"Okullarda 'Beden eğitimi' var da neden 'Ruh eğitimi' yok!
Sağlam kafa, sağlam vücutta doğru. Sağlam ruh nerede bulunur acaba?
Birinci Bölüm I
Her şey insanın elindedir, insan salt korkaklık yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor... Gerçek bu. Şunu merak ediyorum: Acaba insanlar en çok neden korkaklar?... Herhalde her şeyden çok yeni bir adım atmaktan, söyleyecekleri yeni bir sözden olsa gerek... Ben de ne çok konuşuyorum. Gevezelik ettiğim için de hiçbir şey yapmıyorum. Galiba işin doğrusu bu olsa gerek: bir şey yapmadığım için gevezelik ediyorum.
Sayfa 6 - Anonim Yayıncılık İSTANBUL, 2015
Acaba bunlar neden yaşıyorlar?Yaşamakta ne buluyorlar?Hangi mantık,hangi bilgi bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız,onların da birer kafaları,bunun içinde,isteselerde istemeseler de işlemeye mahkum birer beyinleri bulunduğunu,bunun sonucu olarak kendilerine göre bir iç alemleri olacağını hiç aklımıza getirmeyiz.
Sayfa 5
"Dünyada mutluluk olamaz diyen insanları düşünüyordum. Yaşamakta bir neşe bulabilmek için nasıl çabalıyorlar, Bak ne mücadeleler veriyorlar. Bir canlı yaratık neden acıyla yaşasın. Bir insanın kendi sevinci dışında herhangi bir amaç için yaşamasını kim, ne hakla isteyebilir? Her insan onun peşindedir. Vücudunun her zerresi onu ister. Ama hiç bulamıyorlar işte. Acaba neden? Sızlanıyorlar, hayatta bir anlam bulamadıklarından yakınıyorlar. Benim özellikle nefret ettiğim bir tür insan vardır. Daha yüksek bir amaç, evrensel bir amaç arayanlar. Ne için yaşayacaklarını bilemeyenler. 'Kendimizi bulmalıyız diye inleyip duranlar, her tarafta herkesten duyarsın bunu. Yüzyılımızın tipik zırvası oldu artık. Açtığın her kitapta var. Salyası akan her kişinin itirafında var. Bunu itiraf etmek soylu bir şey sayılıyor. Oysa bence en utanç verici şey bu olmalı."
Ah biz...
Kıymetsiz, değersiz ve çok da gerekli olmayan şeyleri bile elde etme adına günlerini feda eden insanlar, acaba neden cennet veya cehennemi olacak bir şeyi öğrenmekten geri dururlar anlamak mümkün değil?
"Neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı/Yağmurlu bir gece vakti bir dostu uyandırmak" gibi bir mısrayı (yanlış mı okudum yoksa) mırıldanıyorum bir yandan. Ahmet Şirin mırıldandığım mısraya beklenmedik bir cevap veriyor; "Yağmurlu bir gece vakti, hangi dostu uyandırdı acaba?"
İşinden başka dünyada olup biten her şeye gözlerini kör, kulaklarını sağır etmişsin. Ne var ki böylelerinin ilerisi açıktır, çok geçmeden büyük işler başarıp iyi mevkilere gelirler... Buna kariyer adı veriyolar! Burada, akıl, irade, duygu gibi kavramlar pek gerekmiyor insana. Bunlar lüks yerine geçiyor! Neden böyle acaba? Ömrünü böyle geçirecek ve içinde bulunan birçok istek gerçekleşmeden kalacak... On ikiden beşe dairede, sekizden on ikiye kadar evde çalışarak yaşamını geçirecek zavallı!
Sayfa 32Kitabı okudu
Acaba insanlar en çok neden korkarlar?… Atılacak her yeni adım ve özellikle de söylenecek yeni bir söz — evet, her şeyden çok korktukları budur işte…
Bence bu minvalde ölçülmüş her amaç değerlidir
Yüz yıl sonra, büyük olasılıkla buradaki insanlar (ben de dahil) yeryüzünden silinmiş, toprağa ya da küle dönüşmüş olacak. Böyle düşünmek tuhafıma gidiyordu. Önümde olan her şey bir serap gibi gelmeye başlıyordu. Sanki rüzgâra kapılıp her an savrulup gidecek gibi. Ellerimi açarak dikkatle baktım. Şu an yaptığım işin bir amacı var mıydı acaba? Neden yaşama böylesine sarılmam gerekiyordu?
Kindle:Loc;1303
'Çılgın Kalabalıktan Uzak'
Merhabalar... 
Çılgın Kalabalıktan Uzak çok beğenerek çok severek, yer yer heyecanlanarak okuduğum klasik bir eser. Genellikle aşk romanı olarak anılsa da asla klişe aşk romanı kategorisine girmiyor bence. Çünkü uyandırdığı duygular, mizahi yönleri, pastoral betimlemeler o kadar güzeldi ki.. Ayrıca roman Victorya Döneminde geçiyor ve o dönemde bile böyle bir
