Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Duygularım beni zehirliyor, bunu kimse bilmiyor. İyileştim dediğim anda yeniden kanımı bulandıran lanetli bir döngüye hapsoldum ve bu sonsuzluk çemberi ölümden daha zor. Zerre kadar duygu kalmasın isterdim her yandan kuşatılmış zayıf kalbimin içinde. Keşke bir karanlığın orta yerinde öylece unutulup kalsaydım. Beklenenden erken gelen misafir gibi kapıda beklerken ölüm, alelacele saçlarımı tarayıp güler yüzle buyur etseydim içeri.
Mehmet Akif ERSOY 'Çanakkale Şehitlerine'
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!” Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Yasa kendi kendini delemez, kendisi zaten sadece delinmek için vardır, karşı gelmenin görünüşte onu bozması aslında onun yasa olmasını sağlar, neye meydan okunuyorsa, ne bozuluyorsa o yasal olur artık. Yasanın çemberi şöyledir: sınır olur olmaz sınırı açma arzusu çıkar, aşılamaz görünen sınırı oldum olası bilinmedik bir hareketle aşmış olan arzuya sınırdan bir çağrı gelir. Yasak, ancak yasak doğrultusunda arzulayan arzuyla oluşur. Arzu, arzulayarak, yasanın özgürleşmesi, arzunun yasaklanmasını değil; yasağın arzulanması, böylece yasağın parlamasını, sevilmesini, öldürücü bile olsa arzulanmasını, çekici olmasını sağlar. Yasanın gerçek yüzü ortaya çıkar: ölümle korkutan buyruk değil, yasa kılığına girmiş ölümdür o, yasaya karşı gelen arzu ölümden kaçmak şöyle dursun, ölümü hedefler, ölümüne arzular, ölüm, arzunun ölümünün altında bile yatan ölüm, arzunun taşıdığı ölüm, böylece arzulanan ölüm haline gelir. Arzu ölüme yer verir. Yasa öldürür. Ölüm, hep yasanın ufkudur: bunu yaparsan ölürsün. Kendine boyun eğmeyeni öldürür. Ona boyun eğmek de her seferinde yine ölümdür; ama boyun eğmek-eğer yasa gerçekten yasaysa-imkansızdır, ne olursa olsun belirsizdir, hep sonraya bırakılır, ölüm tek çaredir, ancak ölüm aşkı ondan sıyrılabilir, çünkü ölümü seven, Yasayı sevilebilir hale getirir, böylece onu boşuna işleyen bir yasaya dönüştürür. karşılık beklemeyen iyiliğin dolambacı işte budur.
Sayfa 387Kitabı okudu
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
... yatağın içinde okumayı sürdürüyormuş gibi yapıyordu. Başını ne denli kitaba ederse, kaçınılmaz bir biçimde Bayan Lynch'in batağına, onun gizli ormanının buğusuna, ölüm yatağına o denli gömülüyordu yavaş yavaş; o zaman ertesi gün öğleden sonra saat beşe beş kaladan, onun, çılgın Jamaika etekliğinin altında, karanlık gür romanıyla yatakta kendisini beklediğinden başka hiçbir şey düşünemiyordu: bir cehennem çemberi.
Sayfa 313Kitabı okudu
Reklam
Etrafında yalnızca ölüm ve felaket olduğunu görmüş; nasıl ki bir zamanlar dünyayı sular bas­ tıysa, şimdi de ateş çemberi sarmış her yerini.
Nuh'un gönderdiği üçüncü güvercinin hikayesi.
Güvercin rüyasından uyanmış. Etrafında yalnızca ölüm ve felaket olduğunu görmüş; nasıl ki bir zamanlar dünyayı sular bastıysa, şimdi de ateş çemberi sarmış her yerini. Bu nedenle güvercin kanatlarını açmış, yerle bir olan ormandan başka bir memleket, barışın hüküm sürdüğü bir yer bulmak için uçmuş. Barışı bulmak için dünyamızın üzerinde uçup
448 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
DÜNYA HAFIZASININ KIRILMA ANLARI
Her insanın yaşamında kırılma anları vardır. Bir saniye öncesi ile sonrası arasında hayatınızın, düşüncelerinizin ve duygularınızın yönü değişir. Değişim için kimi zaman uzun bir süre gerekir kimi zaman da bir ‘an’ yaşamımızdaki köklü değişimi nur topu bir sürpriz gibi kucağımıza bırakılıverir. Bu edilgen bir eylemdir, işi yapan özne belli
Kırılma
KırılmaAndrés Neuman · Üç Nokta Yayınları · 2022205 okunma
Cebinizde bir şiirle ölüm ırmağından karşı kıyıya geçebi­lirsiniz. Okumak, yazmak ve sevmek, kutsal üçlü. Şiir, yakıcı taşlardan bir sessizlik çemberi. Dünya, yıldızlara dek uzanan bir soğuk. Saat sabahın ikisine doğru kraliçeler ölüyor, çığlık­ları beni kendilerine hayran bırakıyor: "Her daim sevmek, her daim acı, her daim ölüm!" Dünya, bu çığlıkla gelen aydınlan­mayı yok saymakla. Yaşamın lambalarını ölüler yakıyor olsa gerek.
Reklam
Saygı ve Rahmetle...
"ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
"Biz, el ele verince aynı rüyayı görenleriz, Çemberi tamamlayınca başka alemlere gidenleriz. Gelecekten haber getiren on üç kişiyiz, Olacakları görüp, on üç kitaba işleyen biçareyiz. Bilmek isteyen bilsin, korkan sonsuza dek sussun, söylemesin, Sanrılarımıza inanmayana göklerdeki krallığın kapıları kapansın. Birbirine eklenerek yazılmış kitapları bulan, Her birinin içine gizlediğimiz satırlar alt alta dizsin. Sessiz bir silahın titreyişle gelecektir ölüm! Dünyanın en soğuk yerinde başlayacak zulüm. Saati belli, günü belli, tarihi belli, faili bellidir. Kubbe altında toplanacak bin haini durdurmak iki kişinin kaderidir. Yanına şehrin muhafızını alan, insanlığı yok oluştan kurtarır. Dalga dalga kıyameti çağıranları durdurmazsan vebali boynunadır!"
393 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.