Canım öylesine rakı istiyordu ki… Efkarımdan mı? değil elbet. Akşamcılığından deseniz, hiç değil. Sadece çayı, beyaz peyniri, kavunu, marul salatasını, bir tanıdığını görmeyi , arada bir ille de olsun ister ya insan, canım öylesine rakı istiyordu.
“Mahsun gönül! Süküt et ! Güneş bulutların arasında da neş-i envar eder . Senin bahtın da herkesin bahtı gibidir. Her hayatta fırtına saatleri , kederli , mazlum günler olmak gerek.
Hastalığa çözüm bulabilen, ilklim değişince tarım ürünlerini değiştirebilen, hatta göç edebilen, sınırlarından içeri dolan kaçak göçmenleri engelleyebilen toplumlar iç dinamiklerini ayakta ve işler tutabildikleri için çökmezler
"Âfetzede sırtından kazanç elde etmeye çabalayanların az sayıda olmadığını, bunun giderek artacağını tahmin etmek kolay. Neden? Çünkü ülkemizde ahlâk düşüklüğünün bu türlüsü olağan karşılanıyor.”
İsmet Özel, 1999
Yaşamım boyunca bir çok yanılgıya düştüm. Bana çok acı çektiren yanlış işler yaptım. Hiçbirinden pişman değilim, çünkü yapılması gereken yanlışlardı bunlar. O yanlışları ancak yaptıktan sonra onlardan kurtulabilirdim.
Limana uğramış bir gemici, eski bir terörist, hapishaneden yeni salıverilmiş bir kaçakçı, rakiplerinin kumarhanesini basmaya giden bir kabadayı oluyordum. Yürüyüşümde bütün dünyaya meydan okuyan, kavgaya hazır bir eda vardı ve kavgaya hazırdım