Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
《Eskiden sokaklarda sigara izmaritleri, portakal kabukları, kağıt parçaları olurdu; bugünse insanlar var, yerlere serilmiş, kimin umurunda!》
Sayfa 118
Güzel olan soba ve üzerinde yanan portakal kabukları değildir aslında. Aslında sobayı ve portakal kabuklarını güzel yada çirkin yapan etrafında yaşanan olaylardır. O sobalı odada örneğin şiddet varsa sobada çirkindir fakat huzur varsa portakal kabukları daha güzel kokmaya başlamıştır bile.
Reklam
Eskiden sokaklarda sigara izmaritleri, portakal kabukları, kağıt parçaları olurdu; bugünse insanlar var, yerlere serilmiş, kimin umurunda!
Eskiden sokaklarda sigara izmaritleri, portakal kabukları, kâğıt parçaları olurdu; bugünse insanlar var, yerlere serilmiş, kimin umurunda!
Sayfa 118Kitabı okudu
Eskiden sokaklarda sigara izmaritleri, portakal kabukları, kâğıt parçaları olurdu; bugünse insanlar var, yerlere serilmiş, kimin umurunda!
Sayfa 118Kitabı okudu
Bu kalp, sesi kısılana kadar bağırdı da çığlığını hiç kimse duymadı...
Beckmann (ruhuma kazındı bu isim hikaye) Eskiden sokaklarda sigara izmaritleri, portakal kabukları, kağıt parçaları olurdu; bugünse insanlar var, yerlere serilmiş, kimin umrunda!
Kapıların Dışında
Kapıların Dışında
En beğendiğim inceleme oldu.Alıntılamak istedim.
bora
bora
bora

bora

@bodobora
·
03 Nisan 2023 21:08
"Uyuyabiliyor musunuz, Binbaşım? Geceleri iki bin hayaletle? Uyumayı bırakın, yaşayabiliyor musunuz, haykırmadan bir dakika yaşayabiliyor musunuz?" (s. 62) Kapıların Dışında; yazarın da ifade ettiği gibi "hiçbir tiyatronun oynamak istemeyeceği", savaş konulu bir oyun. Baş karakterimiz Beckmann, 2. Dünya Savaşı'nda
Reklam
Son... Seninle beraber tükendim beckmann...
Biz her gün bir cinayetin önünden kayıtsız geçip gidiyoruz! Ve katil Beckmann, hem maktul hem de katil olmaya dayanamıyor artık. Dünyanın suratına haykırıyor. Ölüyorum! Sonra adam, Almanya'ya gelen adam, falanca yerde sokak ortasına seriliyor ve ölüyor. Eskiden sokaklarda sigara izmaritleri, portakal kabukları, kağıt parçaları olurdu; bugünse insanlar var, yerlere serilmiş, kimin umurunda...
Sayfa 118 - Yazarın tek oyunudur ve ölümünden bir gün sonra sahnelenmiştir.Kitabı okudu
Atılmış portakal kabukları üstüne üşüşen şiş karınlı çocuklar, ekmek artığı kemiren iskelet kadınlar, ilk defa burada bize cephe gerisinin ıstırabını haber verdi.
Sobanın üstüne ekmek portakal kabukları alt tarafına da patates koyardık aşkımız mazi küllere dönüştü.
II
Gözlerimi yoran etten sınırları yeryüzünün Gök ölçüsüzlüğü,sönmüş koca taş ve duvarların bitişik dili; sessizlik nereye baksam demir çerçevesi ruhun nerede dursam tek kişilik bir oyun;
Sayfa 46
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
Kapıların Dışında
o kadar iyi ve güçlü bir metin ki nereden başlayıp nasıl anlatacağım bilemiyorum. yazarın hayatıyla hayli benzeşen bir tiyatro metni aslında. ikinci dünya savaşına katılan Beckmann, 3 yıl boyunca cephede hayatta kalmayı başaran, yurduna dönebilen “şanslı” azınlıktan biri. evine dönüyor dönmesine ama ne ülkesi ne ailesi ne de kendisi bıraktığı gibi. çaldığı tüm kapılar bir bir kapanıyor. Beckmann kapının dışında, tek arzusu ise elba nehrindeki sonsuz uyku. kısa ama aşırı etkileyici, savaş karşıtı müthiş bir metin, lütfen şans verip okuyun. “Bu kalp, sesi kısılana kadar bağırdı da çığlığını hiç kimse duymadı.” “İnsanın karnı tok, sırtı pek oldu mu başkalarının yoksulluklarını okuması, merhamete gelip iç çekmesi ne tatlıdır.” “Eskiden sokaklarda sigara izmaritleri, portakal kabukları, kağıt parçaları olurdu bugünse insanlar var, yerlere serilmiş kimin umurunda!”
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Çocukken ,şu mitlere,fantastik şeylere zevkle sorgusuz sualsiz inandığımız ; soğuk,yağmurlu, uğultulu rüzgarlarla geçen gecede üzerinde portakal kabukları olan sobanın arkasında eteğine torunlarını toplamış nenemin anlattığı türden sıcak,sürükleyici bir masal…
Altın Çanak
Altın ÇanakE. T. A. Hoffmann · Can Yayınları · 2021380 okunma
SEVDA İLE SODA
Çocukken babamın yatakla aramdaki o saf arkadaşlığı bütün gün sürecek bir hasretle sonlandırmasıyla başlardı Pazar. Gözlerimi açtığımda babamın yüzünde bir aile reisinde bulunan tüm izleri görürdüm. Seyrek saçları karmakarışık, gözleri ezik ezik olurdu. Annemin içine yumurta kabuğu kaçırdığı menemenin kokusu, gece yarısı yıkayıp kaloriferlerin üstüne dizdiği çamaşırların mayhoş kokusu, gece yağan yağmurun sokaklardan getirdiği toprak kokusu ruhlarımıza sinerdi. Oturma odasında etrafa dağılmış köşe yastıkları, kenarda içine sigara külü dökülmüş portakal kabukları, gri havayı iyice karamsarlaştıran kapalı perdeler, kurcalanmaktan bitap düşüp koltuğun altına sinmiş TV kumandası coşkuyla yaşanmış bir Cumartesi gecesinin mirası olurdu. Evin tamamına yayılan ütü buharı her mobilyayı tek tek dolaşarak yukarılara yükselir fakat siyah-beyaz televizyonun yükselticisi bir türlü yükselmezdi. TRT'de eğlence programı 'Pazar 89' yayına girerdi. Bu yüzden Pazar gününü tek kelimeyle tanımlamam istense hiç duraksamadan 'Mustafa Yolaşan' derim. İçimde ertesi günün ağır sorumlulukları, kulağımda İngilizce öğretmeninin tiz çığlıkları, okul müdürünün tören konuşmaları birikir, yapılmayan ödevler, boyanmamış ayakkabılar ve bir türlü bulamadığım önlük yakam saldırıya geçerdi. Ütü dolaba girmeden, küller çöpe dökülmeden, pijamalar çekmeceye yerleşip perdeler açılmadan gitmezdi Pazar. Bulaşıkları yıkadıktan, Mustafa Yolaşan'ı evine gönderdikten sonra yeni haftayla buluşmaya hazır olurduk.
Sayfa 221Kitabı okudu
Çamurlu ve balgamlı kaldırımlardan , portakal , elma kabukları , üzüm salkımları topluyor ve bunları yiyorlardı. Dişleriyle yeşil erik çekirdeklerini kırıyor , içlerini yiyorlardı. Bu iki adam fasulye tanesi büyüklüğündeki ekmek kırıntılarını , kimsenin elma koçanı deneyeceği kadar kararmış , pis elma koçanlarını topluyorlar , onları ağızlarına atıyorlar ve çiğneyip mideye indiriyorlardı. Ve bunlar , Tanrı`nın 1902 yılının 20 Ağustosu`nda , saat akşamın altısıyla yedisi arasında , dünyanın görüp görebileceği en büyük , En zengin ve En güçlü imparatorluğunun tam göbeğinde oluyordu . .
Sayfa 85 - Bordo ~ SiyahKitabı okudu
378 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.