Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
2020'de Okuduklarım
1. George Orwell -
1984
1984
2. Yakup Kadri Karaosmanoğlu-
Hep O Şarkı
Hep O Şarkı
3. Turan Güneş-
Yaz Üçgeni
Yaz Üçgeni
4. Yaşar Kemal-
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı Efsanesi
5. Yaşar Kemal-
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
6. Sait Faik Abasıyanık-
Alemdağ'da Var Bir Yılan
Alemdağ'da Var Bir Yılan
7. Sait Faik Abasıyanık-
Semaver
Semaver
8. Sait Faik Abasıyanık-
Lüzumsuz Adam
Lüzumsuz Adam
9. Antonie de Saint Exupery-
Küçük Prens
Küçük Prens
10. Platon -
Devlet
Devlet
11. Platon -
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in Savunması
12. Halit Ziya Uşaklıgil-
" Dervişlerin yolunda kendini unut; Namazın, orucun kökünü kurut; Öğütlerin iyisini Hayyam'dan işit; Şarap iç, yol kesme, yoksulları tut. " ° Ömer Hayyam
Reklam
Kronolojik-Alfabetik Liste-Güncellendi-14.10.19
Sıra no Bilinen Adı (Gerçek Adı) [Doğum-Ölüm] 1 Sushruta (Maharishi Sushruta) [Mö.1000-800 Y.] 2 Tales (Miletli
552 syf.
9/10 puan verdi
ömer hayyam'ın başrolünde olduğu, tür olarak sanırım romandan ziyade bir anlatı. bu da romanda olmasını beklediğimiz, tempo, climax gibi unsurların eksik olmasına neden olmuş. eser 3 bölümden oluşuyor. ilkin hayyam'ın yakın dostunun babasının gizemli ölümünün araştırılmasına odaklanılıyor. burada hayyam'ın zekası, siyasete, topluma yaklaşımını görüyoruz. ikinci bölümde nizamülmülk, hasan sabbah, melikşah gibi tarihi karakterlere, onlarla birlikte; devlete, yönetime, askeriyeye yönelik yaklaşımlara tanık oluyoruz. son bölümde ise hayyam'ın ömrünün son günlerine, hayatı nasıl yaşadığına, hayatın nasıl yaşanıp yaşanmayacağına odaklanıyoruz. Tüm bunlar olurken, yazarın karakterler üzerinden hayata, siyasete, ilişkilere dair söylediği güçlü cümleler var. kimi zaman büyük lafların edildiği, etkileyici bir anlatıyken kimi zaman anlatının durduğu, esere bir katkı sunmayan detaylara boğuluyoruz. kimi zaman, tarihi olayları yanındaymışızcasına bir anlatı becerisi yakalanırken, kimi zaman yarıda kesildiği izlenimi uyandıran kurgudan sapmalar görüyoruz. Döneme ilgisi olanlar için giriş niteliği olabilecek bir kitap. Ancak hayyam, hasan sabbah’ın yaşamıyla ilgili detaylı bilgiler edinmek için yeterli olduğu fikrine sahip değilim. yazarın tercihi doğrultusun kurgusal akıştaki kopmalar bir romandan alınacak zevkten daha azını almamıza neden oluyor, dediğim gibi bu bir bilinçli tercih, olay hikayeciliğindense kesitlere odaklanma güdüsü öne çıkarılmış. okurken bu duruma gözetmekte fayda var. 8.5/10
Küllerin Anlattığı
Küllerin AnlattığıCevad Karahasan · İletişim Yayıncılık · 201949 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Hz Muhammed(sav)
“Tarih kainatın vicdanıdır.” Der Ömer Hayyam Kim ki kendini rabbinden uzaklaşmış,hakikate uzak,pişman ,kırgın,hüzünlü,hayatın anlam arayışı içerisinde tükenmiş hissediyorsa bu eseri okusun derim. Çünkü insanın kalbini mutmain,mutlu,huzurlu kılan yegane histir kuran okumanın verdiği his... İslam tarihini bilmek çok kıymetlidir her mümin
Allah'ın Sevgilisi Şehit Peygamber
Allah'ın Sevgilisi Şehit PeygamberMehmet Alim Konukçu · Kitapmatik Yayınları · 201411 okunma
Ömer Hayyam'dan
"Bilimadamlarının nasıl yıkıma uğrayarak bir avuç kaldıklarına tanıklık ettik; onların sayıları ne kadar azaldıysa acılarımız da o kadar büyüdü. Onların, içinde bulundukları durum karşısında hayatlarını sadece ve sadece bilime hasretmeleri konusunda sorumlulukları vardır. Ancak günümüzde aydın geçinenlerin büyük bir çoğunluğu hakikati yalanla örtbas ederek ve ellerindeki bilgiyi sadece küçük ve maddi çıkarlar için kullanarak görünüşte aydın olmaktan öteye geçemiyorlar. Gerçek anlamda bilgiye ulaşma ve hakikati elde etmeyi aşk derecesinde amaç haline getirmiş; kibri ve yalanı kendisinden uzak tutan; aldatıcı ve göz boyayan görüntüye kapılma- yan herhangi birine rastladıklarında da onu hemen karalamaya başlıyor ve onunla alay ediyorlar."
Sayfa 333 - Ömer Hayyam, F.Woepcke'den aktaran A. Rosen, age., s.137-138.Kitabı okudu
Reklam
"Dedim: Artık bilgiden yana eksiğin yok; Şu dünyanın sırrına ermişin az çok. Derken aklım geldi başıma, bir de baktım: Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok.' ° Ömer Hayyam
Sayfa 363Kitabı okudu
Ömer Hayyam; Günümüzde aydın geçinenlerin büyük bir çoğunluğu hakikati yalanla örtbas ederek ve ellerindeki bilgiyi sadece küçük ve maddi çıkarlar için kullanarak görünüşte aydın olmaktan öteye geçemiyorlar. ..
Sayfa 333 - KafkaKitabı okudu
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İlimlerin Sayımı'na Bir Bakış
Öncelikle şunu söylemeliyim, 'İslamın Altın Çağı' diye adlandırılan dönemi anlamak lazım. Sorgulamanın, soru sormanın, eleştirinin, tefekkürün ve bilimin islam dünyasında zirve yaptığı çağdır kendileri ve bu çağın çıkardığı isimler vardır. Bunlar İbn-i Heysem, Ömer Hayyam, Harizmi, İbn-i Sina ve tabi ki yazarımız Farabi gibi bir çok değerli düşünür ve bilim insanlarıdır. Aydınlanma çağından Descartes, Bacon, Kepler, Spinoza vb. büyük bilim insanları ve filozoflar ise bahsi geçen 'İslamın Altın Çağı' aydınlarından etkilenmişlerdir, ilham almışlardır. Konuya bu şekilde bakacak olursak, o dönemin insanlarının neyi farklı yaptıklarını, altın çağı nasıl yaşattıklarını merak etmemek elde değil. İlimlerin daha önce Aristoteles tarafından sayılmış olduğu biliniyor. Zaten kitabın girişinde çevirmenimiz ve felsefe profesörümüz, Ahmet Arslan'ın kitabı bir çok yönden ele almış olduğu yazıda bu bilgiler de var. Bu sebeple, giriş kısmına da en az içerik kadar önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Farabi ilimleri temel olarak sırasıyla 5 ana başlıkta kategorize ediyor: Dil İlmi, Mantık İlmi, Matematik İlimleri, Tabiyat-İlahiyat(Fizik-Metafizik) İlimleri ve Siyaset-Fıkıh-Kelam ilimleri. Bu 5 ana ilmi de alt dalları ile açıklıyor. Kavramlar kafamızda daha oturaklı bir hale geliyor. Bir yandan da sayılan ilimlerin gerekliliğini ve Farabinin bakış açısını anlamış oluyoruz. Örneğin, Kelam ile ilgili açıklamalar yaparken aslında Kelam'ın abesliklerini de gözler önüne seriyor.
İlimlerin Sayımı
İlimlerin SayımıFarabi · İş Bankası Kültür Yayınları · 2019685 okunma
#Nazım #Hikmet
Nazım Hikmet Şiirleri Nazım Hikmet’in Bursa Cezaevi’nde tutsaklık günleri. Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren Nazım, aynı zamanda cezaevi yönetimine de yardım etmektedir. Cezaevi denetimine Adalet Bakanlığı’ndan bir müfettiş gelir. Bir kaç gün denetim... Nazım Hikmet’in Bursa Cezaevi’nde tutsaklık günleri. Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren Nazım, aynı zamanda cezaevi yönetimine de yardım etmektedir. Cezaevi denetimine Adalet Bakanlığı’ndan bir müfettiş gelir. Bir kaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre: - Nazım da buradaymış, çağır da görelim nasıl biridir? der. Nazım’ı odaya getirirler. Müdür koltuğuna iyice kurulan müfettiş Nazım’ı tepeden tırnağa süzer ve: -Demek Nazım sizsiniz, der. Nazım’a oturması için yer göstermez. Kısa bir konuşma sonrası, “gidebilirsiniz” der. Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe: -Ömer Hayyam adını duydunuz mu? diye sorar. Müfettiş hemen atılır: -Kim duymaz Hayyam’ı. Nazım: -Hayyam zamanında İran hükümdarı kimdi? diye sorar. Müfettiş şaşırır. Nazım konuşmasını sürdürür : “ Görüyorsunuz sanatçıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama dönemin Adalet Bakanı’nı ve sizi kimse anımsamayacak” der çıkar. Müfettiş yaptı yanlışı anlar, Nazım’ı geri çağırır ama Nazım koğuşunun yolunu tutmuştur.
179 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.