Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Güç sahibi olabilmek için ne kadar çok ödün vermek gerektiğini gördüm, gücü elinde tutabilmenin ne demek olduğunu öğrendim ve onu gözlemledikçe –hatta bir ağustos gününde sıcaktan gömleğine varıncaya kadar soyunduğunu gördüm–, bu küçük şeyler ve parti işleriyle kendini nasıl harcadığını fark ettim. Her etki zamanla yıpratır. Artık okumuyordu, öğrenmiyordu, aslında artık yaşamıyordu da ve her şeyden önemlisi artık özgür değildi. Kendi kendine soruyordu: Ne yapabilirim? Yalnızca sürekli yaptığı bağlantılar ve hiç değişmeyen kavgalarla tutunabiliyordu; vasat yetenekler için yüksek makamlar tehlikelidir, kişi kendini aşmak zorunda kalırsa, kişiliği bozulur. Büyük şehirlerdeki seçim kampanyaları birdenbire beni tiksindirdi, o vaatler ve sözler, o tokalaşmalar; bir insanı orada bulunduğu için mutlu eden her neyse, ben artık onu aşmıştım. Aslında çifte mutluluk denebilir. O zamanlar hâlâ tümüyle parti sevdalısı olan ben, bu mekanizmadan ayrılmak istedim, herhangi bir kasabada Bourbon sarayındaki bir koltukta olduğundan daha çok şey yapabileceğime, insanca olanla ve kendimle daha iyi iletişim kurabileceğime inandım. Küçük bir kente tayinimi istedim, iki kez isteyerek yer değiştirdim ve işte şimdi buradayım."
Güç sahibi olabilmek için ne kadar çok ödün vermek gerektiğini gördüm, gücü elinde tutabilmenin ne demek olduğunu öğrendim ve onu gözlemledikçe –hatta bir ağustos gününde sıcaktan gömleğine varıncaya kadar soyunduğunu gördüm–, bu küçük şeyler ve parti işleriyle kendini nasıl harcadığını fark ettim. Her etki zamanla yıpratır. Artık okumuyordu, öğrenmiyordu, aslında artık yaşamıyordu da ve her şeyden önemlisi artık özgür değildi. Kendi kendine soruyordu: Ne yapabilirim? Yalnızca sürekli yaptığı bağlantılar ve hiç değişmeyen kavgalarla tutunabiliyordu; vasat yetenekler için yüksek makamlar tehlikelidir, kişi kendini aşmak zorunda kalırsa, kişiliği bozulur. Büyük şehirlerdeki seçim kampanyaları birdenbire beni tiksindirdi, o vaatler ve sözler, o tokalaşmalar; bir insanı orada bulunduğu için mutlu eden her neyse, ben artık onu aşmıştım. Aslında çifte mutluluk denebilir.
Reklam
Güç sahibi olabilmek için ne kadar çok ödün vermek gerektiğini gördüm, gücü elinde tutabilmenin ne demek olduğunu öğrendim ve onu gözlemledikçe.. .., bu küçük şeyler ve parti işleriyle kendini nasıl harcadığını fark ettim. Her etki zamanla yıpratır. Artık okumuyordu, öğrenmiyordu, aslında artık yaşamıyordu da ve her şeyden önemlisi artık özgür değildi. Kendi kendine soruyordu: Ne yapabilirim? Yalnızca sürekli yaptığı bağlantılar ve hiç değişmeyen kavgalarla tutunabiliyordu; vasat yetenekler için yüksek makamlar tehlikelidir, kişi kendini aşmak zorunda kalırsa, kişiliği bozulur.
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum. _Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür. _Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
Özgür olabilmek için aşmak...
"Çünkü insan, kendisine karşıt düşen davranışlarını nasıl geliştirdiğini göremedikçe, özgür olabilmek için neyi aşması gerektiğini de bilemez."
RK - 8/177
Reklam
·
Puan vermedi
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,2bin okunma
Her etki zamanla yıpratır
Güç sahibi olabilmek için ne kadar çok ödün vermek gerektiğini gördüm, gücü elinde tutabilmenin ne demek olduğunu öğrendim ve onu gözlemledikçe –hatta bir ağustos gününde sıcaktan gömleğine varıncaya kadar soyunduğunu gördüm–, bu küçük şeyler ve parti işleriyle kendini nasıl harcadığını fark ettim. Her etki zamanla yıpratır. Artık okumuyordu, öğrenmiyordu, aslında artık yaşamıyordu da ve her şeyden önemlisi artık özgür değildi. Kendi kendine soruyordu: Ne yapabilirim? Yalnızca sürekli yaptığı bağlantılar ve hiç değişmeyen kavgalarla tutunabiliyordu; vasat yetenekler için yüksek makamlar tehlikelidir, kişi kendini aşmak zorunda kalırsa, kişiliği bozulur. Büyük şehirlerdeki seçim kampanyaları birdenbire beni tiksindirdi, o vaatler ve sözler, o tokalaşmalar; bir insanı orada bulunduğu için mutlu eden her neyse, ben artık onu aşmıştım.
Sayfa 62 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu