Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Atik-Valde'den İnen Sokakta
Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri, Bir nurlu neş'e kapladı kerpiçten evleri. Yâ Rab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz! Tenha sokakta kaldım oruçsuz ve neş'esiz. Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı. Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime: Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime: "Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür; Mâdem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür."
Orta Çağ Yunanlılarının ölüm hakkındaki görüşlerinin pek kötümser olduğunu yukarıda söylemiştir. Fakat bu görüş 7 nci yüzyıldan başlayarak yavaş yavaş değişmiştir. Odisseia'nın bu döneme ait oldukları anlaşılan bazı parçalarında ölülerin maddi bir varlık olmadığı, bunların kendi öz varlıklarına egemen olduğu, ölüm diyarında da dünya yüzündeki sosyal mevkilerini, sevgi ve ihtiraslarını hatırladıkları ve bundan ötürü neş'esiz olarak dalaştıkları ileri sürülmektedir. Fakat endividüalizmin güç kazandığı bu dönemde ölüm sonrasına ait bu silik görüşler insanları tatmin etmemeye başlıyor. Halk arasında pek eski zamanlardan beri var olduğu anlaşılan ölülerin şekil değiştirmek suretiyle başka bir dünyada ömürlerini sürdürdüğü inancı Yunanistan'da da günden güne kuvvetleniyor, fakat İyonya'ya pek fazla nüfuz etmiyor. Buna kanıt olarak Yunanistan'da ölüler için yapılan tantanalı cenaze törenler, özenle inşa edilen mezarlar, bunların üzerinde duran ve ölünün adını ve resmini taşıyan mezar taşları gösterilebilir. Mesela Sparta'da mezar stellerinde ölü yemeklerle dolu bir masanın önünde ve ekser hallerde bir kline'nin üzerinde yatar durumda gösterilmekte yalnız savaşta ölenlerin adları steller üzerine yazılmaktadır.
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
İmâm-ı Gazali (k.s) buyuruyor ki "Çok ibadet yapınca, beden yorulur. Hareket etmek istemez. Bu zaman uyumakla veya salihlerin hayat hikayelerini okumakla yahud mubâh olan eğlencelerle bedeni neş'elendirmeli. Böyle yapmak, usanarak ibadet yapmaktan eftaldir." İbadet yapmaktan maksad, hem mücâhede yaparak, nefsi terbiye etmek, hem de, kalbe ferahlık getirmek, kalbi Allaha bağlamak içindir. "Namaz, insanı kötü ve çirkin işler yapmaktan korur" buyruldu. Severek, neş'e ile kılınan namaz böyle olur. Bu neş'eyi hasıl etmek için, nefsin mubâhlardaki arzularını, ihtiyacı olduğu kadar, yerine getirmek lazım olur. Böyle yapmak İslamiyyete uymak ile olur. İbadetlere sebeb olan mubâhlar da ibadet olur. Yorgunluk ve usanç hasıl olduğu zaman ibâdet te'hir edilir, terk edilmez. Farzları özürsüz terk etmek büyük günahtır. Kazâ etmek farz olur. Vâcibleri de kazâ etmek vâcib olur. Sünnetleri terk eden, bunların sevabından mahrum kalır. Özürsüz terk etmeyi âdet ederse, bu sünnetlere mahsus olan şefâ'atdan mahrum kalır. Yorgun, halsiz, neş'esiz olmak, farzları vaktinden sonraya bırakmak için özr olmaz. Vaktinden sonraya bırakmak günahından ve azâbından insan kurtulmaz.
Sayfa 33 - hakikatKitabı okudu
Bugün şehirciliğin katledildiği şehir İstanbul'dur. Bu öksüz beldenin şekilsiz, mânasız, neş'esiz yollarında dolaşan san'at iradesi varsa eminim ki şöyle hıçkırır: Utandım ağlayarak, ağladım utanmıyarak!...
Bir top gürültüsüyle bu sâhilde bitti gün. Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri, Bir nurlu neş'e kapladı kerpiçten evleri. Yâ Rab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz! Tenha sokakta kaldım oruçsuz ve neş'esiz. Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı Hadsiz yaşattı ruhuma bir gurbet akşamı. Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime: Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime: "Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür; Mâdem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür."
Sayfa 19 - Madem ki böyle duygularımız kaldı, çok şükür Ya Rab...
“ Cennetse o neş’ esiz melekler SAN her biri ol periyi bekler . “
Sayfa 50
Reklam
Bugün şehirciliğin katledildiği şehir İstanbul'dur. Bu öksüz beldenin şekilsiz, mânasız, neş'esiz yollarında dolaşan san'at iradesi varsa eminim ki şöyle hıçkırır: Utandım ağlayarak, ağladım utanmıyarak!...
Sayfa 43 - Degâh YayınlarıKitabı okudu
Ömrümün neş'esiz geçti bahârı, Neyleyim bahârı gülsüz olunca? Rûhum âzâd olur, belki, mezârım Ayaklar altında dümdüz olunca.
Sayfa 50 - KapıKitabı okudu
Hatırla gelen düşünce Allah'tan/melekten mi şeytandan mı ?
Hatıra gelen hayırlı düşüncenin, şeytanın bir taktiği olup olmadığının anlaşılması hususuna gelince: a) Nefse bakılır. Eğer nefs bu düşünce zuhur ettiği anda sevincle hemen onu yapmak istiyor, sonunu hiç düşünmüyorsa şeytandandır. b) Eğer nefs neş'esiz, isteksiz, korkulu ve sonunu düşünme yoluna gidiyorsa Allah'dan veya melektendir. Kanâatimce insanın yaptığı veya yapacağı bir işin hayırlı olup olmadığını düşünmeden neş'elenmesi hafiflik ve basiretsizliktir.
Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş'esiz Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime "Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür Madem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür."
Reklam
Yahya Kemal Beyatlı'dan
'(...)  Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri, Bir nurlu neş'e kapladı kerpiçten evleri. Yâ Rab, nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz! Tenhâ sokakta kaldım, oruçsuz ve neş'esiz... Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı. Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime; Az çok ferahladım ve dedim kendi-kendime: "Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür; Mâdemki böyle duygularım kaldı, çok şükür." Evet, oruçsuzluğunu acı çekerek, bütün samimiyetiyle böylesine derinden itiraf eden ve bizim manevî hayatımıza uzaktan da olsa, imrenişini bu kadar güzel yansıtmış az şair vardır. Haksöz Dergisi Selahattin Eş Çakırgil
55 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.