Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
YALNIZLIK‏ O kadar yalnızım ki... duygusal bir boşluğun dibindeyim,etrafımda bir sürü kalabalık var, ama ben sensizliğin boşluğunu yaşıyorum, hep kurtulmaya,bu perdeyi yırtmaya, önümdeki engeli ve zamanı yenmeye çalışıyorum olmuyor sevgilim olmuyor, hiç bir şey zaman süzgecinden geçmeden olmuyor belki duyduğumuz arzu,çektiğimiz hasret dayanılmazdır, ama çekeceğiz sevgilim çekeceğiz, tıpkı dünyaya gelen bir bebek gibi, bizde karanlığın ortasında, mutlu aydınlığa gözlerimizi açacağız. işte o zaman tüm sıkıntıların insanlar için, insanlar tarafından yapıldığını göreceğiz. anlayacağız, ve sevgilim işte o zaman, katıksız sevginin sevincini yaşayacağız
Canının yandığını biliyorum. Her zaman canımız yanabilir, önemli olan bu değil. Ben sadece, eğer teselliyi ararsan onu bulabileceğini bilmeni istiyorum. Ve tüm acılarının ortasında mutlu olmayı öğrenebilirsin. Sen bunu hak ediyorsun, Ada.
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
“ Bana siyah büyük bir kağıdın ortasında beyaz küçük bir noktanın beni rahatsız edip etmeyeceğini sormuştun. Ondan önce söylediğin hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Aptal, oyun isteyen bir sarışından sadece. Ama ilgimi çekmeyi uzun karmaşık bir cümleyle başardın. Ben..” dedikten sonra durdum. Etrafımızdaki benim gibi baştan aşağıya siyah giyinmiş çocuklara baktım. Tekrar aramızdaki tek beyaz noktaya, ona gözlerimi çevirdiğimde belindeki ellerimi biraz daha bastırdım. “ Senin benim yanımda olmandan rahatsız olmuyorum. Sen benim karanlığımda olmaktan rahatsız oluyor musun? Bakışlarını biraz önce benim yaptığım gibi arkadaşlarımın üzerinde gezindirdikten sonra “ Sanırım dünyada olmak isteyeceğim ilk yer burası.” dediğinde gülümsedim.
Doğduğum, büyüdüğüm yerden hiç gitmeseydim bunlar gene olur muydu? Bazı şehirler tanıdım çünkü. Önce anlamadım insanları. Sonra da ne yaparsam yapayım anlayamayacağımı anladım. Daha kendimi bile anlamazken... Azınlıkla güldüm, eğlendim; çoğunlukla gülüyor, eğleniyor gibi yaptım. Kısmen de astım suratımı, oturdum aşağı. İşte o zaman da fark ettim
218 syf.
8/10 puan verdi
Eserin en ilginç yönü, anlattığı aşk değil, hayal dünyasında yaşayan, yalnız ve kendini sosyal hayattan soyutlamış gencin, bu aşk ile kaçırdıklarını fark etmesi, gerçek hayat-hayal dünyası karşılaştırması yaparak, bilinçli olarak tercih ettiği hayal dünyasının tahlilini yapmış olmasıdır. Bu tahlilde kahramanımız şunları der: “…şimdiye kadar
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202074,2bin okunma
Onu iki yıl sonra ilk görüşüm bu. Karaköy’de, Nişantaşı dolmuş kuyruğunun sonlarındayım. O da hemen karşıdaki Şişli kuyruğunun önlerinde. Bilmiyorum, fark etti mi beni. Yine çok güzel.
Reklam
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak… Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Beni bunca saracak ne vardı Kanıma girecek Gözbebeklerime oturacak Bir senfoni gibi kulaklarımdan eksilmeyecek Ne vardı Güzelliğini hiç bilmeseydim Bir dua gibi bellemeseydim adını Ne vardı bütün gece
ANKARA'YA PEMBE YANAKLIYA Pembe yanaklıya, dinle beni diye diye; Bir garip Orhan Veli, İstanbul'u düşünmüştü, Acizane ben, Ankara'yı buldum , gittim, gördüm; Sezar endamında... İskender'in büyüğü müydü bilmem ama kıskandırdım... Zira Hiç düşünmedim, düşünemedim, fırsatım olmadı... Yaşattı; yaşadım, Kanattı; kanadım, Yalan yok ağlattı
Güneş doğmaya başlıyor ve ben hala vahşi doğanın ortasında tek başımayım.Saatlerdir karanlıkta dolaşıp duruyorum.Kamptan ne kadar uzaklaştım bilmiyorum ama bütün gece nehri sol tarafıma alarak ilerledim.
Sayfa 289Kitabı okudu
Reklam
432 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Martı Yayınlarından çıkan bu kitabın neden özel baskı olduğunu belirtme ihtiyacı hissettiğimi soruyorsunuz muhtemelen. Efendim aynı kitabın bir ciltli, bir karton kapak, bir de bu benim okuduğum özel baskı çeşitleri mevcut. Ancak benim okuduğuma özel yerine rezalet baskı demek daha uygun olur sanırım. Aslında gayet okunabilir bir kitap olan bu kitap - ki göreceli gerçi ona ayrıca değineceğim- özel baskı için sanırım ebatı küçültülürken yeniden dizgiden yada editör kontrolünden geçmemiş. Satır sonları yanlış yerden kesilmiş kelimeler, satır ortasında kesme işareti ile ayrılmış kelimeler ile dolu. Dolu dediysem her sayfada en az bir iki tane var. Öte yandan şimdiye kadar gördüğüm en iğrenç çeviriye sahip. Daha önce başka bir kitap yorumumda böyle bir şey demişsem unutunuz, en iğrenci bu. Evet bende karşılığı varsa bir kelimenin türkçesinin kullanılmasından yanayım ama Ameriaklı birine sperm yerine meni, katil/şüpheli , ya da her zaman kullanıldığı haliyle adamımız yerine fail dedirtmek nedir allasen? Ayrıca biricik dedektifim Rizolli'nin birisine "boyunuz da pek uzunmuş maşallah" demesi neyin nesidir? Öte yandan türkçe sevdalısı da değil bence. Yoksa konunun gidişatına göre karşılığı departman/bölüm/büro olarak çevrilebilecek bir kelimeyi lab (ben laboratuvarın kısaltmasıdır diye tahmin ediyorum) olarak çevirmezdi. Kaldı ki cümle içinde kullanılırken kısaltma olarak da kullanılmamış, kelimenin kendisi "lab" mış gibi yazılmış. "jane rizolli için kıl, elyaf kanıt labına gitmek demek...." "otopsi labından içeri girdiğinde..." "boston emniyeti suç önlemene labı dedektifi..." vs.
Çırak (Midi Boy)
Çırak (Midi Boy)Tess Gerritsen · Martı Yayınları · 20129,5bin okunma
Şimdi bir başıma, sersefil kaldığım dünyanın tam ortasında anlam yakınlığım olan varlığına kapılıp gidiyorum. Sanki içimden nehirler akıp gidiyor, sanki dünya yeniden kuruluyor, sanki ben yaradılışımın manasını kavrıyorum. Sanki içimden bir kuş kanatlanıyor, benden sana sevgiler, özlemler, hayaller getiriveriyor. Sanki cennet ırmağının kenarında öylece oturmuşum da Adem olan yalnızlığıma, Havva olan muştumu buluyorum. Yar sen benim anlam yakınlığımsın. Seninle tanımlanıyorum, tamamlanıyorum.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.