‘’ İşte sonra yaşlandım.’’
Yaşamam yetişmem gereken bir hayat var.
Saklamaya çalışamıyorum bir türlü YAŞLANMAK BİLMEYEN "güzel umutlu günler" özlemimi..
Uzun uzun anlatmayı isterdim ama çok laf edemem ben. Kocaman bir yıl iyisiyle kötüsüyle bitti gitti, geldi yenisi, ardından yeni yılın bir kaç ayı dahi. Ne çabuk geçiyor günler,
Kısa ve öz bir inceleme olacak.
Kitap aslında üç bölümden oluşuyor ama iki önemli başlık altında konuşacak olursak ilk kısımda Victor Frankl, İkinci dünya savaşında toplama kamplarında yaşadıklarını, kendisinin ve ailesinin nasıl işkence gördüğü ve öldürüldüğünü anlatıyor. İkinci kısımda ise kendi tedavi yöntemi olan logoterapi' yi açıklıyor.
Kitap yayınlandıktan sonra çok satılması hakkında " Çağımızın içinde bulunduğu acınası durumun bir dışa vurumu olarak gördüğümü söylemekten ibarettir. " şeklinde yorum yapıyor. Malum bizim de içinde yaşadığımız dönem içinde küçüklü büyüklü o kadar acı ve acınası durum olması bu kitabı hala çok okunan/ okunması gereken kitaplar arasında tutuyor.
Kendinize bir şeyler katmak ve düşünce tarzınızı değiştirmek için okumanızı tavsiye ederim.
Burası reklam içerir :))
Kitabın incelemesi için: youtu.be/jsUtzRUCusA
Desteklerinizi esirgemeyin lütfen.
İnsan her zaman annesini sever mi?
Babasızlık nasıl bir duygudur? Ya da annesizlik?
Sevdiğiniz halde başkaları için sevmiyormuş gibi davranmak zorunda kaldınız mı hiç?
Geçmiş her zaman geçmişte kalır mı?
Fakirlik utanılacak bir şey midir?
Aşk var mıdır?
Adalet nedir?
Namuslu olmak ne demek?
Yaşadığı yeri değişince insan da değişir mi?
Her
Freud × Jung
✓ görüşlerini birbirinden ayıran ilk önemli fark cinselliğin rolü ile ilgilidir. Jung , Freud'un libido tanımını cinselliği de içeren ancak bununla sınırlı olmayan daha genel bir psişik enerji olarak yeniden tanımlayarak genişletmiştir.
✓ikinci önemli fark kişiliği etkileyen güçlerin yönü ile ilgilidir. Freud insanları geçmiş olayların mahkumları ya da kurbanları olarak görürken, Jung geçmişimizle birlikte geleceğimiz tarafından da şekillendiğimizi savunmuştur. ( Ona göre biz yalnızca çocukken başımıza gelenlerden değil gelecekte yapmak istediklerimizden de etkileniriz)
✓ üçüncü önemli fark ise bilinçdışı ile ilgilidir. Freud bilinç dışını temelde bastırılmış materyaller olarak görürken, Jung bilinç dışına bilincin kaynağı ve yaşamdaki yeni olasılıkların matrisi olarak görmüştür.( Jung bilinç dışına Freud'dan daha fazla vurgu yapmış)
*** Jung a göre insanlar aslında çok yönlü varlıklardır ve eğer bir bütün olarak var olmak istiyorlarsa kendileri ile ilgili tüm yönlerini ( bozulmuş-saf, bencil- özgeci, fiziksel -ruhsal) kabul etmek zorundadır.
İnsan doğasının özü karşıt yönlerin çatışmasıdır.
Bilinç bilinçsizliğe karşıdır hissetmek düşünmeye karşıdır. Şiddet eğilimi olmayan birisi şiddeti düşünebilir cinsel tubuları olan birisi cinselliğin hayalini kurabilir. İnsanlar ancak bu karşıt güçleri kabul edip ifade edilişlerini düzenleyebilirse tam olarak işlevde bulunabilirler ( Allen,2003)
Gri bulutların beraberinde yağmur getireceği ne kadar kestirilebilir bir şeyse
Hakan Sarıpolat 'ın bir gün karşımıza bir öykü kitabı ile çıkacağı da onu az-çok tanıyan bilen insanlar için o kadar kestirilebilir bir şeydi... Çünkü o, yazarlığa giden bu süreci gözlerden uzak yaşamadı... Tam tersi, yazılarıyla,
#spoiler
Her yeni doğan günü ilk kez yaşıyormuşçasına yaşamayı, hiçbir şeyden korkmamayı, her zaman her yaşta meraklı olmayı soru sormayı , hayatı ve insanları tüm olanca çirkinliğiyle kabullenip sevmeyi öğreniyoruz Zorba'dan.
Bir yanda hayatını okumaya adamış (ona kazancakis diyelim) ve hayatı bu şekilde öğrenen kazancakis ile diğer
İran edebiyatının önemli birkaç isminden biri olan, Kör Baykuş gibi ağır ve bunaltıcı tarzda yazdığı eserlerle bilinen Sadık Hidayet'in pek uzmanı olmadığı ve bir yerinden uydurduğuna emin olduğum bu inceleme kitabını büyük bir hayret ve kahkahayla okudum bir günde sadece. En son söyleyeceğimi baştan söylemek istiyorum; Sadık Hidayet bize
"Hayat küçük bir alanda daireler çizerek yaşlanana ve elinde hiçbir şey kalmayana kadar yüzmekten mi ibaret, yoksa dünyada başka bir şekilde yaşamak mümkün mü, bilmek istiyorum." der Samed Behrehgi'nin Küçük Kara Balığı.
Küçük Kara Balık bilmek ister dünyada başka bir şekilde yaşamak mümkün mü?. Annesi ise çok kızar yavrusuna bu