Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu sözümü unutmayın Mr. Dedalus dedi. İngiltere, Yahudilerin eline geçmiş durumda. En yüksek makamlarda: Maliyesinde, basınında... Bir milletin çöküşünün işaretleridir bunlar. Nerede toplansalar o milletin hayatiyetini yiyip bitirirler. Yıllar önce, işin bu noktaya gelebileceğini öngörebiliyordum. Bizim şu anda burada olduğumuzdan nasıl
Elhamdülillah.. Şehit PÖH GÜLŞAH GÜLER
Şehitler (şüheda) hayatı: "Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar, yalnız daha iyi bir aleme gittiklerini biliyorlar. Büyük bir saadetle lezzet alıyorlar.
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Onlar kendilerini biliyorlar...
Zamanımız yöneticileri, ancak kendilerine hizmette bulunanları, meclislerini süsleyip yaltaklık edenleri ve kendilerini överek lehlerine dua edenleri, huzurlarında ve gıyablarında meth-ü senâda bulunanları sever ve onlara vermek isterler.
Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar.. yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar.. kemal-i saadetle mütelezziz oluyorlar.. ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar. Mektubat - 6
Nass-ı Kur'an'la şühedanın, ehl-i kuburun fevkinde bir tabaka-i hayatları vardır. Evet şüheda, hayat-ı dünyevîlerini tarîk-i hakta feda ettikleri için Cenab-ı Hak kemal-i kereminden onlara hayat-ı dünyeviyeye benzer fakat kedersiz, zahmetsiz bir hayatı âlem-i berzahta onlara ihsan eder. Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar, kemal-i saadetle mütelezziz oluyorlar, ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar. Ehl-i kuburun çendan ruhları bâkidir fakat kendilerini ölmüş biliyorlar. Berzahta aldıkları lezzet ve saadet, şühedanın lezzetine yetişmez. Nasıl ki iki adam bir rüyada cennet gibi bir güzel saraya girerler. Birisi rüyada olduğunu bilir. Aldığı keyif ve lezzet pek noksandır. "Ben uyansam şu lezzet kaçacak." diye düşünür. Diğeri rüyada olduğunu bilmiyor. Hakiki lezzet ile hakiki saadete mazhar olur. İşte âlem-i berzahtaki emvat ve şühedanın hayat-ı berzahiyeden istifadeleri, öyle farklıdır. Hadsiz vakıatla ve rivayatla şühedanın bu tarz-ı hayata mazhariyetleri ve kendilerini sağ bildikleri sabit ve kat'îdir.
"Onlar, kendilerinin nasıl olduklarını gayet iyi biliyorlar ve böyle olmayı tercih ediyorlar."
pdf
Reklam
Kadınlar...
.. hem onlar kendi işlerini bizden daha iyi düzene koymasını biliyorlar. Onlar kendileri için en doğal olmayan durumlarda kendi bildikleri gibi yaşamayı sürdürmesini, kendilerine uygun olmayan durumlarda da hiç değişmeden oldukları gibi kalmasını beceriyorlar. Bizim elimizden böyle bir şey gelmez.
Sayfa 139 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Hangi Siviller?
Sömürgeci ülkeler, başka ülkeleri işgal ederken oraları sömürge hâline getirmek ve oraların üzerinde bir hâkimiyet oluşturmak amacıyla bunu yapıyorlardı. Dolayısıyla oralara askerî mekanizmalarıyla ve bunların yardımcı unsurlarıyla giriyorlardı. Bu yüzden de yurtlarını onların işgallerinden kurtarmak isteyenler askerî mekanizmalara karşı savaş veriyorlardı. Filistin'i işgal eden Siyonistlerin amacı ise dünyanın değişik yörelerinde yaşayan yahudileri bu topraklara toplayıp iskan etmek, onlara yer açabilmek için de Filistin topraklarının asıl sahiplerini icbar ve zulüm yoluyla göçe zorlamaktır. Bu uygulamada askerlerle siviller ortak hareket etmektedirler. Eğer ki "sivil" olarak nitelendirilenler gasp yoluyla alınan topraklara gelip yerleşmezlerse, oraların sahiplerini çıkmaya zorlama amacına yönelik tehdit ve icbar uygulamalarına yardımcı olmazlarsa bu politikanın yürütülmesi mümkün değildir. Durumun böyle olduğunu oralara iskan edilen sözde siviller de gayet iyi biliyorlar. Hatta çoğu zaman onlar gelip yerleştikten sonra kendilerinin ardından geleceklere yer açabilmek için gasp ve göçe zorlama politikasına fiilen destek veriyorlar. Dolayısıyla "sivil" olarak nitelendirilenler, burada Filistinlilere karşı başvurulan zulüm uygulamalarının ve işgal politikasının dışında değildir.
Sayfa 102 - Nida YayıncılıkKitabı okudu
"Acaba bizim namazımız niye zamanımızın müşriklerini ve din düşmanlarını tehdit etmiyor? Onlar da biliyorlar, Müslümanların namazla hayatlarını ayırmalarının kendilerine ne derece faydalı olduğunu. Ne zaman ki namazda okunanların manasını hayata aktarırız, o zaman onlar güç ve kuvvet olarak karşımıza çıkacak."
Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar yalnız kendilerinin daha iyi bir aleme gittiklerini biliyorlar, kemal-i saadetle mütelezziz oluyorlar, ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar.
Reklam
Bu şehirde herkes herkese düşman. Kimse kimseyi sevmiyor. Oğul babayı, baba oğulu, kardeş kardeşi sevmiyor. Bu şehirde herkes birbirine yabancı. Bu şehirde herkes biribirinden iğreniyor. Herkes biribirine bir kazık attığı zaman mutlu. Bu şehir yalancılar şehri, dolandırıcılar şehri, ikiyüzlüler şehri. Bu şehrin insanı kendi kendine bile yabancı. Kendi kendini kandırmayı anlarım, bir insanca yanı vardır. Hayır, bunların kendi kendilerine ikiyüzlü olması korkunç. Kendi kendilerine ikiyüzlü oluyorlar. Kendi kendilerine zerrece saygı duymuyorlar. Hiç kimseye sevgi, saygı duymuyorlar. Bir kurumuş yanları var. Sevgi gözleri kurumuş. Sevgi gözleri kuruyup yalan gözleri iki misli, üç misli büyümüş. Biliyorlar, öylesine değersizler ki, biliyorlar. Öylesine çürümüşler ki, farkındalar. Kokuları burunlarını kapatıyor. Burunsuz olmuşlar. Sevgisiz olunca kör, sağır olmuşlar. Her süründükleri yer yalan, pis kokuyor. Bir koca memleketin üstüne de çökmüşler. Kokuları, ölmüşlükleri, koca bir memleketi zehirliyor. Bunlar katil değiller. Ama her gün katil oluyorlar. Bunlar mikrop değiller, her gün binlerce insanı öldürüyorlar. Bunu onlar biliyorlar. Bu mutsuz kişiler azıcık, bir saniye, bir saniyeden daha da az kendilerini mutlu kılmak için yıllar yılı ellerini sıktıkları insanları kötülüklerden kötülüklere buluyorlar. Yalan söylüyorlar. Bir anlık bir mutluluk için yalan söylüyorlar. Yalan yazıyorlar, yalan. Soygunlarını, işe yaramazlıklarını, on para etmezliklerini kapatabilmek için yapmadıkları, yapamayacakları kötülük yok. Bunlar ölü solucanlar gibi çürümüş. Bunlar ölü solucanlar gibi kokuyorlar.
Sayfa 139 - YKYKitabı okudu
Nereye giderseniz gidiniz, hiç değilse SSCB'nin benim gördüğüm yerlerinde, şunu gururla söyleyen işçilere rastlarsınız: 'Bu bizim fabrikamız, bu bizim hastanemiz, bu bizim dinlenme evimiz'. Bütün bu söz konusu olan şeylerin birey olarak mülkiyetinin kendilerine ait olduğunu kastetmiyorlar, ama hepsi de, onların yararı için çalışmakta ve üretmektedir. Ve onlar, bunu bildikleri gibi, bunların başarılı olmalarında kendilerinin de bir sorumlulukları olduğunu biliyorlar."
Sayfa 63 - SOL YAYIMLARI YİRMİÜÇÜNCÜ BASKI ANKARA2016 ÇEVİREN ALAATTİN BİLGIKitabı okudu
Umudu çürütüyorlar.
"Gene de ben bu karıncaların bir şeyler yapacaklarından korkuyorum. Bir gün gelecek, bunlar karınca olduklarını anımsayacaklar. İşte o zaman da bizden kurtulmanın bir yolunu arayacaklar, bulacaklar da... Onlar o kadar kalabalık, o kadar güçlüdürler ki... Onun için gerçekçi olalım, onlar mutlaka bir gün karınca olduklarını anımsayacaklar." "Onlar karınca olduklarını hiç unutmuyorlar, sultanım. Unutanları da çok ama, çoğunluk unutmuyor. Salt unutmuş görünüyorlar. Öylesine bir karınca olduklarını biliyorlar ki! O, biz filiz filiz, diye bağırmalar uydurma, kendi kendilerini kandırma... ... Şimdi umutsuzlar." "Umutsuz olmaları iyi. Bizim yapacağımız en birinci iş onların umutlarını öldürmek olacak. İçlerindeki umut tamamen söndüğü gün onların karıncalıkları da bitecektir. Kendilerini filler için, onlara çalışmak için yaratılmış bir hoş yaratıklar sanacaklar." "İnsanfiller, insankarıncalara tıpkısını yapıyorlar, onların içlerindeki umudu çürütüyorlar."
Sayfa 141
Onlar bunu kim bilir nasıl becerebiliyorlar, bizse burada bir şeyler anlamıyoruz. Hem onlar kendi işlerini bizden daha iyi düzene koymasını biliyorlar. Onlar, kendileri için en zor anlarda kendi bildikleri gibi yaşamaya devam etmesini, kendilerine uygun olmayan durumlarda da hiç değişmeden, oldukları gibi kalmasını beceriyorlar. Bizim elimizden böyle bir şey gelmez. – Onlar da kim? Sizi pek iyi anlamıyorum
213 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.