Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“ Hani benim gençliğimm nerdeee… “
~ Çokları gençlik yıllarının hayatlarının en hoş ve en iyi dönemler olduğunu düşünür fakat gerçekte böyle değildir… ~
İnsanlarla yıllardan beri uğraşıyor, kürsüde, so­kakta, insan gördüğü her yerde sesini yükseltiyordu. İyi ama nereye varmıştı? Kötülük durmuş, hiç olmazsa azal­mış mıydı? Tüfekler bırakılmış, adam öldürmekten vaz­geçilmiş miydi? Bir kadın, bir adam, bir tek insan iyiliği benimsemiş miydi? Nerdeee!
Reklam
Sen ölmeyi kolay bir iş mi sanıyorsun? Nerdeee!... Şuna inan; günün birinde ölünce, nasıl doğduğuna pişmansan, öldüğüne de bin pişman olacaksın. Dünyanın öyle bir yerine, öyle bir zamanına gelmişiz ki, yaşasan yaşanmaz, ölsen ölünmez. Ne yaşamaya bırakırlar, ne ölmeye... .
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Sonra efendim, artık şarkı sözlerinin çağrışımlarıyla başlanır düşmeye. Gerisi, sözler seni artık hangi derin çukurlara sürüklerse. Herkesin bir ağlayacağı vardır bir yerinde. Ve aslında böyle "serbest düşüş"lerde bir neden olmaması en iyisidir. Birikmiş, adı sanı, gerekçesi unutulmuş kederlerin tamamı çıkarılmalıdır masaya. Saati, yüzüğü, bilekliği, küpeleri çıkarıp da yan yana dizer gibi, itinayla. "Takma kafana ya!" Kimse· olmayacak ama. "Takma kafana ya!" diyecek, "İyi misin, niye kötüsün?" diye soracak, seni iyileştirmeye çalışacak biri olmayacak, bu kesin koşul, insan düşemez çünkü başkası varken. Utanırsın işte. Hem şimdi sorsa ne anlatacaksın? Cevap mahiyetinde " ... veeer dilek taşı" diye başlasan şarkıya, anlayacak mı? Nerdeee?
Biz demiş, kişinin kıymetini az konuşmasından anlarız. Peki hiç konuşmazsa. O kadar akıllı adam nerdeee?
Reklam
Biz demiş, kişinin kıymetini az konuşmasından anlarız. Peki hiç konuşmazsa. O kadar akıllı adam nerdeee?
Sayfa 61 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
"Haklısınız, kendi çocuklarımın da, okuldaki öğrencilerimin de ilgileri çok farklı. Ne güzel söylediniz: ânı yaşamak, geçmiş ve gelecekten kopmak, kalıcı olandan kaçmak... Fotoğraf kalıcıdır, kitap kalıcıdır, efemera, yani ölümlü, geçici denen kartpostallar, kağıt parçaları, kupürler, pullar, etiketler, aklınıza ne gelirse, aslında kalıcıdır. Hayatı onlar yazar, tarihi onlar anlatır. Ama yeni kuşaklar... Nerdeee?"
Can YayınlarıKitabı okudu
Cafer Efe hayıflanır:
“Girit’te zamanında ezilmesi gereken kafaları ezmedik de kendi kafamızı ezdirdik. Ah Girit, ah!.. Sen duvaklı bir gelin, kınalı bir kızmışsın. Duvağını Rum eşkiyası açtı. Kınalı parmaklarını eşkiya kesti. Ah Girit, ah!.. Her seherde buhur gibi tütüyorsun burnuma. ‘Anavatanımızda gün görürüz,’ dedik, Anadolu’ya geldik. Ama nerdeee? Ha Girit, ha Söke.. Hiç fark yok. Orada da Rumların borusu ötüyor, Söke’de de. Herkes ‘Bu gece beni de öldürebilirler!,’ diye korkuyor. Akşamdan kandillerini söndürüp yatıyor. Aynı Girit’teki gibi.. Orada da Türkleri öldürürlerdi. Katiller kesin olduğu halde, ‘Bize iftira ediyorsunuz,’ derlerdi. Suçlu biz olurduk. Hem ölen biziz, hem suçlu olan. Bu çark - hiç değilse - anavatanda böyle dönmemeli!”
Hoca Hanım Duygularıma Tercüman Olmuş Resmen. Abartısız bu böyledir.
Desinler ki bugün bir gündem yok, çay içip sohbet edeceğiz, ona varım. (Hatta biz hocaların her yere bir iş için çağrılmasından da oldukça bizarım. Bazen de kafa dinlemek, boş boş konuşmak, alışverişten, çocuklardan, yemeklerden bahsetmek için çağırın bizi.) Ama nerdeee... İki bardak çay verirler hemen arkasından, "Eee hocanım, hazır gelmişken bir sohbet ediversen" derler. Kafa atmayı en çok istediğim anlardan biridir bu an.
Sayfa 100 - Kaknüs Yayınları 4. BaskıKitabı okudu
Reklam
Lütuf diye yorumladım (Ama nerdeee)
Havâs’da istisnaî olan vasıtalar söz konusu olduğunda, saflaşma (tathîr) gibi, kudsiyet (takdîs) gibi, huşû, huzur ve hudû gibi, konsantre olma (cem’iyye) gibi şartlar aranmaz. Aynı şekilde imansızlık (el-küfr) ya da iman (el-îmân) gibi bir şart da aranmaz. Sadece belli harfleri, belli bir tarzda basit olarak söyleme şartı vardır. Bunları söyleyen kişinin ne söylediğinden haberi olmasa bile, söylenen şeylerin etkisi görülür.
Sen ölmeyi kolay bir iş mi sanıyorsun? Nerdeee!... Şuna inan; günün birinde ölünce, nasıl doğduğuna pişmansan, öldüğüne de bin pişman olacaksın. Dünyanın öyle bir yerine, öyle bir zamanına gelmişiz ki, yaşasan yaşanmaz, ölsen ölünmez. Ne yaşamaya bırakırlar, ne ölmeye...
Çıkarılacak ders büyük ama nerdeee....
~ İnsan bir tarafıyla hep ihanet beklerken gerçek bir dostluk yaşanabilir miydi? ~
Epub
Ölmeyi kolay bir iş mi sanıyorsun? Nerdeee!... Şuna inan; günün birinde ölünce, nasıl doğduğuna pişmansan, öldüğüne de bin pişman olacaksın. Dünyanın öyle bir yerine, öyle bir zamanına gelmişiz ki, yaşasan yaşanmaz, ölsen ölünmez. Ne yaşamaya bırakırlar, ne ölmeye... .
Saygı vardı bir zamanlar Bozulmamış, yozlaşmamış, zorlamasız Yer etmişti halkın kulağında, Yüreğinin derininde hatta. Şimdi nerdeee?
329 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.