Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Belki de ben de farkına varmadan bu yüzden bu kadar negatif'im
Ana çizgileriyle ifade edecek olursak, bir insanın varoluşunu yaşaması, sadece yüzeysel olarak değil, kendisini derinlemesine tanıması, sahip olduğu duyguları ve düşünceleri fark etmesi ve bunları ifade edebilmesi demektir. Bunu gerçekleştiren kişinin dış dünya ile uzlaşması kolaylaşacaktır. Eğer bir insan, iç dünyası ile tanışmaktan çekiniyorsa, varoluşsal endişenin göstergesi olan "boşluk" ve "yalnızlık" duyguları içine girecektir.
Yalnızlık
Başka yer, negatif bir aynadır. yolcu sahip olduğu tenhayı tanır, sahip olmadığı ve olmayacağı kalabalığı keşfederek.
Reklam
Yalnızlık, stres altında verdiğiniz negatif tepkileri çoğaltarak çözüm üretme yeteneğimizi köreltiyor
Sayfa 334Kitabı okudu
Eğer yalnızlık fikrinden tamamlanma fikrine geçmek istiyorsanız, çevrenizde ve içinizde sevgi zihniyetli bir atmosfer yaratmanız gerekir. Sevgi ve romantizmle ilgili tüm negatif düşüncelerin yok olmasına izin verin. Onun yerine sevgiyi paylaşmayı, kabul görmeyi ve tanıştığınız herkesi kabul etmeyi düşünün. Kendinizi gerçekten olduğunuz gibi severseniz dengeli, sakin ve güvende kalırsınız. Evdeki ve işyerinizdeki ilişki- lerinizin hepsi harika olur. Kendinizi insanlara ve durumlara farklı tepkiler verirken bulursunuz. Bir zamanlar sizin için çok önemli olan konuları artık gözünüzde o kadar da büyütmezsiniz. Hayatınıza yeni insanlar girer ve belki de eskilerden bazıları yok olur. Bu başta biraz ürkütücü gelebilşr ama tazelenme ve heyecan dolu da olabilir. Unutmayın, neşeli şeyler düşündüğünüzde mutlu biri olursunuz. Herkes sizinle olmak ister ve ilişkilerinizin tamamı gelişip çiçek açar. Hadi, şu olumlamayı söyleyelim: Varoluşumun tam ortasında sonsuz bir sevgi var. Ben sevgiyim
Sayfa 135Kitabı okudu
Geçmişte yaşanılmış tüm olayların bizdeki bilinçaltı kayıtları sürekli yaşamımızı etkilemeye devam eder. Genellikle bu etkilenme negatif yönde olur.
Sayfa 112Kitabı okudu
Herkes kimsenin,olmadığı seslerin, görüntünün dahi olmadığı bir odada mutlaka ilerleyebilir peki ya herkesin içerisindeki çileye kim girebilir? Evlat, insanların içinde susmak, duymamak, gündüzün içinde karanlıkta kalmak işte çilenin çilesi budur. Bu o kadar muazzam bir dönüşüm gerçekleştirir ki sizlerde,sırf buna ulaşamayın farkına varmayın diye negatif frekans ehli bunun için bir kalıp uydurdu. Dediler ki, 'Yalnızlık sadece Allah'a mahsustur.' Ah ne de düşük frekanslı bir lakırdıdır bu bilmezsiniz.Bunun aslı 'Teklik Allah'a yalnızlık insanlara mahsustur,' olacaktır.Tanrı'nın sizlere vermiş olduğu en büyük armağanlarındandır.Çünkü insan anca yalnızken hakikate varabilir.
Sayfa 320Kitabı okudu
Reklam
Yalnızlık benim yaşamak zorunda olduğum beraberliğimdi. Bu beraberlik derin derin kesiyordu beni.Bazen kendim bile kalabalık geliyordum kendime. Güvensizlik... Mutsuzluk...Anlamsızlık...Kızgınlık..Negatif duygular birbirlerini kovalıyordu.
Sayfa 175Kitabı okudu
Şişmanlık ve zayıflık insanların zihinlerinde sadece iki farklı beden çevresi değildir (şişman ve zayıfın ne olduğunun değerlendirilmesinde büyük farklılıklar ortaya çıkmaktadır) aynı zamanda belli değerleri çağrıştırırlar. Zayıf Olmak çekici, başarılı, sevilen, sportif, dinamik ve sağlıklı olmak demektir; buna karşılık şişman olmak iradesizlik ve ölçüsüzlük, hareketsizlik, hastalık, dışlanmak ve yalnızlık demektir. Şişmanlar için söylenen iyi huylu, neşeli, rahat ve anaç gibi özellikler başarı odaklı bir dünyaya pek dahil değildir ve böylece şişmanların kenarda kalmışlığını daha da sabitleştirirler. Toplumun bütün negatif özelliklerini yansıtabilecekleri günah keçileri gibidirler ve böylece kimse kendi negatifliğiyle yüzleşmek zorunda kalmaz.
Yalnızlık?
Paul Tillich'in de dediği gibi, "Dil, tek başına kalmanın acısını ifade etmek için 'yalnızlık' kelimesini yarattı."
Yalnızlık Yalnızlık ise kimi insan için ihtiyaç, kimisi için tercih, kimine göre de kurtulamadığı bir derttir. Öznel bir durumdur. Bir duygudur ve değer yüklüdür. İnsan bazen yalnız bırakılır, bazen yalnız kalır, bazen yalnızlığa itilir, bazen de uzlete çekilir. Yani... Yalnızlık içsel ve dışsal süreçlerin ortaya çıkardığı bir durumdur. Yalnızlığın içgörü sağlayan, insanı kendisine yaklaştıran/kavuşturan ve bir özgürlük bölgesi oluşturan pozitif tarafları vardır. Bir de... Kendine, insan'a ve hayat'a yabancılaştırabilen, içsel ve dışsal yalıtılmışlığa götürülebilen negatif yönleri...
Reklam
Dindarlık ve yalnızlık insan tecrübesinin temel görünümleriyle ilgilidir. Dindarlık, duygusal tecrübeleri, düşünceleri ve davranışları çok güçlü bir şekilde etkiler. Dindarlığın bazı formları psikolojik iyi olma ile bağlantılı iken diğer bazı formları ise psikolojik uyumsuzlukla ilgilidir. Ayrıca dindarlık ve yalnızlık, ilişkilerin nitelik ve fonksiyonlarını belirleyen kavramlardır. Şöyle ki yalnızlık durumunda karışık /olumsuz ilişkiler insanlarladır. Yani bu durumda yönelinen obje insandır. Dindarlıkta ilişki ise, temel olarak Allah'la veya ilahi bir yapıyladır.!9? Batı'da yapılan tecrübi araştırmalarda, dindarlık-yalnızlık ilişkisi, şu şekilde ortaya konulmuştur: Paluotzian ve Ellision 1982'de ve yine Ellision 1983'te UCLA yalnızlık ölçeği ile dint iyi olma ölçeği (Religious Well-Being Scale) arasında anlamlı negatif bir ilişkiye ulaşmışlardır. Jones ve arkadaşları 1985'te kültürler (Puerto Rico'lu öğrencilerle USA'lı öğrenciler) arası bir araştırmada, yalnızlık-dindarlık arasında anlamlı negatif bir ilişkiye ulaşılmıştır. Johnson ve Mullinş 1989'da genellikle sağlıklı yaşlılar örnekleminde yaptıkları çalışmada, dinin sosyal görünümlerine önemli düzeydeki katılımın düşük yalnızlıkla önemli derecede ilişkili olduğunu belirtmişlerdir. Yine onlar, dındarlığın sosyal boyutunu canlı tutan ve dini grup-klise sorumluları tarafından ziyaret edilen yaşlıların daha az yalnız oldukları sonucuna ulaşmişlardir.188
Sayfa 267Kitabı okudu
Wesss'in ortaya koyduğu görüşleri, alan çalışmasıyla araştırma imkânı bulan de Jong Gierveld ve Raadschelders, yalnızlığın üç boyutundan bahsederler: Duygusal yalnızlık, karakteristik yapısı/ ilk boyutu itibarıyle sevgi ve mutluluk gibi pozitif duyguların yokluğunu; korku ve belirsizlik gibi negatif duyguların varlığını barındırır. Yani insanın sevgisine, beklentilerine, değerlerine istediği ve hak ettiğine inandığı olçüde yanıt alamaması üzerine yaşadığı yalnızlıktır. Sosyal yalnızlıgın mahrumiyet boyutu, yalnızlığın doğasındaki ilişki kaybına işaret eder, Yalnızlığın zaman boyutu ise, üç alt başlığı barındırır: Tecrübe edilen yalnızlık süresine bağlı olarak, yalnızlığın değişmezlik /süreklilik (kronik) boyutu, yalnızlığın geçicilik boyutu ve kişinin yalnızlık yaşantısının kaynağını/ sebebini ötekiye izafe etme boyutu."
'' Aşk acısı en tepede, yalnızlık en dipte; burada tepe de dip de aynı şey olup biri pozitif biri negatif iki farklı sonsuzluktur. ''
"Fakat yalnız olmak, özünde ne pozitiftir ne de negatif. Her şey sizin nasıl olduğunuza bağlıdır."
1. İmkansız Çift
Her şeyden öte her birimiz ilk aşka kadar takip edebileceğimiz bir aşk objesi seçeriz. Freud bunu daha öz bir şekilde ifade eder: Bir seksüel ilişkide hazza sahip olabilmek için ensest yasağının yenilmesi gerekir yoksa o ilişki işlemez. O, bunun daha çok ikinci evlilikte ya da ilişkide olabileceğini de ekler. Öyle görünüyor ki ilk ilişki geçmişin bütün negatif ağırlığını taşımaktadır.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.