Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanda en anı, en ince düşünceler de böyle anlarda doğuyor sanki ; örümcek ağı gibi saydam , uçucu , ele geçmez , söze dökülmez şeyler oluyor....Bu düşünceler insanın ruhunu üzüntüden yakıp tutuşturarak , aynı anda hem yatıştırıp hem de rahatsız ederek , kayan yıldızlar gibi bir an parlayıp kayboluyorlardı ve ruh kaynayıp eriyor , hayatımız boyunca koruyacağı kesin biçimini alıyor...
Vay bee... Benzerliğin de bu kadarı...
~ ❝ Ama illa bir efendiniz olacak yoksa yaşayamazsınız; böylece yeni efendiler çıktı içinizden: Büyük, asil ve güçlü adamlar değil, kurnazlıklarıyla örümcek ağı gibi her tarafı saran tüccarlar ve tefeciler. Sizi tekrar köle yaptılar. Ama açık söylemek gerekirse, dürüst ve asil adamlar gibi kollarının gücüyle değil de, gizliden gizliye, örümcek ağı yöntemiyle, yalan dolanla, tatlı dille kandırarak. ❞ ~
Sayfa 384 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kanun, eski Yunan'dan beri "büyük sineklerin yırtıp geçtiği, küçüklerin takılıp kaldığı bir örümcek ağı" Avrupalı için.
Sayfa 205 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
“Örümceğin ağlarını örmesi de böyledir. Kendi ağzından çıkardığı salya ile kendine bir yuva yapar. Oradan oraya bağlar, kördüğüm gibi. Biz de kendi hayallerimizle kafamızda bir dünya kuruyoruz. Onunla ilgili her şeyi bağlayacak bir yer buluyoruz. Gezdiğimiz yerlere, gördüğümüz insanlara, izlediğimiz filmlere, kitaplara, dinlediğimiz şarkılara, yediklerimize, içtiklerimize bile onu bağlıyoruz. Örümcek ağı, dünyadaki en sağlam maddelerden biridir. İnanılması zor ama öyle. Aşk gibi güçlü. Ama bir rüzgarla uçup gidiyor... Aşk da öyle. Yeni biriyle o duygular da uçup gidiyor.”
Babam
Sen evden çıktın ya, önce duvarlar nemlendi. Çatı odalara indi. Pencereler birer örümcek ağı. Eşik çoktan darağacı. Sokaklar zülüflerinden esmiyor artık. Zaman eşyada boğuldu. Ev değil, yaprak döken bir hatıra. Yalnızlık her yerden ses veriyor. Bir elin ötekinde çırpınıyor. İnsanın yalnız ağlaması ne kadar acıymış.
Reklam
"Bütün anılar silinmedi aklımdan, örümcek ağı gibi yapışmıştı belleğime, bir kenara konmayacak kadar inatçılar."
Oruca dair okuduğum en güzel metafor olabilirsin
Her yıl bir ay için oruç mimarı bize konuk gelir. Gelir gelmez de kollarını sıvar ve işe koyulur. Bir kahve içimlik bile beklemez, dinlenmez. Kutsallığın işçisidir o. İlkin vücut evini şöyle bir yoklar. Bir sarsar insanı. Öyle sarsar ki, ba­calarda ne kadar birikmiş kurum varsa dökülür. Tabiat etk­isiyle gevşemiş ve kopmaya yüz tutmuş sıvalar düşer. Yerinden oynamış kiremitler kayar. Organlar arasında, kasların eklem yerlerinde, hareketsizliğin ve ölümün sem­bolü olarak gerilmiş kaç örümcek ağı varsa yırtılır. Vücut konağı, böylece konuğun, büyük konuğun gelmiş olduğunu bilmiş olur.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.