Bu olay beni çok düşündürdü. Bu düdük sesleri Atatürk'e saygı mıdır, Atatürk'ün ölümüne yas sesleri midir? Eveeet, Atatürk'ü yasalar zoruyla korumak durumuna düştüğümüz Türkiye'de onun ölümüne sesli gösterilerle yas tutuyoruz.
Gerikalmışlığın acı gerçeği özentidir; özenti de ancak biçimde kalır, öze varamaz. Örneğin gerikalmışın Batılılaşması kafasının içinde değil, kafasının dışındaki şapkada kalır. Cumhuriyet'ten sonra bizde alafrangalığın öncülük gösterisi çarliston olmuştu.
Düdük sesleri arasında saygı duruşundaki kalabalığa bakıp düşündüm: Bunların kaçta kaçı gerçek Atatürkçüdür?
Atatürk, "Durmayalım, düşeriz!" demiş; biz durarak ona saygı gösteriyoruz. Beş dakika durarak değil, onun ölüm yıldönümü günlerinde iş saatlerimizden beşer dakika daha çok çalışsak, beş milyon çalışanın beşer dakikası yedi bin iş günü eder.
Atatürk saat dokuzu beş geçe öldü. Ya saat ikide, üçte ölmüş olsaydı; geceyarısı yine bu düdükler öttürülecek miydi? Bu sesli yas gösterisi bana çok ilkelce geliyor, yanılıyor muyum dersiniz?
Sayfa 21 - Nesin Yayınevi