Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çoğu kez Kuran'ı Kerim'de iman konusu anlatılırken veya müminlerden söz edilirken, bu imanın pratik bir anlatımı olan hareketten de söz edilir. O halde sorun, sadece duygu bağlamında yaşamaktan ibaret değildir. Asıl önemli olan konu, İslam düşüncesinin hayat sistemine ve İslam'ın hayat görüşüne uygun bir planın, pratik hayata yerleşmesi ve bu planın uygulanması için harcanması gereken hareket ve enerji sorunudur...
Kemalettin Tuğcu Onu çocuklar için diğer yazarlardan ayıran en önemli cümle, belki de Yılmaz Erdoğan'ın da dediği gibi "bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı" cümlesiydi. Kemalettin Tuğcu'nun romanları çok acıklıydı ama çoğunlukla hep mutlu sonla biterdi. En azından bu bile bir teselliydi ve mutlu sonlara olan inancımız güçlenirdi. Ayakları tutmadığı için tekerlekli sandalyeye mahkum olan Tuğcu, sayısını belki de kendisinin bile hatırlayamadığı kadar çok hikaye yazmış, ezilen, acı çeken çocukların dramlarını hikayelerine ana konu yapmıştır.
Sayfa 50 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Bir sürü insanın size sorular sorduğu ya da neler yapmanız gerektiğini söylediği çarpışma dakikalarında yüzyüze kaldıklarınızın sizi bunaltmaları oldukça kolaydır. Sayısız önemli konu size baskı yaparken planlarınızı ve hedeflerinizi gözden kaçırabilir; birdenbire ağaçlar yüzünden ormanı göremediğinizi fark edebilirsiniz. Unutmayın ki soğukkanlılık kendinizi bunlardan uzak tutabilme, savaş meydanının tümünü ve tabloyu tüm açıklığıyla görebilme yeteneğidir. Bütün büyük komutanlar bu niteliğe sahiptir. Kendinizi zihinsel olarak uzak tutabilmek için ön hazırlık yapmanız, ayrıntıları önceden hesaplamanız gerekir. Bırakın insanlar budavari umarsızlığınızın gizemli bir kaynaktan geldiğini düşünsünler. Sizi ne kadar az anlarlarsa, o kadar iyi olur. Unutmayın ki aklınız duygularınızdan daha zayıftır. Ama bu zayıflığınızı ancak zor durumlarda daha doğrusu en çok güçlü olmanız gereken durumlarda fark ederiz. Savaşın sıcaklığıyla başa çıkabilmeniz için size gereken gücü veren bilgi ya da zeka değildir. Aklınızı güçlendiren, duygularınızı daha fazla kontrol etmenizi sağlayan içsel disiplininiz ve katılığınızdır.
1909 ve 1910 yıllarında iki kez Finlandiya’yı ziyaret etme fırsatı buldum. Diğer ülkelerden çok farklı bir görünüme sahip olan Finlandiya’nın konumu çok dikkat çekicidir. İnsanlarının düşünceleri, ruhsal yapıları, dünya görüşleri bizimkinden çok farklıdır. Bu insanları inceleyecek olan biri, onların sanki dünyamıza değil de başka bir
Bulgarca Çevirinin Önsözü - Dr. BojkofKitabı okudu
Jarvinen, Okunen ve Gulbe Nasıl Kral Oldular? Reçel Kralı Jarvinen anlatıyor... Ben önceleri yoksul bir sokak çocuğuydum. Şimdi ise yurdumuz için büyük ve iyi bir güç olduğumu söyleyebilirim. Ben bu konumumu kime borçluyum? Tesadüfen dinlediğim bir konferansa değil mi? Daha önce de söylemiştim. Küçük dükkânımda kurabiye ve
Köylüler, İşçiler ve İmalatçılar ... Snelman, bütün köylülerin, işçilerin, imalatçıların ve bütün halk kesimlerinin her yönden aydınlanmasını, öğrenim ve eğitimini hayatının en önemli görevi saymış; bir zamanlar Pierre d’Amiyen’ in Haçlı Seferleri’ni kışkırttığı gibi, o da Finlandiya’da eğitim seferberliğinin öncüsü olmuştur. Snelman
Reklam
Ölülerin Sözcüsü
Önemli bir haham pazar yerinde bir şeyler öğretiyordu. O sabah bir koca, karısının zina yaptığına dair kanıtlar bulmuştu; kalabalık, kadını öldürene kadar taşlamak için pazar yerine götürüyordu. (Bu hikayenin benzer bir versiyonu daha var ama arkadaşım, bir Ölülerin Sözcüsü, aynı olayla karşılaşan iki Hahamdan daha bahsetti. Size anlatacaklarım
Sayfa 339 - 6:45 _ 2015Kitabı okudu
Umudumuzu yitirmiş vaziyette döndük geliyoruz. Mustafa; - İyi ki yanlış adres. Ya gerçekten doğru olsaydı. Anneni bulmadan kaybetmiş olacaktık.Birkaç adım uzaklaşmıştık ki; konuştuğumuz kız arkamızdan seslendi. - Bakar mısınız! - Ne oldu bacım? - Aklıma geldi. Yolun sonunda bir bakkal var. Orayı işleten kadının kız kardeşinin adı da Zahide’ydi galiba. İsterseniz bir de oraya sorun. - Teşekkür ederiz bacım. - Önemli değil. Keşke senin gibi bir kardeşimiz olsaydı. Yolun sonunda ki bakkala vardık. Ben bir kenarda durdum. Olacakları bekliyorum. - İyi günler abla, biz birini arıyoruz. - Buyurun kimi arıyorsunuz. - Zahide adında birini tanıyor musunuz? Şu memleketliymiş. - Hayırdır ne yapacaksınız? Neden arıyorsunuz? - Biz Kırıkkale’den geliyoruz. Çok önemli bir konu vardı da. - Ne dediniz? Kırıkkale’den mi? Yoksa sen Aykut musun? Aykuuut diyerek bayıldı. * İçeriden birileri çıktı. Konu komşu koşuşturdu. Su kolonya derken kadın kendine geldi. - Yavrum benim sen Aykut’sun değil mi. Tıpkı annene benziyorsun. Seni hemen tanıdım. Kopya gibisiniz. Annenle yıllardır bu anı bekliyorduk yavrum. Ben senin teyzenim. - Peki ya annem yaşıyor mu? Sen ondan haber ver. - Dur acele etme hele kendime geleyim bir. Oh Allah’ım. Annen yaşıyor şükürler olsun ,ama burada değil yurtdışına gitti. İkinci kez evlenince kocasıyla birlikte Avustralya’ya yerleştiler. Ama annen hep haberini bekliyor. Umudunu hiç kaybetmedi. Giderken bana” abla göreceksin Aykut benim oğlumsa beni arayıp bulacak” demişti.
Sayfa 145 - bedaKitabı okudu
"Üstad Fuzulî'ye göre âşık bir pervanedir; nasıl pervane ateşi görünce kendini o ateşte yakmak isterse, âşık da kendini aşka atıp öylece yanmalıdır." Burada önemli olan sevgili değil, bizzat aşkın kendisidir. Onun aşk ile olan bağı, şiiri süsleyen ve güzelleştiren bir konu olmasıyla değil, bilakis varlığının anlamını seyrettiği bir
Sayfa 184Kitabı okudu
Zaman makinası olsaydı ve kendi gençliğime, mesela 17 yaşıma dönseydim kendime şunları söylerdim; En önemli şey aşk! onu doya doya yaşa, bu bir... Ne yapmayı sevdiğini bul ve sonra o sevdiğin şeyi yapabiliyor musun ona bak. Yapamıyorsan boşuna enerjini tüketme, yapabilenler yapsın. Yapıyorsan, dünyanın en şanslı insanlarından birisin dilini
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.