Cimri,nekes ve utanmazdır, malının bekçisidir
Yığar, yemez, içmez, sıkı tutar onu
Dostuna tuz bile tattırmaz esenliğinde
Ölür, kalır malı, sonunda yer düşmanı
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
Bu koku, özellikle bürokrasi çarkıyla uyum sağladıktan sonra ilk fırsatta bir kat almayı düşleyen, sürekli 'yarın'ını düşünerek yatırımlara girişen, yaşama nekes davranan, bu arada da yazdıklarıyla topluma katkıda bulunduğunu sanan düşünürlerden yükselir.
Hasis,nekes,pinti yani günümüz Türk diline göre Cimri, Moliere'in, 5 perdelik bir tiyatro oyunudur.
Para dolu bir çekmece mi yoksa evlenecek eş mi diye soru bir pintiye sorulmayacak bir sorudur.
Hasis ruhlu bir adam aşık oğlunun sevdiğine desti izdivaca talip olur mu yoksa olmaz mı , diye de sorulmaz.
Nekes yani eli sıkı bir adamın duasını mı yoksa parasını mı almak kolaydır diye sormaya gerek yoktur.
Moliere'nin Cimri kitabını okumak zaman kaybı mı ? Hayır. Yeterince komik mi? Biraz cimrilik yapmış!
İlk Moliere kitabımı okumuş bulunuyorum. Cimri! Bu kitabı daha önceleri gördüğümde Cimri isminin bir metafor olduğunu sanıyordum ama değilmiş. Cimri kelimesinin Tdk'da anlamına bir bakalım isterseniz:
~Elindeki parayı harcamaya kıyamayan, bitli, eli sıkı, ekti, hasis, kısmık, kibritçi, mıhsıçtı, nekes, pinti, sıkı, varyemez.
Kitaba adını veren Harpagon karakteri tam da bu tanıma uygun bir karakter. Şiddet yanlısı değilim ama ağzının ortasına kürekle vurma isteğim hala çok taze. Karakterden nefretim bir yana 2 ayrı baba-oğul da nasıl aynı kızlarla evlenmek ister, bu neyin kafası 🤦️ Yorumlara baktığım da insanlar bu kitabı defalarca okuyup çok eğlenmişler ama ben malesef kaşlarım çatık başladım ve bitirdim. Böyle insanı aşağılayan durumların güldürüsü olmamalı...
CimriMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202221,9bin okunma
Cimrilik ilaçla sağatılamayacak bir hastalıktır
Vermeye gelince cimrinin eli çok sıkıdır
Kuldur mala, malı onun efendisidir
Cimri, nekes ve utanmazdır, malının bekçisidir
Yığar, yemez, içmez, sıkı tutar onu
Dostuna bile tattırmaz esenliğinde
Ölür, kalır malı, sonunda yer düşmanı
Sayfa 18 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yedirip içirme meselesinde insanlar üç kısımdır: Bazısı ne kendisine ne başkasına yedirir. Bunlar hastalık derecesinde cimri, nekes insanlardır. Bunların malları mülkleri bitecek diye akılları çıkar. Bu, manevi hastalıktan öte maddi, psikolojik bir rahatsızlık, hastalıktır. Bazısıysa mükellef yer, başkasına da aynı şekilde ikram eder. Mümin kul en azından böyle olmalıdır. Ama üçüncüsüne yani en yüksek zümreye gelirsek... Bunlar yemek içmekten zevk almayan ama başkalarına yedirirken fevkalade kalbî, ruhi zevk yaşan kimselerdir. İşte bunlara kerimler, hakiki cömertler denir.
Necmi, sokak köşesinden, gelen geçeni seyrede seyrede, insan suratları hakkında düşünceler edinmişti. Adamın suratından pabuç boyatıp boyatmayacağını, nekes olup olmadığını şıp diye anlardı. Gülen adam, bir kez eli açık olur. Bu asık suratlılar, aslında cimri soyudur. Ve çoğunluktadırlar. İşte bir gülmeyi bile esirgeyen adam, parayı haydi haydi esirger. Bu sokaktan geçen şehirli kısmının çoğu hiçbir şeyi karşılıksız yapmaz. Gülmeyi de. Ya kendisini alsın diye yavuklusuna güler, ya iyi et versin diye kasaba güler, ya terfi ettirsin diye müdürüne güler, ya oy versin diye halkına güler. Böyle karşılıksız gülmeyi bilmez. Durup dururken gülenden de kuşkulanır. Suratını asıverir, benden birşey isteyecek diye.
Yer demir, gök bakır: Bütün yardım kapılarının kapalı oluşu, çaresizlik, umutsuzluk, olanaksızlık demekmiş. Serinin 2.kitabı da çaresizliği ve umutsuzluğu anlatıyor.
Ortadirek’te muhtara karşı gelemeyip verimsiz tarlaya düşen köylü pamuktan para kazanamaz ve köyde Adil Efendinin korkusu başlar. Adil Efendi köye ha geldi ha gelecek, köyü soyacak, ne var ne yoksa götürecek korkusu günden güne artar fakat Adil Efendi gelmez. Korku gittikçe büyürken başka olaylar patlak verir ve Taşbaşoğlunun ermiş olduğuna inanırlar ve köyde bu konu dışında başka bir şey konuşulmaz olur. Hatta öyle ki artık Taşbaşoğlu da ermiş olduğuna inanmaya başlar.
Kitaptaki bazı kelimelerin anlamları:
•Çımgışmak: Üşüme, korku, tiksinme gibi herhangi bir nedenle tüyler diken diken olup derinin nokta nokta kabarmasıyla birlikte ansızın titremek, ürpermek.
•Nekes: Eli sıkı, cimri.
•Kepenek: Çobanların, soğuktan, yağmurdan korunmak için omuzlarına aldıkları, keçeden yapılmış, dikişsiz ve kolsuz üstlük.
•Madımak: İlkyaz aylarında kırlarda kendiliğinden yetişen, yeşil yapraklı, ıspanak gibi yenilebilen bir ot.
Keyifli okumalar
Nereye gitsem , herkesin dilinde siz ; elâlemin gönül eğlencesi , alay konusu olmuşsunuz ; sizi hep ne adlarla anıyorlar , biliyor musunuz : Hasis , nekes , cimri , pinti !