#koaladankitaplarokumagrubu ile Nisan ayında Dünya Edebiyatı listenizden okuduğumuz Yamaç uzun ama kolay okunan bir eser.
Rusya'nın büyük şehirlerinden biri olan Petersburg'ta başlayıp daha sonra Malinovka isimli (çiftliğin bulunduğu) köyde devam eden yaklaşık 960 sayfa olmasına rağmen sade dili, ilginç ruhsal çözümlemeleri, karakterler
Selam. Ayın pdf olarak bir diğer okuduğum kitabı Shakespeareʼin Çifte İhanet ya da Dertli Aşıklar oyunu oldu.
Oyun ilk olarak kısa bir prolog yani ufak bir önsöz niteliğinde ama piyesin konusundan bağımsız olarak başlıyor.
En sonda da yine bağımsız bir şekilde kısa bir epilog, yani sonsöz olarak bitiyor.
Eser, Shakespeare ile John
Miguel de Unamuno 1914 yılında bu eserini yazıyor. Victor adlı kitabın karakterine önsöz yazdırıp ona katılmadığı noktaları ve roman kahramanı olan Auguste un dostu sıfatıyla da intiharına ilişkin bir sonsöz kaleme alıyor. Daha önsözünde başlayan gerçek mi kurgu mu düşüncesi kitap boyunca da hep bir gerçeklik ve kurgu karmaşası yaratarak devam ediyor.
Eser ne bir aşk romanı, ne bir felsefe ne de bir psikoloji. Auguste un aşk hikayesi etrafında ruh-beden sorgulamaları, varoluş problemi, yaşam, kadın gibi konuları da ele alan
DÜŞ YOLCULUĞU || HASAN KARATAŞ
#önsöz
❝ Durma! Yola Çık.
Bir hayaliniz varsa eğer yola çıkın. Geç kalmadan ya da geç olmadan. Her şey bir adımla başlar. ❞
Bir yolculuğa çıkıyoruz, bu yolculukta heyecan, aşk, hüzün, gözyaşı ve çokça umut var. Rüzgar ve suyun yolculuğu… onlar iki dost oldular ve çıktılar dünyayı seyre. Dağ tepe aştılar, bir çok hayata, bir çok olaya şahit oldular. Bu yolculukta su güle aşık oldu. Tıpkı onun gibi koktu ama ayrı düştü. Yaşadıkları karşısında sabrı öğrendi. Kavuşmak için zorluklar aştı. Peki ya sonra?
Su ve rüzgarın yolculuğundan insanlık olarak alacağımız dersler var dostlar. Kitabı okuyunca daha iyi anlayacaksınız ne demek istediğimi. Onlar üzerinden o kadar çok şey verilmiş, öyle duygu yüklü aktarılmış ki ben çok sevdim size de tavsiyemdir. Keyifli okumalar efendim.
#sonsöz
❝ Umutsuz olmayın asla. Her başarısızlık size başarılı olmanız için bir tecrübe kazandıracaktır. Kazandığınız her tecrübe sizi hedefe daha da yaklaştıracaktır. ❞
Bir adada kalan bir sürü çocuğun bir süre sonra çocuk masumiyetinden nasıl uzaklaştığını, içgüdülerinde var olan(bir arkadaşlar bunu tartışmıştık, o kötülük öğrenilir diyordu, bense vardır diyordum) kötülüğün, toplumsal baskılardan ve ahlak anlayışından uzaklaşılınca nasıl acımasızca ortaya çıktığını anlatan bir kitap. Mercan adası kitabına bir gönderme olarak yazıldığı da iddia edilmiştir. Bir kere zaten kitap bir macera romanının çok ama çok ötesi, siyasi ve felsefi yanları var. Kaldı ki siz kitabı okurken fark etmeseniz de(ben etmemiştim en azından) kitap bittikten sonra sonsözü okuduğunuzda kitaptaki karakterlerin aslında neleri simgeliyor olabileceğini görüp eserin ne kadar yoğun bir içeriğe sahip olduğunu fark edeceksiniz.
İnternette ufak bir araştırma ile görebileceğiniz üzere bu kitap ile Mercan Adası çok karşılaştırılmıştır. Hatta Mercan Adası'nın John Locke' un(özetle, otoriteyi reddeder) devlet teorisini benimsediğini, Sineklerin Tanrısı'nın ise Hobes' un(devletin varlığını savunur, düzen için güçlü bir devlet şarttır) görüşlerini desteklediği iddia edilir. Belki bunları düşünerek yazmamışlardır ama ortaya çıkan hikayelere bakıldığında bu tespitler yerindedir.
Önemli bence; yeni baskılarda sonsöz olarak yer almış ama benim okuduğum baskıda önsöz olarak verilmişti bazı açıklamalar. Olur da önsöze denk gelirseniz es geçin, kitabı bitirdikten sonra okuyun onları.
Kitap tek kelime ile harika.
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,4bin okunma
Marquez severleri heyecanladıran kitaptır kendisi. Ölümünün ardından 10 yıl geçmişken ve artık pek bir beklenti yokken gelivermesiyle heyecanlandık haliyle.
Kısacık bir roman, 70 sayfa civarında. Önsöz, yayıncının notu ve eklerle 88 sayfalık bir kitap. Önsöz çocuklarından. Babalarının bu kitabın imha edilmesini istediğini söylüyorlar. Sonsöz editör Cristobal Pera’dan. Kitabın yazım süreciyle ilgili detaylar vermiş bize. Son bölüm büyük sürpriz oldu benim için. Etkileyici gerçekten.
Roman kahramanımız, her yıl Ağustos ayının 16’sında adaya annesinin mezarını ziyarete gidiyor. Bu ziyaretler zamanla, yaşı da ilerlemişken hayatına farklı bir heyecan getirmeye başlıyor. Kitap uçmuyor ama çok akıcı. Editör Pera’nın aktardıkları önemli bu noktada. Sağlığı izin vermemiş uçurmasına.
Mart 2024 basım. Can yayınlarından çıkmış, Emrah İnce çevirisi. Kitaplığımın değerli bir üyesi artık kendisi.
#ağustostagörüşürüz #gabrielgarciamarquez #gabo #canyayınları #bookstagram #latinamerikaedebiyatı #emrahince
Bazı kitaplara başlamak kadar,bitirmek de sıkıntı verir insana.Kitaplığım da şöyke havamı değiştirsin, yumuşak içim kahveler gibi ,zorlu geçen okumama isteğimi geçiştirmek için kitap bakarken gözüme takıldı.Elime aldım önsöz,sonsöz derken ani bir kararla okumaya başladım...
Türkiye'de bu konuda yazılan tek kitap olduğunu okudum. Kitap
Bu çalışma ilk olarak 1905'te yayımlanmıştır. O zamandan bu yana çalışmam üzerine yayımlanmış çok sayıda yazı arasında, en geniş kapsamlı üç eleştiri şunlardır: Felix Rachfahl'ın "Kalvinizm ve Kapitalizm" yazısı (1909), benim buna yanıtım, "Kapitalizmin 'Ruhu' İçin Karşı-Eleştiri" (1910), yine buna Rachfahl'ın yanıtı, "Yeniden Kalvinizm ve Kapitalizm" (1910) ve en son benim "Karşı-Eleştirel Sonsöz"üm (1910). Rachfahl ile yürüttüğümüz, biraz da kaçınılmazca kısır kalan tartışmadan, bu basımda, " Karşı-Eleştiri"mde belirttiğim bazı açıklamalar dışında metne hiçbir şey almadım. Bunların gelecekte de ortaya çıkabileceği düşünülebilecek yanlış anlamalara engel olacağını umuyorum.
Diğer ikisi Werner Sombart'ın "Burjuva" (1910) ve Lujo Brentano'nun "Çağdaş Kapitalizmin Başlangıçları" adlı kitaplarında (1916) yer alan eleştirilerdir. Bunlara, yeri geldikçe özel notlarla aşağıda değiniyorum.
Yaşlı Denizcinin Ezgisi’nde varoluşsal bir yalnızlığı anlatırken kullandığı şu dizeler: “Yalnız, yalnız, yapayalnız, uçsuz bucaksız denizde yapayalnız” aslında bu kitabın ruhunu özetleyen