Kara Atena'nın ardındaki öykü uzun, karmaşık ve kanımca, bilgi sosyolojisi alanındaki bir çalışma olarak, geniş bir şekilde ele almayı hak edecek kadar ilginçtir; ama burada ancak kısa bir özetini verebilirim. Ben eğitimimi Çin araştırmaları alanında yaptım; aşağı yukarı yirmi yıl Çin üzerine dersler verdim; ve hem 20. yüzyılın başında Çin
Rus asıllı Amerikalı yazar Vladimir Nabokov'un ilk olarak 1962 yılında yayımlanan eseri Solgun Ateş, deneysel roman kategorisinde inceleyebileceğimiz oldukça ilginç bir eser. Kurgusal şair John Shade'in yaşamının son yirmi gününde yazdığı 999 mısralık, 4 kantoluk şiirinin komşusu akademisyen Charles Kinbote tarafından editörlüğünün
Rus asıllı Amerikalı yazar Vladimir Nabokov'un ilk olarak 1962 yılında yayımlanan eseri Solgun Ateş, deneysel roman kategorisinde inceleyebileceğimiz oldukça ilginç bir eser. Kurgusal şair John Shade'in yaşamının son yirmi gününde yazdığı 999 mısralık, 4 kantoluk şiirinin komşusu akademisyen Charles Kinbote tarafından editörlüğünün yapılarak yayımlanması kurgusu içinde geçen bir yapıttır. Kinbote bu esere bir önsöz yazar, kitabın ikinci kısmında 999 mısralık şiirler gelir, sonrasında Kinbote'un sıçralamalı bir şekilde mısra açıklamalarını görürüz ve kitabın sonunda yine Kinbote'un kaleme aldığı kurmaca bir dizin yer alır.
Charles Kinbote kendi tabiriyle bir delidir, bundandır ki mısra açıklamalarına güvenemeyiz. Anlatıcı tipi tekinsiz/güvenilmez anlatıcıdır. Kısacası üzerinde durduğumuz kurmaca evreni kaygan bir yapıdadır, anlatılanların ne kadarı doğru ne kadarı kurgu içinde gerçek bilemeyiz. Solgun Ateş bir üstkurmaca metin olmakla birlikte dört bölümden oluşan yapısıyla oldukça farklı bir biçime sahiptir. Solgun Ateş ismi William Shakespeare'in tarihi oyunu Atinalı Timon'dan gelmekte olup bu kitap pek çok eserle metinlerarası ilişkidedir.
Can Yücel'in şiir türündeki Sevgi Duvarı üç ana bölümden oluşuyor.
Birinci bölüm "Sevgi Duvarı 1950 - 1970" kırk dört şiir barındırıyor. İkinci bölüm "1958 - 1962" yedi şiir içeriyor. Üçüncü bölüm "1963 - 1973"te ise on dört şiir var.
Kitabın birinci şiiri "Önsöz" adını taşıyor. Şiir kitabına ön sözü şiirle yazmış.
Şiirlerin tamamında otoriteye başkaldırı hissediliyor. Belkim, çövmek, na'pan, iy' edersin gibi kelimeleri yöresel şekilde kullandığını görüyoruz. Sokağın dilinin şiirsel dile dönüştüğü şiirler okuyoruz.
Sevgi DuvarıCan Yücel · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20214,714 okunma
Merhabalar :) Bugün edebiyatta bilimkurgu türünün kraliçesi olan Ursula K. Le Guin'in "Sürgün Gezegeni" adlı eseriyle geldim. Ursula K. Le Guin, 1929'da Kaliforniya'da doğdu. Radclif ve Columbia üniversitelerinde edebiyat eğitimi aldı. 1950'li yıllardan başlayarak fantastik türde roman ve öyküler yazdı. 1962'de
23 Kasım 1962
Sayın Kemal Sayış Beğ,
Mektubunuzu aldım. Lisede okuyan oğlunuz Atillâ için kendi eserlerimden iki tanesini gönderiyorum. Biri “Bozkurtların Ölümü”nün devamı olan “Bozkurtlar Diriliyor", biri de liseli gençlerin çok okuduğu, makalelerden mürekkep “Türk Ülküsü”dür. Ancak, başkası tarafından bastırılan ve benim haberim olmadan başına, hakkımda pek mübalağalı bir önsöz yazılan ikinci eser için şimdiden özür dilerim.Haberim olsaydı bu medihkâr yazıları koydurmazdım.
Her iki kitabı da Atillâ'ya hediye olarak kabul buyurmanızı rica ederim.
Saygılarımı gönderir, Atilla'ya başarılar dilerim.
Tanrı Türk'ü korusun.
Atsız
**** Bahsedilen önsöz İsmet Tümtürk tarafından kaleme alınmıştır.
2020 Okuma Listesi - 7. Kitap
Çığlık, Kenan Çığır’ın Ozan Yayıncılıktan çıkmış, Temmuz 2020 tarihli son kitabı. 2018 tarihli Tanrı’nın Biyografisi adlı romanın devamı niteliğinde. Kitabın başında film yönetmeni Nejla Demirci ve yazar Merih Nesrin Yalçın’ın yazdığı iki ayrı önsöz bulunuyor.
Tanrının Biyografisi’nden tanıdığımız Erkan Demir yine
23 Kasım 1962
Sayın Kemal Sayış Beğ,
Mektubunuzu aldım. Lisede okuyan oğlunuz Atillâ için kendi eserlerimden iki tanesini gönderiyorum. Biri “Bozkurtların Ölümü”nün devamı olan “Bozkurtlar Diriliyor", biri de liseli gençlerin çok okuduğu, makalelerden mürekkep “Türk Ülküsü”dür. Ancak, başkası tarafından bastırılan ve benim haberim olmadan başına, hakkımda pek mübalağalı bir önsöz yazılan ikinci eser için şimdiden özür dilerim.Haberim olsaydı bu medihkâr yazıları koydurmazdım.
Her iki kitabı da Atillâ'ya hediye olarak kabul buyurmanızı rica ederim.
Saygılarımı gönderir, Atilla'ya başarılar dilerim.
Tanrı Türk'ü korusun.
Atsız
**** Bahsedilen önsöz İsmet Tümtürk tarafından kaleme alınmıştır.
Aydın Taneri / Türk Devlet Felsefesi. Aydın Taneri, 17 Ocak 1932 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Aslen Afyonlu olup tabip yüzbaşı Nurettin Taneri'nin oğlu. Babasının memuriyetinden dolayı
eğitim hayatı Ankara'da geçti. Samanpazarı Özel Işık İlkokulu, Dördüncü Ortaokul (Cebeci Ortaokulu), Atatürk Lisesini tamamladı. Ankara Üniversitesi DTCF
Müellif Urfalı Mateos, XI. yüzyıl sonunda ve XII. yüzyılın ilk yarısında Urfa’da yaşamış bir başrahiptir. Ölümünden sonra da eserine zeyl yazan Grigor’un, Mateos’un öğrencisi olması muhtemeldir. Eserin Türkçe tercümesi Hrant D. Andreasyan tarafından orijinal dili olan Ermenice metin esas tutularak çevrilmiştir. Bu tanıtım ise Hrant D.
ZİYA GÖKALP
Fikir tarihimizde birinci planda yer alan şahsiyetler arasında Ziya Gökalp’ın özel bir yeri vardır. Diyarbakır’ın bu sakin yaratılışlı evlâdı, fikir tarihimizdeki bu mühim yerini, Türklüğe yaptığı büyük hizmetlerle elde etmiştir.
Ziya Gökalp’ın Türklüğe yaptığı büyük hizmet, Türk milliyetçiliği, yani Türkçülük alanındadır. Tarihin uzak
Atatürk, ortaya bir mesele attığı zaman, o mesele hakkında fikrini söylemeden, etrafına sormak adeti idi: Nasıl buldunuz? derdi... Bu sual misafirlerin fikrini almak için değil, lanse ettiği mesele hakkında bir mukaddime [önsöz] mahiyetinde olurdu. İçimizde hık mık edenler, şöyle veya böyle; birkaç kelime ve cümle söylenir oldu… Atatürk’e bu kadarı kafi idi. Bu tarz Atatürk'ün eskiden beri takip ettiği usuldü. Selanik'te iken Yonyo'da veya Askeri Kulübü'nde de böyle yapardı. Önce arkadaşlarını söyletir, sonra kendisi itiraz kabul etmez bir mantıkla söze başlar ve daima mevzua hâkim olurdu. Orada Askerî kulübünde harita üstünde harp oyunları tertip ettirdiği geceler, Yunus Nadi ile ben-İki sivil dinleyici-kendi rütbesinden yüksek subaylara karşı pervasızca tenkitlerini yapıp, davayı kazandığını görürdük. Muallim Naci'nin "îrca-t Nazar" unvanlı manzumesinde, Napolyon hakkında söylediği bir mısra, Atatürk için de sahih (doğru) idi: Her harbe o talip, yine her yerde o galip.
Ali Canip Yöntem "Atatürk’ün Sofrasında " Yakın Tarihimiz Mecmuası: .3, Sayı: 28, 6 Eylül 1962