Beni en çok işin içinden çıkamadığım denklemler bunaltıyordu: a=b'ye ve b=c'ye, o halde a=c'ye. Tanıma göre a, b'den farklıydı; öyleyse bırakın c'yi bir yana, b'ye nasıl olup da eşit olabiliyordu? Eşitlik söz konusu olduğunda hep a=a'ya, b=b'ye vb. deniyordu. Bunu anlıyordum ama, a=b bence büyük bir yalan ya da bir üçkağıttı. Öğretmen, yaptığı paralel çizgilerin tanımına ters düşerek bu çizgilerin sonsuzda birleştiklerini varsaydığımda da sinirleniyordum. Bence bu yalnızca cahilleri kandırabilecek aptalca bir numaraydı ve bu nedenle hiç üstüme alınmıyordum.
!!!Ayetlerin günümüz şartlarına göre yorumlanması gerekmez mi!!!
Halbuki, Müslümanların inancına göre inanılacak bir hak din vardır; o da Islâm'dır. 10 Nisan 2000 tarihinde Diyanet İşleri'nin şimdi AKP'li Bakan olan Mehmet Aydın'ı, Kurân'da Müslüman hanımların Hıristiyanlarla evlenmesi yasaklanmış, biz AB'ye girmek istiyoruz. Bu gibi ayetlerin günümüz şartlarına göre yorumlanması gerekmez mi" diyordu.
Reklam
Emekli albaylarımızdan ve Tarih öğretmenlerimizden İhsan ILGAR bir gün bana dedi ki: —... Cumhuriyetin ilânı yıllarında İstanbuldaydım. Şapka inkılâbı yeni yapılmıştı. Bir gün köprüye doğru yürürken bir kalabalık gördüm. Polisler, bir adamın başındaki kalpağı almaya çalışıyorlardı. Adam direniyor, vermek istemiyordu. Çekik gözlerinden, çıkık elmacık kemikelrinden o kalpaklı kişinin Türkistanlı olduğunu anladım. Polislere müdahale ettim. Bırakın dedim. Bu bizirn misafirimizdir. Türkistan’ dan gelen bir kardeşimizdir.Polisler fazla üstelemediler. O yıllarda Karaköy köprüsünden bir kuruş karşılığında geçilirdi. Kalpaklı kişinin geçiş ücretini de verdim. Yan yana yürürken öğrenmek istedim: — Türkistan’dan mı geliyorsunuz? İsminiz nedir? Cevabı yüreğimi ağzıma getirdi: «— Buhara’dan geliyorum! Ruslar bizim Cumhuriyetimizi dağıtınca, aydınlarımızı kurşuna dizince, Türkiye’ye sığınmak mecburiyetini duydum. İsmim Osman Hocaoğludur. Eski Buhara Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Osman Hocaoğlu! Türkiye’ye bugün geldim. Cebimde, köprüden geçecek param yoktu!» İhsan Ilgar devam etti: «Eski Cumhurbaşkanını alıp Türkocağına getirdim. Sonra onunla çok iyi dost olduk. Soyadı Kanunu çıkınca, bana ILGAR soyadını o muhterem Hocaoğlu verdi...» Millî Mücadele yıllarımızda, bize Buhara Cumhurbaşkanı olarak binlerce altın toplayan Osman Hocaoğlu, günün birinde, Türkiye ’ye sığınacağını elbette düşünmemiştir.
Sayfa 293 - PdfKitabı okudu
552 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
umarim anlatim bozuklugu yoktur kontrol etmedim daha
serinin dorduncu kitabi ve icinde spoiler olacak. ama ne kitapti be. okumadan 10 girmis ve begenmistim zaten ama oofff oncelikle bu kitaptaki major olaylardan birinin spoilerini yemistim. o da lockwood'la oteki tarafa gitmeleri. tanidik geldi mi?????? percabeth??? tartarus??? oteki taraf bekledigim gibi cikmadi ama uzerine dusunmemistim
The Creeping Shadow
The Creeping ShadowJonathan Stroud · Corgi Childrens · 20171 okunma
50 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Görev duygusu mu, yoksa sevdiği kadına duyduğu aşk mı kazanacak?
Öncelikle belirtmeliyim ki, kitap çok akıcı gidiyor. Zaten sayfa sayısı sebebiyle de (50), çıtır çerez denilebilecek bir kitap.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
'i tanıyan ve okuyan herkes şunu çok iyi bilir ki; onun bu kadar tanınmasının ve kitaplarının da dünyada bu kadar çok okunmasının en önemli iki sebebi; yazdığı kitapların genelde ince ve içeriğinin de akıcı
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,6bin okunma
284 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Hikayemiz Sivas'ın köylerinde geçiyor. Yağmur Bey açgözlülüğü yüzünden ve kumar belası yüzünden elindeki avucundaki bütün paraları bitiriyor bir de bunun üstüne arkadaşı dediği kişi tarafından dolandırıyor ve kendisine borçlu çıkarıyor, parasının olmadığını bildiğinden Yağmur Bey'in kızını istiyor oğluna. Herşey bundan sonra başlıyor.
Yamalı Yürekler
Yamalı YüreklerAbdullah Küçükkaya · Morena Yayınevi · 202429 okunma
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.