Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaptan
pazar günü sözleşmiştik beni mutlaka bekleyecekti şimdi kalkıp gitsem mırç’ı bulacağım malûm sonra vini-prix’den üç litre şarap alacağımız şarabın yanına bir şişe rom-negrita alacağımız sarhoş olacağımız malûm şarkı söyleyeceğimiz sonra mırç zehra’dan bahsedecek ben susacağım camlardan bakınca paris’in damlarını göreceğiz bana ancak sabahları telefon edebilirsiniz…
172 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
SİSLER BULVARI __ ATTİLA İLHAN
Türk edebiyatın büyük efsanesi çok büyük şair çok harika şair,yazar.senorya yazarı Attilla ilhan en güzel şiir kitaplarından biri olan Sisler bulvarı adlı şliir kitabı birbirinden harika şiirlerden oluşuyor.Sisler bulvarı gibi efsane şiirlerinden olan Kaptan şiride o en uzun efsana çok harika şiirde bu kitaptadır kesinlikle okunmalı . ATTİLLA İLHAN SİSLER BULVARI tren düdükleri iç içe giriyorlar aklımı fikrimi çeliyorlar aksaray’da ışıklar yanıyor sisler bulvarı ayaklanıyor artık kalbimi susturamıyorum ______ KAPTAN pazar günü sözleşmiştik beni mutlaka bekleyecekti şimdi kalkıp gitsem mırç’ı bulacağım malûm sonra vini-prix’den üç litre şarap alacağımız şarabın yanına bir şişe rom-negrita alacağımız sarhoş olacağımız malûm şarkı söyleyeceğimiz sonra mırç zehra’dan bahsedecek ben susacağım camlardan bakınca paris’in damlarını göreceğiz bana ancak sabahları telefon edebilirsiniz…
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,105 okunma
Reklam
kaptan 5
"hep aynı manzarayı kullanmaktan bıktım usandım bir yumruk vurdum dünden kalma bir şarkıyı dağıttım van gogh bana bakıyordu deli gözleriyle bakıyordu ellerim titriyordu bir dakar yolculuğu kuruyordum güya bir şilebin kıç güvertesinde durmuştum nabızlarım bir deniz fenerinin gözlerinde atıyordu asor adalarında on sekiz mısraımı unutmuşum onlar
Ne diyebilirim; ben ile kendim arasında derin bir sessizlik var. Birlikte, bir çeşit ağırlaştırılmış yalnızlık yaşıyoruz. Aramızdaki gerilim, sadece kötü havalarda ve geç saatlerde biraz hafifleyip çekilir hale geliyor. Sırf bu nedenle, mümkün olduğunca uyumuyorum. Yani yalnızlık denen nane, öyle şarkılarda anlatıldığı gibi insanın üstüne gece vakti çökmüyor. Tam tersine gece vakti seyreliyor yalnızlık, hazmı kolaylaşıyor. Zor olan, güneşin parladığı öğle vakitleri, öğleden sonraları, pazar sabahları, cıvıl cıvıl piknik yapılan ikindiler... Geceler güzel. Bu arada hava da iyice karardı. Oh be!
Ben ile kendim arasında derin bir sessizlik var. Birlikte, bir çeşit ağırlaştırılmış yalnızlık yaşıyoruz. Aramızdaki gerilim, sadece kötü havalarda ve geç saatlerde biraz hafifleyip çekilir hale geliyor. Sırf bu nedenle, mümkün olduğunca uyumuyorum. Yani yalnızlık denen nane, öyle şarkılarda anlatıldığı gibi insanın üstüne gece vakti çökmüyor. Tam tersine gece vakti seyreliyor yalnızlık, hazmı kolaylaşıyor. Zor olan, güneşin parladığı öğle vakitleri, öğleden sonraları, pazar sabahları, cıvıl cıvıl piknik yapılan ikindiler...
Sayfa 28 - Yapı Kredi Yayınları, 15.BaskıKitabı okudu
Zevksiz yaşıyorum. Tatsız tuzsuz. Kimse beni kandırmıyor. Beni kimse pastadan evlerle besleyip şişmanlatmıyor. Kazanlar hep bensiz kaynıyor. Ekmeklerden pusula yapsam; gelip biri bozmuyor. Kuşlar da mızıkçı değil. İstesem uçmayı, istesem kanatlarını bırakıp gidecek kuşlar. Ne bir kurt yoluma çıkan, ne pençe ne tüfek. Başlıklar hep kırmızı
Reklam
Gökyüzü dayanılmaz ağır çöküyor bazen , bir beden küçük kalıyor Atlas kırışmaya meyilli zihnimin ketenleri , başım düşüyor , dönüp alır mısın .... artık ne yapacağımı bilemiyorum, gitmem lazım ! hemen !
·
Puan vermedi
Trendeki Yabancılar PATRICIA HIGHSMITH Seviye 4 Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter Pearson Education Limited Edinburgh Gate, Harlow, Essex CM20 2JE, İngiltere ve dünya çapında Bağlı Şirketler. ISBN 0 582 41812 7 Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu uyarlama ilk olarak
The Stranger
The StrangerAlbert Camus · Bokp · 2012111,6bin okunma
Vasiyetimdir Sevgili Atölyem;
‘Ah’lar Ağacı 1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
"Ne diyebilirim; ben ile kendim arasında derin bir sessizlik var. Birlikte, bir çeşit ağırlaştırılmış yalnızlık yaşıyoruz. Aramızdaki gerilim, sadece kötü havalarda ve geç saatlerde biraz hafifleyip çekilir hale geliyor. Sırf bu nedenle, mümkün olduğunca uyumuyorum. Yani yalnızlık denen nane, öyle şarkılarda anlatıldığı gibi insanın üstüne gece vakti çökmüyor. Tam tersine gece vakti seyreliyor yalnızlık, hazmı kolaylaşıyor. Zor olan, güneşin parladığı öğle vakitleri, öğleden sonraları, pazar sabahları, cıvıl cıvıl piknik yapılan ikindiler... Geceler güzel. Bu arada hava da iyice karardı..."
Reklam
Bizim asla kanişimiz olmadı. Ama evliliğimizin bir başarı olduğunu sanırım söyleyebilirim. Kocamla birlikte, ben de kendim oldum. Pazar sabahları özlemiş tekrar tekrar anıyorum.
Kırmızı Kedi Yayınevi 21. Basım: Ekim 2022, İstanbulKitabı okudu
AH’LAR AĞACI – Didem Madak
Bu şiiri Tuğba Dursun'un enfes sesinden dinlemenizi tavsiye ederim. YouTube ve Spotify linklerini bırakıyorum. Spotify: open.spotify.com/episode/1DbK3Py... YouTube: youtu.be/uuMws4PB01E?si=... AH’LAR AĞACI Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya
Attila İlhan:
Hangi Laiklik' isimli kitabında yürüyüşünü taklit ettiğimiz Fransa'nın dahi rahvan salınışını tehlikeli buluşumuzu şu sözlerle dile getirecekti; "Fransa'ya ilk gittiğimde, ben de şaşırmıştım. 50'li yıllar Türkiye'de Mevlid'in radyolarda yayınlanıp yayınlamaması tartışılıyor; 'ilericilere göre bu irticanın yalnız hortlaması değil, neredeyse ülkeyi ele geçirmesi' demek; ne yalan söylemeli ben de öyle düşünüyordum. Oysa Paris'te devlet radyolarının pazar sabahları kiliselerden ve katedrallerden ayinlerini naklen yayınladığını gördüm; 60'lı yıllarda ise, aynı şeyi devle televizyonu ORTF yapıyor, üstelik Katolik ayinlerine, Protestan ve Musevi ayinlerini de ekliyordu. Düşününüz, bizde komünist bile sayılabilen bir ülkede oluyor bu, hâlbuki biz aynı 60'lı yıllarda hızlı 'ilericiler' olarak Yeşilçam filmlerinde ezan okutulmasını tartışıyorduk; zamanın 'entel' barlarında baş konu buydu; Anadolu halkı, 'ezanlı ve namazlı' filmlerle kandırılıyormuş da estek köstek…"
. senin gözlerinin içini öpesim geliyor bana gülümseyerek baktığında sonra diyorum ya herkes bu ışığı fark ettiyse Herkes de aynı etkiyse. sevesim de kaçıyor öpesim de. Sonra bana ne olduğunu niye birden değiştiğimi soruyorsun Tuhaf davranışlarıma sebep olan şeyleri sana açıklayamam Gitme diye benden bunu yapamam. . - biz seninle arkadaş olamaz
260 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.