Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Herkes kimsenin,olmadığı seslerin, görüntünün dahi olmadığı bir odada mutlaka ilerleyebilir peki ya herkesin içerisindeki çileye kim girebilir? Evlat, insanların içinde susmak, duymamak, gündüzün içinde karanlıkta kalmak işte çilenin çilesi budur. Bu o kadar muazzam bir dönüşüm gerçekleştirir ki sizlerde,sırf buna ulaşamayın farkına varmayın diye negatif frekans ehli bunun için bir kalıp uydurdu. Dediler ki, 'Yalnızlık sadece Allah'a mahsustur.' Ah ne de düşük frekanslı bir lakırdıdır bu bilmezsiniz.Bunun aslı 'Teklik Allah'a yalnızlık insanlara mahsustur,' olacaktır.Tanrı'nın sizlere vermiş olduğu en büyük armağanlarındandır.Çünkü insan anca yalnızken hakikate varabilir.
Sayfa 320Kitabı okudu
Yalnızlık, stres altında verdiğiniz negatif tepkileri çoğaltarak çözüm üretme yeteneğimizi köreltiyor
Sayfa 334Kitabı okudu
Reklam
Affetmenin akıl ve beden sağlığı ile ilişkilerine de bakılmış. Öfke ve dargınlık hisleri arttığında kendini kaybetme, şiddete eğilim, alkol ve madde kullanma ihtimalinin de arttığı, pozitif insan ilişkisi kurma yeteneğinin zayıfladığı bulunmuş. Affetmenin öfke gibi olumsuz duyguları ve onların fizik belirtilerini azaltmasının yanında kalp-damar sağlığına da iyi geldiği tespit edilmiş. İnsanın kendisini affetmesi, başkalarını affetmesi ve Yaratıcı tarafından affedildiğini düşünmesi ile depresyon belirtileri ve intihar düşünceleri arasında negatif bir ilişki olduğu görülmüş. Affetme eğilimi yüksek olanların hayat memnuniyetlerinin ve mutluluk düzeylerinin daha yüksek olduğu gösterilmiş. Affetmenin insanın hayatta karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmede müspet katkı yapan bir baş etme etkinliği olduğu kanaatine varılmış
Bütun alıntılar
Bugünlerde ise bize “kendini bil” diyen Yunan bilgeler değil; Uzakdoğu’dan gelen 0.125 mikronluk küçük, ölümcül ve hızlı bir virüs... 3 Dünyanın (bilinen) en uzun canlısı, koronavirüs günlerinde, Avustralya Ningaloo Kanyonları’nda görüntülendi. Schmidt Okyanus Enstitüsü ekibinin 630 metrede keşfettiği dev sifonofor, 46 metre uzunluğunda
İnsana sarılamıyorsan, ağaca sarıl!
Salgın sebebiyle sosyal mesafe kuralıyla tanışan dünyaya, İzlanda’nın sıradışı bir önerisi var: “İnsanlara sarılamıyorsanız, günde beş dakika ağaca sarılın!” İzlandalı orman bekçileri, ağaçların, yalnızlık ve izolasyonun yarattığı negatif duygularla başa çıkmamıza yardımcı olabileceği görüşünde. Doğu İzlanda’nın ormancılıktan sorumlu yetkilisi Þór Þorfinnsson, “Bir ağacı kucakladığınızda, onu önce ayak ucunuzda, sonra bacaklarınızda, ardından göğsünüzde ve başınızda hissedersiniz. Bu, harika bir rahatlama yaratır ve sizi yeni bir güne ve zorluklara hazırlar” diyor. Doğada vakit geçirmenin ruhsal ve fiziksel sağlığa olumlu etkileri araştırmalarca da not ediliyor.
Geçmişte yaşanılmış tüm olayların bizdeki bilinçaltı kayıtları sürekli yaşamımızı etkilemeye devam eder. Genellikle bu etkilenme negatif yönde olur.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Yalnızlık, stres altında verdiğimiz negatif tepkileri çoğaltarak çözüm üretme yeteneğimizi köreltiyor. Yalnızlığımızı gidermek için sanal âlemde iletişim kurmak ise yüz yüze görüşmenin yerini asla tutamıyor. İnsanlar arası iletişim şekillerinin hepsi aynı kalitede değil. Sosyal çevre ve göğüs kanseri arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırmada, kendisini yalnız hisseden hastaların ölüm riskinin dört kat fazla olduğu sonucuna varılmış. Yaşama şansı daha fazla olan kadınların ise, yüz yüze görüştüğü arkadaşlarının sayısının çok daha fazla olduğu görülüyor. Araştırma sonucunda, yüz yüze iletişimle desteklenmezse, sanal ortamdaki iletişimin sağlıkla ilgili hiçbir faydası olmadığı sonucuna da varıyorlar. ' İnternette günde beş saatten fazla zaman harcayan insanlar en yakınlarıyla daha az yüz yüze görüşüyorlar. Rakamlara göre, gönderilen her bir e-posta, aile ve arkadaşlarla bir dakika daha az yüz yüze görüşmeye denk geliyor. Bir toplumun sosyal bağlarının sağlamlığı, o toplumun ölüm oranını etkiliyor. Yedi bin katılımcı ile yapılan bir araştırmaya göre uzun yaşayanların hepsinin, yüz yüze görüştüğü insan sayısı daha fazla: Uzun yaşayanların hepsi evli, aile ve arkadaşlarıyla bir araya gelen, bir gruba sosyal bağlılığı olan insanlar. Amerika’da 90 bin kadın üzerinde yapılan yedi senelik bir araştırmada, toplu dinî ibadetlere katılan kadınların ölüm riskinin yüzde 20 daha az olduğu görülüyor. Çoğu araştırmacıya göre dinin koruyucu bir faktör olmasının ana nedeni beraberinde getirdiği sosyallik. Dinler insanları bir araya getirmeye yardımcı oluyor.
Sayfa 334Kitabı okudu
Negatif Yalnızlık
Yalnız kalan insan acı çeker, bir tür endişe içindedir, çünkü düşüncesini, duygularını başkalarıyla paylaşamaz.
Sayfa 66 - Kaos Yayınları
Şişmanlık ve zayıflık insanların zihinlerinde sadece iki farklı beden çevresi değildir (şişman ve zayıfın ne olduğunun değerlendirilmesinde büyük farklılıklar ortaya çıkmaktadır) aynı zamanda belli değerleri çağrıştırırlar. Zayıf Olmak çekici, başarılı, sevilen, sportif, dinamik ve sağlıklı olmak demektir; buna karşılık şişman olmak iradesizlik ve ölçüsüzlük, hareketsizlik, hastalık, dışlanmak ve yalnızlık demektir. Şişmanlar için söylenen iyi huylu, neşeli, rahat ve anaç gibi özellikler başarı odaklı bir dünyaya pek dahil değildir ve böylece şişmanların kenarda kalmışlığını daha da sabitleştirirler. Toplumun bütün negatif özelliklerini yansıtabilecekleri günah keçileri gibidirler ve böylece kimse kendi negatifliğiyle yüzleşmek zorunda kalmaz.
Yalnızlık
Başka yer, negatif bir aynadır. yolcu sahip olduğu tenhayı tanır, sahip olmadığı ve olmayacağı kalabalığı keşfederek.
43 öğeden 31 ile 43 arasındakiler gösteriliyor.