kendisi ise meseleye önemli bir yeni boyut katar: Evrende zaten hiçbir şey diğerine özdeş değildir. Her varlık mutlaka kendisine özgü olan bir nitelikle diğerinden ayrılır. Dolayısıyla özelliği iki eşitten veya özdeşten birini diğerine bir neden olmaksızın tercih etmekten ibaret olan bir iradenin nesnel varlıksal bir temeli yoktur. Ancak buna karşı da Tanrı'nın isteğinin konusu olmak bakımından bütün şeylerin birbirine özdeş olduğu söylenebilir.
Reklam
G.A.: Ah, olur şey değil! Fakat hizmetçiyi kendimin değil, öncelikle onun iyiliği için affedebileceğim seviyeye asla gelemeyeceğim değil mi? Y.A.: Neden olmasın-gelebilirsin. Cennette.
Herkes birbirine karşı gergin. Herkes diğerinin ne kadar hain olduğunu düşünmeden edemiyor. Herkes (bacak kadar çocuklar bile) kariyerizmin batağında çırpınırken yanıbaşında boğulan benzerini bıçaklama fırsatını kaçırmamaya çalışıyor. • İsmet Özel, Waldo Sen Neden Burada Değilsin ?
Gözlerini kaçırdı, sesine bir acılık geldi, "Benim bu evi alacak param yok," dedi, "vaktinizi aldım, bağışlayın." (...) "Neden geldiniz peki?" dedim. "Ön cephesi boydan boya cam, insan dünyaya uçsuz bucaksız bir pencereden bakıyor demiştiniz, merak ettim." dedi. Gitti. Boşluk bıraktı.
Sayfa 40 - Can Yayınları
Ölüm ekmek ve suya dönüşmüş, havaya ve soluğa... Neden?
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.