Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Orhan Pamuk
“Bugün bozanın az içilmesi yarın içilmeyeceği anlamına hiç gelmiyor. Hindistan’a giden iki ayakkabıcı kapitalistin tarihî hikâyesini işittin mi? Biri ‘Burada millet yalınayak, bunlar ayakkabı almaz hiç’ demiş ve geri dönmüş.” “Orada kapitalist yok muymuş?” “Öteki, ‘Burada yarım milyar çıplak ayaklı adam, yani büyük pazar var’ demiş ve sebat etmiş ve Hindistan’a ayakkabı satıp zengin olmuş. Nitekim ben sabahları nohutlu pilavda kaybettiğimi akşamları bozada fazlasıyla geri alıyorum...” “Sen iyi bir kapitalist olmuşsun,” dedi Süleyman. “Ama boza Osmanlı zamanında alkolün işini gördüğü için çok içiliyormuş, hatırlatayım. Hintli’nin olmayan ayakkabısı değil boza... Bozada alkol yok diye kendimizi kandırmaya gerek de yok artık. Alkol zaten serbest."
Sayfa 222Kitabı okudu
Emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun
1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı,
Reklam
hayatı seç. bir iş seç. bir kariyer seç. bir aile seç. büyük ekranlı s*kindirik bir televizyon seç, çamaşır makinesi, araba, cd çalar ve elektrikli konserve açacağı seç. sağlıklı olmayı, düşük kolestrolü ve diş sigortasını seç. sabit faizli mortgage taksitleri seç. bir ev seç. arkadaşlarını seç. rahat kıyafetler ve onlara uygun bavullar seç. taksitle satın alabileceğin, siktiğimin değişik kumaşlarından yapılmış üç parçalı bir takım elbise seç. kendin monte edeceğin mobilyaları ve pazar sabahları kim olduğunu sorgulamayı seç. o koltukta oturup zihni körelten ruhu sömüren yarışma programları izleyerek ağzına s*kindirik abur cuburları tıkıştırmayı seç. yerini almaları için ürettiğin bencil, şımarık veletlerin hala yaşadığın için öf çektiği mutsuz bir evde sonunda çürüyüp gitmeyi seç. geleceğini seç. hayatı seç... ama neden böyle bir şeyi yapmak isteyeyim ki? ben hayatı seçmemeyi seçtim. ben başka bir şey seçtim. sebebi mi? sebebi falan yok. eroin varken kimin sebebe ihtiyacı olur ki?
BİR CEZAEVİNDE, TECRİTTEKİ ADAMIN MEKTUPLARI
1 Senin adını kol saatımın kayışına tırnağımla kazıdım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, (bizlere âlâtı-katıa verilmez), ne de başı bulutlarda bir çınar.
Sayfa 665Kitabı okudu
Amacım, on dört yaşın nasıl da savunmasız bir yaş olabileceğinin altını çizmek. Ne tam olarak çocukluktan çıkmışsınızdır ne de bir yetişkinsinizdir, ne olduğunuzla ne olacağınız arasında sürekli gidip gelirsiniz. Örneğin ben, Birinci Lig’de oynamaya hakkım olduğunu düşünecek kadar küçük, ama Tanrı’nın varlığını sorgulayacak kadar büyüktüm. Komünist Manifesto’yu okumuştum, yine de pazar sabahları oynatılan çizgi filmleri seyretmekten hoşlanıyordum. Ne zaman yüzümü aynada görsem başka birine bakar gibi oluyordum.
undefinedKitabı okudu
“Mesela her sabah, kahvaltıda, çaydanlıktaki yansımamı izliyorum: Suretimin kafası, gövdesine göre üç kat daha büyük; sürekli sağa sola dalgalanıp duruyor. Sevimsiz bir tip. Günaydın bile demiyor ama çaya kaç şeker attığımı biliyor. O benden sıkılıyor, ben de ondan. Ne diyebilirim; ben ile kendim arasında derin bir sessizlik var. Birlikte, bir çeşit ağırlaştırılmış yalnızlık yaşıyoruz. Aramızdaki gerilim, sadece kötü havalarda ve geç saatlerde biraz hafifleyip çekilir hale geliyor. Sırf bu nedenle, mümkün olduğunca uyumuyorum. Yani yalnızlık denen nane, öyle şarkılarda anlatıldığı gibi insanın üstüne gece vakti çökmüyor. Tam tersine gece vakti seyreliyor yalnızlık, hazmı kolaylaşıyor. Zor olan, güneşin parladığı öğle vakitleri, öğleden sonraları, pazar sabahları, cıvıl cıvıl piknik yapılan ikindiler...”
Sayfa 28
Reklam
Not: Bu Şiiri Uygun Bir Müzikle Beraber Sakin Sakin Okuyun ve Bir Kadının Ruhunu Hissedip Tüyleriniz Diken Diken Olsun 1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı,
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,  Biraz kolonya sürünsem,  Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra:  Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı,  Bir şiire böyle başlanmazdı.
Tam Metin Aşırı Spoiler
“Ah nasıl yakarıyorum denize bunu bilmesi için” #*# Sevgili Mervan,
Kitabın tüm metni bu kadardı. Kitabı okuduklarınıza ekleyebilirsiniz.
Ne diyebilirim; ben ve kendim arasında derin bir sessizlik var. Birlikte, bir çeşit ağırlaştırılmış yalnızlık yaşıyoruz. Aramızdaki gerilim, sadece kötü havalarda ve geç saatlerde biraz haififleyip çekilir hale geliyor. Sırf bu nedenle, mümkün olduğunca uyumuyorum. Yani yalnızlık denen nane, öyle şarkılarda anlatıldığı gibi insanın üstüne gece vakti çökmüyor. Tam tersine gece vakti seyreliyor yalnızlık, hazmı kolaylaşıyor. Zor olan, güneşin parladığı öğle vakitleri, öğleden sonraları, pazar sabahları, cıvıl cıvıl piknik yapılan ikindiler... Geceler güzel. Buarada hava da iyice karardı. Oh be!
119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.