oturur tıraş olur, ekmek kızartır yer
kolunda sonsuz bir güç, elinde hüner
olağan sanıverir doyumsuz karanlığı
inanırım böyle başlar bütün pazartesiler
*
Yargıç, "Dünyada pazartesi diye bir şey olmamalı, " dedi.
Berber, Yargıç'ın saçını kesmeye başladı.
"Kabahat pazarlarda," dedi. "Pazarlar olmasaydı, pazartesiler de olmazdı."
Eğlenmek için sadece cumartesileri vardı,pazar günleri pazartesiye fazla yakın oldukları için çok sevilmiyordu, pazartesiler haftanın güneş sistemindeki dev kütle çekimli çökmüş yıldızlardı sanki.
Aslında mevcut haliyle eğlenceli günlerinin sayısı iki bile değildi. Eğlenmek için sadece cumartesileri vardı; pazar günleri pazartesiye fazla yakın oldukları için çok sevilmiyordu, pazartesiler haftanın güneş sistemindeki dev kütle çekimli çökmüş yıldızlardı sanki. Kısacası yedi insan gününden yalnızca bir tanesi bir şeye benziyordu. Diğer altısı pek iyi değildi, zaten beşi aşağı yukarı birbirinin aynısıydı.
Çarşambaları buluşuyorlardı. Daha sonra çarşambalara pazartesiler de eklenmişti. Bu hiç aksamadan devam ediyordu. Bunun bir istisnası 1908 Meşrutiyetinin ilan edildiği Cuma günüydü. Akif o gün koltuğunun altına sıkıştırdığı İkdam gazetesiyle gelmişti. Gazeteyi beraber okuyacaklardı. Sultan Hamid'den ve istibdat idaresinden memnun olmayan
kimi zaman hiç uyunmamış geceler ertesinde, pazartesiler cuma oluyor, cumalar pazartesi.
aylar geçiyor, değişiyor mevsimler; hiç yaşanmamışlar gibi.
oysa ne çok sene birikti ardımda.
bilmiyorum ki, birikecek mi bir bu kadar daha?
ardıma dönüp bakıyorum da, dallarımı kıran rüzgârları bile affetmişim ama, bir kendime uzanamamış elim.
yastıklarım kuş tüyüymüş de, ağır gelmiş düşüncelerim.
biriktirdiğim keşkeler, ardımdan bile söylenmeye yetermiş.
bütün heveslerim, genellemelerin içinde yitip gitmiş.
oysa ne çok cümlem vardı benim.
her şeye inat, yüreğimi ısıtan ne çok hayalim.
biliyorum, bu kadar kırılgan olmayı kaldırmıyor hayat.
her tökezleyişte kendi içine saklanınca, sıvazlamıyor sırtını.
pencere önü çiçekleri değiliz ki, anlayışlı bir el alıversin bir çırpıda içeri.
hadi aldı diyelim, gün ışığı olmadan ne kadar yaşanır ki?
Herkes bugünün gerçekten pazartesi olduğunu nereden biliyordu ki? Yani pazartesinin , persembeden ya da çarşambadan özel bir ayrıcalığı mi vardı sanki? Örnegin, patatese baktığınız zaman onun muz değilde patates olduğunu anlarsiniz çünkü muzun görünüşü başkadır. Yani muz örneğin , yeşil salataya benzemez. Ama pazartesi neye benzer ki? Onda bir fevkaladelik mi var da, " Bugün pazartesi "diyebiliyor insan?
...pazar günleri pazartesiye fazla yakın oldukları için çok sevilmiyordu, pazartesiler haftanın güneş sistemindeki dev kütle çekimli çökmüş yıldızlardı sanki.
Eğlenmek için sadece cumartesileri vardı pazar günleri pazartesiye Fazla yakın oldukları için çok sevilmiyordu. Pazartesiler haftanın güneş sistemindeki dev kütle çekimli çökmüş yıldızlardı sanki.Kısacası 7 insan gününden yalnızca bir tanesi bir şeye benziyordu. Diğer altısı pek iyi değildi, zaten 5'i aşağı yukarı birbirinin aynısıydı.