Frankl, logoterapinin(anlam yoluyla iyileşme) öncüsü olarak tanınan bir isimdir. Freud için psikanaliz, Alferd Adler için bireysel psikoloji ne kadar değerliyse, Frankl için logoterapi de o kadar değerlidir. Ona göre insanlar artık bastırılmış cinsel dürtüleri, aşağılık psikolojileri için psikologlara gitmiyorlar. Günümüz insanının en büyük sorunu anlamsızlık.
Evet, bugün insanlar yaşamak için gerekli araca sahip, ama yaşamak için bir anlamları yok. Bu boşunalık duygusu gençlerde intiharı, uyuşturucu bağımlılığını da kaçınılmaz kılıyor. Gerçekten yaşam, yaşamaya değer mi diye sormadan kendimi alamadım bu kitabı okurken.
Frankl'a göre yaşama cevap vermek, kendi yaşantımızdan sorumlu olmak demektir. Her insanın hayatı yazılmayı bekleyen boş bir defter gibidir. Bu defteri yaptığımız işlerle doldururuz ve ölüm anı geldiğinde o deftere kaydettiğimiz her şey gözümüzün önünden bir bir geçer. Artık ölmüşüzdür. Bizden geriye sadece o defter kalmıştır. Sonsuzluğa kaydettiğimiz bu defter, kimi için ilham kaynağıdır bazen, kimi için ise ibret doludur. Yani bizden alınmayacak bir geçmişimiz vardır artık. Elbette bende büyük bir etki uyandırdı bu kitap. Sözlerimi Frankl'ın şu cümleleriyle bitirmek istiyorum:
Freud'a göre 'kişi, yaşamın anlamını veya değerini sorguladığı an hastadır'. Oysa ben, yaşamın anlamını merak eden bir insanın, ruh hastalığını dışa vurmaktan çok insanlığını kanıtladığına inanıyorum