Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yüreğimin tam ortasında büyük bir yorgunluk var. Asla olamadığım kişi beni üzüyor, ondan bana kalan anılardan neye olduğunu anlayamadığım bir özlem kabarıyor. Umutlara ve kesin inançlara çarpıp düştüm, benimle birlikte bütün batan güneşler de düştü. Fernando Pessoa
"Sedef Yankı Sarmaşık. Yapma be kızım, bize bunu yapma artık. Ben uzun zamandır iyi değilim, Kedicik. Sensiz iyi olamam...Madem Sedef bunu yapamayacak kadar yorgun düştü, o vakit söyle Yankı'ya, seni bana geri getirsin. Sana neden kedi dediğimi sen de dahil olmak üzere kimse bilmedi. Henüz üç günlük bebekmişim. Anne sütüne muhtaç üç
Reklam
Bağnaz biri değil burada konuşan; vaaz verilmiyor, inanç istenmiyor burada. Sonsuz bir ışık bolluğundan, mutluluk derinliğinden düşüyor sözcükler damla damla, –bir nazlı yavaşlıktır bu konuşmaların tempo’su. Bu gibi şeyler ancak en seçkinlerin kulağına ulaşır; burada dinleyici olabilmek eşsiz bir ayrıcalıktır; her babayiğidin harcı değildir Zerdüşt’ü duyabilmek... Zerdüşt bu yönleriyle bir baştan çıkarıcı olmuyor mu? Öyleyse dinleyin,kendisi ilk kez yalnızlığına geri dönerken ne diyor... Onun yerinde başka bir “bilge”nin, bir “ermiş”in, bir “mesih”in, başka bir décadent’ın söyleyeceklerine hiç benzemeyen sözler... Yalnız konuşması değil başka türlü olan, kendisi de başka türlü... Tek başıma gidiyorum şimdi, ey çömezlerim! Sizler de gidin artık, tek başınıza gidin! Böyle istiyorum. Benden uzaklaşın, Zerdüşt’ten koruyun kendinizi! Daha da iyisi: Utanın ondan! Belki sizi aldatmıştır. Kendini bilgiye adayan için yalnızca düşmanını sevmek yetmez; dostuna da kin duyabilmelidir. Hep öğrenci kalan insan, öğretmenine borcunu kötü ödüyor demektir. Neden benim çelengimi yolmak istemiyorsunuz? Sayıyorsunuz beni: Ama saygınız devriliverirse günün birinde? Bir yontunun altında kalmaktan sakının! Zerdüşt’e inandığınızı mı söylüyorsunuz? Ama ne önemi var Zerdüşt’ün! Bana inananlarsınız, ne önemi var ama tüm inananların! Daha kendi kendinizi aramamışken beni buldunuz. Böyledir tüm inananlar; inancın değeri azdır bu yüzden. Şimdi size beni yitirmenizi, kendinizi bulmanızı buyuruyorum; hepiniz beni yadsıdığınız gün, ancak o gün geri döneceğim sizlere...
Aynı zamanda kafasının içinde alev alev yanan bu hayalin en yüksek düzeyde erişilemez bir hayal olduğunu, ondan utanmasına yol açacak kadar erişilemez bir hayal olduğunu kavrıyordu ve hemen başka kaygılara, "bir önceki iğrenç günden" ona miras kalan daha elle tutulur kaygı ve karışıklıklara geçti.
Sayfa 262 - Can YayınlarıKitabı okudu
Uykusu bozuk olan ve gece uyanık kalan her kim varsa, kaçın ondan!
Bir öfkeyle numaramı değiştirdim bir gün. O zamana kadar aramadın. Belki de ondan sonra da hiç aramadın. Her gün bir fotoğrafını sildim. Her gün senden kalan bir anıdan kurtuldum. Tam iki yıl sürdü. İşte o ilk iki yıl canım çok yandı. Ama evimi değiştirmem çok daha uzun sürdü. Çünkü ne zaman istesen, beni burada bulabilirdin. Belki özlersin. Belki dayanamazsın. Belki aklına eser de çat kapı gelirsin diye, gidemedim bu evden. Sen benim bir zamanlar canım, kanımdın. Artık, hatıram bile değilsin...
Reklam
Tutunamama romanı söyleşisi...
Saatleri Ayarlama Enstitüsü tutunamama temasının işlendiği bir eserdir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yazdığı romanda Hayri İrdal karakteri karşımıza çıkmaktadır. Tutunamayışıyla, hayalleriyle ve düşüşleriyle Fahim Bey’i andırmaktadır. Hayri İrdal da tıpkı Fahim Bey gibi benliğini tamamlayamamış, kendinden uzaklaşmış, kendine yabancılaşmış biridir.
Zindandan Mehmed'e mektup
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de, geri adam , boynunda yafta. . Halimi düşünüp yanma Mehmed'im ! Kavuşmak mı? ..Belki. ..Daha ölmedim! Avlu. .. Bir uzun yol. .. Tuğla döşeli, Kırmızı tuğlalar altı köşeli. Bu yol da tutuktur hapse düşeli. .. Git ve gel. .. Yüz adım... Bin yıllık konak. Ne ayak dayanır
Elhamdülillah :)
Kâinatın mayası sevgidir ancak, kulun Allah’a olan aşkı bütün sevgilerin üstünde, zirveyi tutmuş bulunmaktadır. Çünkü, O’na olan aşkın dışın da kalan bütün sevgiler, kaynağını O’ndan aldığıgibi, her sevginin varabileceği en son nokta yine O’nun aşkıdır.
Bir adam Meryem oğlu İsa aleyhisselâma arkadaş oldu, seninle bulunmak ve sana arkadaş olmak istiyorum, dedi. Gittiler, bir nehir kıyısına vardılar, sabah kahvaltısı için oturdular, yanlarında da üç yufka ekmek vardı. İkisini yediler, bir üçüncüsü kaldı. Hazret-i İsa kalktı, nehre gidip su içti, sonra geri döndü, ekmeği bulamadı, adama: -Ekmeği
Reklam
127 syf.
10/10 puan verdi
BİR GÜN DÜNYAYA BİR KADIN GELDİ. HAYATI SIFIRLA BAŞLADI, EKSİDE SONLANDI. ARDINDA İSE YAŞANMAMIŞ KOCA BİR HİÇ BIRAKTI. Bir insan eğer yaşam denen koca oyalamaca dünyasına bir kadın olarak gözlerini aralamışsa bırakın sıfırı ekside başlar hayata. Yaşam denen o acımasız kulvarda, erkek egemenliğinin o garip buhranında kendini zamanında eksiden
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 198713,4bin okunma
anne gibi anne
Ondan kendisine kalan hepsi de güzel beş on kitap. Birkaç Dostoyevski, Kafka, Sartre ve bir de onu çok etkilemiş olan Yüzyıllık Yalnızlık.
Herşeyden Önce Sağlıkmış
Oğlum misafir bir kaç gündür. Gitmeden annesinin elinden ev yemekleri yesin diye özen gösteriyorum. Buğün de kahvaltıya hamur işi yapayım diye erkenden girdim mutfağa. Elimde hamur bulaşığı, bana soğuk soğuk terler basmaya başladı hafifde midem bulanıyordu. Ondan öncesi başım dönüyordu, sanki zemin kayıyordu gözlerimin önünden, ortalık
184 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sevgili küçüğüm, kalbin öylesine saf ki hep öyle kalsın.
Çocukların duygularına ağırlık verilen kitaplar her zaman ağlatmıştır beni. Annesi babası tarafından terk edilmiş, bir daha aranıp sorulmamış, adı bile konulmamış küçücük bir çocuğun hikayesini anlatıyor Beyaz Gemi. Küçük dedesiyle büyüyor. Dedesinin ona anlattığı masallar yegane dostu hayatında. İçinde bulunduğu ortam öylesine kötü ki… Kısır
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Nora Yayınları · 202070,3bin okunma
İman ve Küfür Muvazeneleri
İman ve Küfür Muvazeneleri
Hayatın merkezine Allah’ı koyarsak insanı ne üzer ki ?Sen Allah’ı sevki daha az üzülesin.”O” zaten seni seviyor. Biz emaneti göklere,yere ve dağlara teklif ettik.Hepside onu yüklenmekten kaçındı ve ondan korktu.İnsan ise onu yüklendi. Hayat zannettiğin hâlât,yalnız içinde bulunduğun dakikadır.Güvendiğin hayat-i maddiye,yalnız bir dakikadır. Kimin için Allah var , ona herşey var.Ve kimin için yoksa , herşey ona yoktur, hiçtir. “Duru olanı al , bulanık olanı bırak.” Eskiden beri çokça duyduğumuz eserlerdir aslında bu kitaplar.Okumak bu zamana nasip oldu.Dil biraz ağır gelebiliyor ama ne söylendiğini rahatça anlayabiliyorsunuz. Gençliğimizin gelip geçici bir liman olduğunu unutmadan, hayat rotalarımızı yeniden şekillendirmek lazım.Keza kalan ömrümüzden haberdar değiliz. Hem Allaha , hem insanlığa layık olmak önemli.Kitapta yazdığı gibi “ölüm ölmüyor ve ecel gizli;her vakit gelebilir.Ve madem kabir kapanmıyor;kafile kafile arkasından gelenler oraya girip kayboluyorlar..!” Nasıl yaşarsak ,öyle ölücez;nasıl ölürsek öyle dirilicez;nasıl dirilirsek öyle haşrolunucaz. Dilerim Mevlam kalan ömrümüzü ,tükettiğimizden hayırlı kılsın.Azrail A.S. canımızı almaya geldiğinde umarım yüzünde bir tebessümle gidenlerden olalım. Yaşayalım yaşayalım Azraili görünce aman biraz daha yaşayalım yok.Malum o dakka geldiğinde aldığımız son nefes içimizde kalacak... “Allahım bize ömründe,ölümünde hayırlısını nasip et.”
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.