Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Selamünaleyküm 🪻
Kitabı okurken aklıma direkt Nuri Pakdil'in
cümleleri geldi;
"Boynumuz ağrıdı batıya bakıp durmaktan! Üstelik batının mil çektiği gözlerle bakıyoruz batıya..
Niye, neye baktığımızı bilmeden...
Ama artık yeter bayım!
Yeni ve diri bir aşkınlıkla silkelenip
Yeni ve diri bir dostlukla birbirimize göz, kulak ve dil olmalıyız.. Artık yeter !..
kitapta batı hayranlığı, kültür medeniyet yitimi, kelimelerimizi , islami kelimelerin nasıl anlam kaybına uğradığından bahsediyor. Kendisi etimolojiyle ilgileniyor ve kitapta da bazı kelimelerin kökeninden bilgiler aktarıyor( x beni şaşırtmıştı).
Kitabın geneli bir farkındalık kazandırıyor. Gerçeği, hakikati göstermek ve kafanı oraya çevirmeni istiyor.
Dikkatimi çeken bir kaç nokta oldu.
Dinimizi , Kuranı, batının pozitif ilimler ölçüsüyle, meşrulaştırmaya ispatlamaya çalışıyoruz."Abdest negatif enerjiyi yok eder", "Oruç toksinleri vücuttan attırır."
"Domuz eti haramdır , çünkü sağlığa zararlıdır." dinimiz geçerlidir çünkü batıya , batının seküler bilimine uyuyor kafasında olup batıyı referans gösterenler var..
"Oysa dinin referansı yine dindir. İmânın delili yine imandır.Yani din, dinden başka bir şey ile meşrulaştırılamaz." s.170
Kitap bol eleştirili...
Bazı kısımlarda üslubunu beğenemedim. 'Ben' olarak değil de genel ifadelerle anlatmasını isterdim. Bazı kısımlarda tekrara düşülmüştü. Ve sonlarına doğru bir bıkkınlık geldi. :))) batıdan boğuldum.. artık güzel şeyler duymak , okumak istiyorum dedim. Ve bireysel 'yön'lendirmenin daha çok olmasını beklerdim. (zaten tahlilden sonra bitirdim:))
Yavaşla
Hayatı yavaş yaşama özgürlüğünü arayanlardanım.
Sükûnete ihtiyacı var ruhumuzun. Kalplerin ancak Allah'ı zikrettiğinde sükûn bulabileceği kendi içimizdeki hücrelerde îtikâfa durmalıyız.
.
.
Hızın vakti bereketlendirmediği gerçeği ile ânı ve güzel olanı temâşa edemediğimiz zaman yüzleşiyoruz. Ruhumuza sirâyet etmeyen sükûnet yerini yorucu bir telâşa bırakıyor.
.
Kitapta özellikle dikkatimi çeken ve hoşuma giden iki kavram oldu.
"İhtimam ahlakı" ve "dijital perhiz."
.
Kemal Sayar ihtimam ahlakının "başkasının önüne geçmeyi içimize sindiremediğimizde, onun hak ve özgürlükler konusunda bizden geride olduğunu düşünmediğimizde" başladığını söylüyor.
Bu tanım bana "îsâr" kavramını hatırlattı. Îsârın ne demek olduğunu üniversitede arapça dersinde bir metin çevirisinde öğrenmiştim. Yermük savaşında Hz. Huzeyfe'nin gözünden ölmeden önce su isteyip de o suyu içemeden şehâdeti tadanlar şâhane bir îsar temsilidir.
.
Evet, ihtimam ahlâkına ihtiyacımız var.
Îsar bilincini gündemde tutmaya daha çok ihtiyacımız var.
.
Tüketim çağında zamanı da, zamanın kalitesini de en hızlı tüketen şeylerden biri dijital medya. Haftanın iki günü sosyal medya kullanımı sınırlandırılabilir mi?
Mesela sadece pazartesi ve perşembe günleri.
Perhiz olarak değil de oruç bilinciyle...
Çünkü perhizi bozmak kolay, orucu değil.
.
Yavaşlıkla ihmalkarlığı karıştırma gafletinde bulunuyorum bazen...
Bu kitabı bana iki kere hediye ettikten sonra ancak okuyabilen ben, pek kıymetli arkadaşıma önce özür beyanımı sonra da muhabbetle teşekkürlerimi sunuyorum.
Video: youtu.be/Gmrm8NoNrxI
Hani.
Oruç Aruoba'dan De Ki İşte, Zilif, Yürüme ve Ol / An'dan sonra okuduğum 5. kitap.
Hani, 88 sayfalık felsefi bir kitaptır.
Hani'de; aykırılık, felsefe, hayal, gerçeklik, ölüm, sahtelikler, şiir, yaşam, yaşamın anlamı, yazar ve yokluk temalarından hareketle bireyin hayat serüvenine dokunan
Kitap; George Orwell'ın İngiltere'nin kuzeyinde çıktığı bir araştırma yolculuğundan notları ve sanayileşmeye, insan gücünün kullanımı ve sömürüsüne, işçi sınıfının yaşam standartlarına ve son olarak sosyalizme dair o günkü gözlemlerini derlediği bir eserdir.
Kitabı okurken zorlandığım konu yazarın verdiği bazı örnekleri (bazı tarihi olaylar ya da yazarlar gibi) bilmemem ve konunun akışı ile bu bağlantıyı kuramamam oldu. Zaman zaman verdiği yoğun bilgiler (kira ücretlerinin, işçilerin gelirlerinin hesaplandığı kısımlar örneğin) beni zorlasa da genel anlamda akıcı bir kitaptı. Bende okuma isteği uyandırmasının bir sebebi ise anlatılanların çok gerçek olması ve günümüzde dahi benzer sorunların hala yaşanıyor olmasıydı.
George Orwell, kitabın tüm akışı boyunca sunduğu gözlem ya da fikirlerini farklı görüşler açısından ele almayı başarmış. Kitabı okurken sürekli aktif bir zihin ile konuya odaklanmak gerekiyordu.
Sınıf farkları ile ilgili yorumları, bizim derinlere ittiğimiz hatta belki de varlığından bile haberdar olmadığımız hislerimizin gün yüzüne çıkarılması gibiydi. İnsanları ne kadar da fiziksel özellikleri ile yargılandığımız, hatta tüm bireylerin de bu fiziksel kalıplara bakarak sınıfların içine kendilerini otomatik olarak yerleştirdiği gerçeği etkileyici bir şekilde örneklerle somutlaştırılmıştı.
Sosyalizm için yaptığı eleştirileri okuduğumda da günümüzde hala aynı sorunları yaşadıklarını fark ettim.
Kitabın basım kalitesini ise beğenmediğimi söylemek isterim. Sayfaları çok çabuk kopuyor, dağılıyor. Farklı bir yayınevi tercih edilebilir.
·
Puan vermedi
kitabı belirli başlıklara ayırarak, kitaptan cümlelerle özetledim. vee işte
*Zaman*
●Zamanın mahiyeti aklımızın eşyayı algılayış biçimine göre değişir. Tabiatta gözlemlediğim zamanım kendine has varlığı yoktur o sadece eşyanın bir varoluş şeklidir..
●Zaman psikolojik hayatın kumaşıdır {bergson}
●Zihinsel süre, bir anın yerini alan başka bir an
"Çay içiyordum. Çayı seviyordum doğrusu kahveden çok daha iyiydi. Tadı huzura benziyordu…"
Bir bilim kurguda takıldığım yer tabiki burası değil. Sadece şu an çayımı yudumlarken bunun ne kadar da doğru geldiğinin ayırdına vardım. Kahve severim ama çayın bir tınısı var. Bunu hangi gezegenden olursanız olun hissedersiniz. Çayı sevmeyenler
114ayet ve anlam
İbrahim oruçun ilk okuduğum kitabi gerçeği söylersem yormadan çok güzel örnek ve derlemelerle umut verici bir kitap her sayfasında anlam yükleyen ayetler ve doyurucu kitap sıkılmadan okudum bazı kitaplar bitmez ama bu kitabı severek bitirdim okumak isteyenlere kesinlikle tavsiye ederim zaten yormayan bir kitap olduğu için çabuk da bitirirsiniz ve ayetleri hayatta tatbik etsek çok şeyde değişeceğine inanıyorum selametle...
TOLSTOY- insanla yaşamla ilgili soruların yanıtı
1.Bölüm
Ben çok erken yaşta çok fazla okumaya ve düşünmeye başladığımdan dinden vazgeçmem çok erken ve bilinçli bir vazgeçiş oldu 16 yaşımdan itibaren dua etmeyi bıraktım, kiliseye gitmeyi ve oruç tutmayı kendi İsteğimle terk ettim. Çocukluğumdan başlayarak bana bildirilmiş olanlara inanmayı bıraktım ama yine de inandığım bir şey vardı. Tanrı
Lev Tolstoy Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy'un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır. Kendi ülkesinin toplumsal siyasal çalkantılarını, halkının yaradılışını, yaşayışını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar, bir filozof ve bir eğitimci olarak da ün
1943'ten 2023'e yansıma...Ancak bu kadar benzer!
Kitabı okudukça,her sayfada şok içinde kaldım.Her sayfada Adalet ve Kalkınma Partisinin kuruluşu,süreç boyunca yaptıklarını;algı çalışmalarını,manipülasyonlarını,halkı nasıl yönlendirdiklerini...Hangi niyetle başlayıp neye dönüştüklerini neredeyse aynen anlatmış bize bir hayvan çiftliği üzerinden.Sonunda hayvanların çok geç de olsa gerçeği görmeleri, iyice azalan umudumuza az da olsa bir nefes verdi.
Kutsal değerlerimizi,iyi niyetlerimizi suistimal eden siyasiler bir şekilde gidiyorlar ama tahribatları yıllar sürüyor.Bu siyasiler gücünü halktan alıyor!
Muhakkak okunması gereken bir kitap.
