"Yaşamın anlamı" gece duyumsanır ve sorgulanır. Kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz. Yaşam, gecenin konusudur.
"Midemde öğle yemeği, ensemde güneş, aklımda aşk, ruhumda telaş ve kalbimde de bir sızı vardı."
Sayfa 261Kitabı okudu
Fred ile CIyde yıllar yılı ölümden sonrası hakkında konuşup durmuşlardı. Sonunda şuna karar vermişlerdi: Kim önce ölürse diğerine Cennetin neye benzediğini anlatmak için ulaşmaya çalışacaktı.
İlk Fred ölür. Aradan bir yıl geçer. Derken bir gün telefon çalar. CIyde telefonu açar; karşısındaki Fred'dir.
"Gerçekten sen misin Fred?" der CIyde heyecanla.
"Evet, CIyde. Benim."
"Sesini duymak ne güzel! Unuttun sanmıştım. E, söylesene! Nasıl orası?"
"Valla, inanmayacaksın, CIyde. Kesinlikle muhteşem! Hayatında hiç görmediğin zenginlikteki topraklardan yetişen şahane
sebzeler yiyoruz. Sabah kalkıyoruz, mükellef bir kahvaltı ediyor, ardından öğlene kadar sevişiyoruz. Şahane bir öğle yemeğinden
sonra dağa bayıra gezmeye çıkıyor, yine sevişiyoruz. Sonra inanılmaz lezzetli bir akşam yemeği yiyor, ardından uyku saati gelene dek yine sevişiyoruz."
"Tanrım!" der Clyde."Cennet şahane bir yer demek!"
"Cennet mi?" der Fred."Yahu ben Arizona'da bir tavşanım."
Fırsat Maliyeti
Bedava öğle yemeği yoktur. Biri sizi öğle yemeğine çıkarsa bile bu tamamen bedava değildir. Orada geçireceğiniz zaman, size, kaybedilen fırsatlar açısından bir şeye mal olur.
Sayfa 19Kitabı okudu
"İnsan sevince nesneler anlam kazanıyor" anlamı çıkıyor.
.
Franz ve Sabina, New York sokaklarında saatlerce yürürdü.
Her adımda manzara, nefes kesici bir manzarayla çevrili dolambaçlı bir dağ yolunu takip ediyormuş gibi değişti.
Kaldırımın ortasında diz çökmüş dua eden genç bir adam; birkaç adım ötede, bir ağaca yaslanmış güzel bir siyah kadın; karşıdan karşıya geçerken görünmez bir orkestrayı yöneten siyah takım elbiseli bir adam; su fışkırtan bir çeşme ve kıyıda oturan bir grup inşaat işçisi öğle yemeği yiyor; çirkin kırmızı cepheli binalarda bir aşağı bir yukarı koşan tuhaf demir merdivenler, o kadar çirkin ki çok güzellerdi.
...
Hayatta olma bilinci kendini daha güçlü bir şekilde hissettirir geceleri, ölümün varlığı da öyle. "Yaşamın anlamı" gece duyumsanır ve sorgulanır. Kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz. Yaşam, gecenin konusudur.
Sayfa 22Kitabı okudu
Romancıların bir yolunu bulup bizi öğle yemeği davetlerinin hep söylenen nükteli bir sözden ya da yapılan çok bilgece bir şeyden ötürü akılda kalıcı olduklarına inandırmaları gariptir.
Sayfa 17
O buzlu yollarda her gün kızağını kapan yüz köylü, hastaneye gelmeye başladı. Öğle yemeği yiyemez oldum. Şu aritmetik insafsız bilim. Yüz hastanın her birine beş dakika harcadığımı varsayalım, beş dakika! Beş yüz dakika eder, saate vurursan sekiz saat yirmi dakika… Dikkatinizi çekerim, üstelik art arda… Otuz tane de yataklı hastam vardı. Ayrıca ameliyat da yapıyordum.
Sayfa 17 - iş bankasıKitabı okudu
"Yaşamın anlamı" gece duyumsanır ve sorgulanır. Kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz. Yaşam, gecenin konusudur.
Yaşamın anlamı gece duyumsanır ve sorgulanır. Kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz. Yaşam, gecenin konusudur.
“Yaşamın anlamı” gece duyumsanır ve sorgulanır. Kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz.
Yaşam, gecenin konusudur.
Benzer deneyimler yaşamamış birisi açlıktan ölmek üzere olan bir insanın yaşadığı ruhu çökerten zihinsel çatışma ve iradenin ezilişini çok zor anlayabilir. Hendek kazarken sadece ekmeğin (hâlâ kaldıysa) dağıtıldığı 9.30-10.00 saatlerindeki öğle yemeği arasını duyuran sireni beklemenin veya huysuz biri değilse sürekli ustabaşına saati sormanın; sonra paltonun cebindeki ekmeği okşamanın ilk olarak ona donmuş parmaklarla dokunmanın ve ilk parçayı koparıp ağzına atmanın, son olarak da kendini akşama kadar yetineceği iyi sözünü vererek tekrar cebine koymasının ne demek olduğunu kavrayamaz.
Sayfa 44Kitabı okudu
Yaşamın anlamı gece duyumsanır ve sorgulanır. Kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz. Yaşam, gecenin konusudur.