Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
432 syf.
8/10 puan verdi
"Den danske lokkedue" yani türkçe ismiyle "Danimarkalı yem" Henrik Brun'un gazeteci Ketil Brandt'lı kitap serisinin ilk kitabıdır. Sürükleyici olmakla birlikte kitapta konusu geçen yerler o kadar dozunda anlatılmışki, ne eksik kalmış nede fazla abartılmış. Okurken Danimarka'dan Balkanlar'a uzanan yolculuk boyunca bir bir gidilen görülen ve yaşananlar okurların gözünde canlanacak kadar güzel ve akıcı bir dille anlatılmış. Kitabın baş kahramanı olan gazeteci Ketil Brandt eskiden savaş muhabiri olarak çalıştığı dönemlerden bu yana Balkanlara gitmemiştir. Arkadaşından gelen bir davetiye ve bunun ardından gelen bir cinayetle kendini yabancı bir ülkede bir karmaşanın içinde bulur. Çözmek durumunda kaldığı bir takım olaylar ve birde cinayet var ortada, fakat bütün bunların kendisine kurulmuş bir tuzak, büyük bir oyunun içinde ki danimarkalı yem olduğunu farkeder ve kendini bu durumdan kurtarmak için artık risk almak zorunda kalır.... Umarım kitabın heyecanını kaçıracak kadar çok detay vermemişimdir :)) Bu arada benim duyumlarıma göre bu serinin ikinci kitabı olan "Den Norske Lakaj" ında bu yıl türkçe çevirisi basılacakmış, ilgilenenlere duyurulur.. Herkese keyifli okumalar...
Danimarkalı Yem
Danimarkalı YemHenrik Brun · Labirent · 201414 okunma
Chartrad derin bir nefes almıştı. ''Ben bu kadir-i mutlak ve esirgeyen olayını anlamıyorum.'' Camerlengo gülümsemişti. ''kitab-ı mukaddes'i mi soruyorsun?'' ''Çalışıyorum.'' ''Aklın karıştı çünkü incil Tanrı'yı kadiri mutlak ve iyiliksever olarak tarif ediyor.'' ''Kesinlikle!'' ''Kadiri mutlak...İyilikseverin anlamı Tanrı'nın her şeye
Reklam
Evet, ekonomik savaş da olmayacak. Bu ne demektir biliyor musunuz? “İdeolojik ve ekonomik alanda bizim normlarımız zaten geçerli kılınacak. Bu alanlarda hiç mücadele etmeyeceğiz. Bu zemin üzerinde size işte böyle bir medeniyet falan vereceğiz.” Ama bu arada asıl mekanizma, denetleyen ve denetlenen, merkez ve periferi mekanizması işleyecek. Yeni dünya düzeninin esası budur. Yeni dünya düzeni şimdiye kadar dünyada avantajlı çıkmış bölgelerin avantajlarını korumaları ve başka bölgelerin yeni avantajlar elde etmek üzere harekete geçmemeleri, yerlerinde kalmaları düzenidir. Gerçek bir düzendir. Düzenbazların düzenidir. Düzenleyici tarafından önerilen düzen budur. Yani ideolojik çatışma yapmayacağız, ortada bir medeniyet çatışması var.
320 syf.
10/10 puan verdi
Taha Akyol’un son kitabı 1914-1915 Felaket Yıllarında Osmanlı ve Ermeniler için tek kelimeyle ‘harikulade’ bir kitap diyebilirim. Aslında kitap CNN Türk’te 10 bölüm halinde yayımlanmış olan bir belgeselin genişletilmiş hali. Ancak benim gibi TV seyretme alışkanlığı az olan, kitap okurları için fevkalade güzel bir çalışma olmuş. 1914 ve 1915
1914-1915 Felaket Yıllarında Osmanlı ve Ermeniler
1914-1915 Felaket Yıllarında Osmanlı ve ErmenilerTaha Akyol · Doğan Kitap · 201556 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yazar George ORWEEL’ ait bugüne kadar hiçbir kitap okumamıştım yazarın ‘’HAYVAN ÇİTFLİĞİ’’ romanını okuyunca, yazarı çok geç tanıdığımı anladım.Roman 1940 yıllardaki ‘’reel Sosyalizm ve stalin’’ eleştirisi olan yazarın bu romanı, dünya edebiyatı tarihinde çağdaş klasikler literatüründe yerini almıştır. Bu roman eleştirmenler
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,7bin okunma
Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları: Dünyayı Yöneten Rotschild Ailesi Gönderen: Aysal Bülent Ülkemizin neden bölünmesi isteniyor? Gazi Mustafa Kemal'in bildiği ve bizi uyardığı hitabenin ne anlama geldiği... Sağ-sol ayrımı, gerçekte de var mıdır? İşte bu soruların bir kısmının yanıtı; Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları Hitler, dünya
Reklam
472 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Başta birbirleri ile kan davasına varan bir düşmanlığın olduğu iki aile ve onun ötesinde sürekli bir savaş halinin hakim olduğu iki ülkenin mensubu olan Mary ve Sephen'ın aşk hikayesi. Joyce'un De Warren serisine ait bir roman Gülün Sözü. Gül Stephen'ın topraklarını temsil eden bayrağın ana teması. İskoç ve İngiliz çatışmalarının arasına sıkışmış aşk romanlarını çok severim. Joyce'un bu serisine de genel anlamda bu tema hakim. Bu romanda gerçek tarihten esinlenmenin getirdiği bir gerilim var ne yazık ki. Bir yandan yaptığı araştırmalardan edindiği bilgilere sadık kalmaya çalışmış diğer yandan ise kendi kurgusunu ilerletmeye çabalamış. Hal böyle olunca olaylara dahil olan onlarca kahramanı baş kahramanlar kadar detaylandırmış. Bu romanın asıl hikayesini boğduğu gibi aynı zamanda yan karakterlere ait hikayeleri ortada bilinmez bir şekilde bırakmasına sebep olmuş. Karakterler güçlü kurgulanmış olmasına rağmen yukarıda sözünü ettiğim kaygılar yüzünden anlamsız bir güvensizlik kaosu içinde sıkıcı gel gitler yaşanmış. Tutarsız davranışlar diz boyu. Son ise öylesine damdan düşen bir mutlu son olmuş ki mutsuz sonlardan nefret etmeme rağmen bu sondan sadece bir "nasıl yani"lik kadar keyif alabildim. Dediğim gibi bu bir seri. Birbirlerine göbek bağı sadece aile soyunu bilmeniz gereken durumlar kadar mevcut. Bu da yeri geldikçe anılan bir konu olduğundan sıralamaya uymak durumunda değilsiniz. (Zaten serinin birkaç romanı henüz çevirilmemiş) Kısacası Joyse bu romanda bence çuvallamış. Kendim de roman yazan bir okur olarak emeklerine ciddi anlamda üzüntü duyduğumu belirtmeden geçemeyeceğim.
Gülün Sözü
Gülün SözüBrenda Joyce · Pegasus Yayınları · 2016216 okunma
Aslan Asker Şvayk
Kupa Meyhanesi’nde tek bir müşteri vardı: Devlet güvenlik örgütünde görevli sivil polis Bretschneider. Meyhaneci Palivets bardakları yıkıyor, Bretschneider de onu kapana kıstırmaya çalışıyordu, ama boşuna. Palivets, ağzı bozuğun tekiydi. “Göt”ten, “bok”tan, “sıçmak”tan başka laf bilmezdi. Ama aslında mürekkep yalamış adamdı; önüne
Sayfa 19 - 1.Aslan Asker Şvayk Dünya Savaşı’na burnunu sokuyor - Birinci Bölüm CEPHE GERİSİNDEKitabı okudu
Kadın özgürlüğü nedense, erkeklerin elindeki ayrıcalıkları ve iktidarı sinsice ele geçirmek isteyen bir hareket gibi algılanıyor; sanki bir tarafın kaybetmeye mahkum olduğu, taraflardan sadece birinin özgür ve güçlü olabileceği bir savaş var ortada. Oysa birlikte özgürleşir ya da birlikte köleleşiriz. Kazanmayı, karşısındakine diz çöktürmeyi, ceza vermeyi ve üstünlüğünü sürdürmeyi planlayan bir zihniyet, özgürlükten çok uzaktır. Bu hedefin peşini bırakmak insanı özgürleştirecektir.
Sayfa 50 - Encore
1.123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.