Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“(…) hangi kararın daha iyi olduğunu sınamanın bir yolu yok. Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi. Yaşam öncesi ilk prova yaşamın ta kendisiyse, ne değeri olabilir yaşamanın? Yaşamın hep bir taslak gibi olması da bundandır işte. (…) yaşamımız dediğimiz taslaksa hiçbir şeyin taslağı değildir, bir resmin resme dönüşmeyecek ana çizgileridir.”
İnsan gençken kendini bir bütüne, insanlığın temel ilkelerine bağlı hissetmez, insan gençken bir sürü şey dener çünkü hayatı perde gerçekten açıldığında değiştirilebilecek bir prova gibialgılar. Ama gün gelir perdenin her daim açık olduğu kafasına dank eder. Sahnelenen, oyunun kendisidir.
Reklam
Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi. Yaşam öncesi ilk prova yaşamın ta kendisiyse, ne değeri olabilir yaşamanın?
Sayfa 16 - Can YayınlarıKitabı okudu
Benim hayatım sürekli bir oyundan ibaretti. Bununla birlikte, prova başlayınca her şeyi unutuyordum.
Sayfa 63 - İletişim
280 syf.
·
Puan vermedi
Sunum üzerine muazzam bir kitap
Lise döneminde okumuştum. Meyvelerini üniversitedeki sunumlarda topladım. Genelde pek önemsenmez ama güzel bir sunum çıkartmak bir sanattır. Sunum bitince tebrik edenler dışında iyi sunumun nasıl yapılacağını soranlar bile oluyordu. Benim uyguladığım birkaç naçizane tavsiye şunlar: • Her zamankinden bir tık daha şık giyinmek. (sunumu önemsediğinizi gösterir) • Bolca prova yapmak (kafada canlandırmak) • Konuşmayı bitirdikten sonra sıradaki arkadaş varsa sözü ona vermek. • Jest ve mimikleri etkili kullanmak sabit durmamak. • Diksiyon ve hitabete dikkat etmek. • Lafı dolandırmadan kısa, net anlaşılır konuşmak. • Heyecanı bastırmadan kontrol altında tutmak (heyecan doğru dozda sizin hata yapmanızı engeller) • Ve son olarak kendine güvenmek, herkes kendi hayatlarıyla o kadar meşgul ki orada yaptığınız birkaç hatayı 1 hafta sonra hatırlamayacaklardır bile.
Ted Gibi Konuş
Ted Gibi KonuşCarmine Gallo · Aganta Kitap · 20152,756 okunma
İnsan gençken bir sürü şey dener çünkü hayat bir genel prova gibi algılanır, perde gerçekten açıldığında değiştirilebilecek bir prova gibi. Ama gün gelir perdenin her daim açık olduğu kafasına dank eder. Sahnelenen, oyunun kendisidir
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
Zenginlik kaybedilebilen, yoksulluk ise bulaşıp miras kalan bir talih oyunuydu.
Ağzından laf yerine pislik, arkasından da pislik yerine laf üretenlerimizin sayısı hiç de az değil.
Üzmüşler çocuğu, diğer çocuklar. "Senin baban çöpçü, sen de pis kokuyorsun” demişler. Vicdan duygusu tam gelişmemiştir okul öncesi çocuklarında. Zaman zaman böyle acımasız olabilirler. Kırmışlar yavrucağın kalbini. Konuştum babayla. Çok üzüldü, çocuğunun üzülmesine. Dağ gibi adam gözyaşlarını ilk kez ayırdı gözlerinden belki de. “Üzülmek
Bilişsel Davranış Terapisi iki aşamada incelenebilir. İlk ba­samağı fonksiyonel analiz olarak bilinir. Bilişsel davranış terapisti, kişiye hangi inançlarının problemli olduğunu belirlemesi konusunda yardımcı olur. Bu aşamada terapist hangi durum, duygu ve düşüncelerin kişinin uygunsuz davranışiarına yol açtığı anlar. Bu safha hasta için zor olmakla birlikte bunun sonunda kazanılan içgörü ve kişinin kendini keşfetmesi çok önemlidir. Bilişsel Davranış Terapisi'nin ikinci aşaması, belirle­nen olumsuz davranışlara yöneliktir. Bu safhada kişi daha sonra gerçek yaşamda kullanacağı yetenekleri öğrenir ve prova eder. Bu genelde aşamalı bir işlem olup kişi amacına süreç içinde adım adım ulaşır. Her bir basamakta ana he­def daha az sıkıcı ve daha çok başarılabilir hale gelir.
Reklam
Sybille Bedford bir yerlerde şöyle yazmıştı: İnsan gençken kendini bir bütüne, insanlığın temel ilkelerine bağlı hissetmez, insan gençken bir sürü şey dener çünkü hayat bir genel prova gibi algılanır, perde gerçekten açıldığında değiştirilebilecek bir prova gibi. Ama gün gelir perdenin her daim açık olduğu kafasına dank eder. Sahnelenen, oyunun kendisidir.
Sayfa 217 - Siren Yayınları
Sybille Bedford bir yerlerde şöyle yazmıştı: İnsan gençken kendini bir bütüne, insanlığın temel ilkelerine bağlı hissetmez, insan gençken bir sürü şey dener çünkü hayat bir genel prova gibi algılanır, perde gerçekten açıldığında değiştirilebilicek bir prova gibi. Ama gün gelir perdenin her daim açık olduğu kafasına dank eder. Sahnelenen, oyunun kendisidir.
Bir Rüya Bir Prova 2
Herkes söylenecek ne çok şey buldu Ve söyleyeceğini ne güzel söyledi! Ya ben? Ben ne yaptım, peki? Konuşma sırası bana gelince, Ters çevrilmiş tespih böceği gibi, önce Kollarımın, bacaklarımın kalabalığında Güç bela dilimi arayıp buldum; Sonra da, "Ya! evet, evet, evet, dedim, Her şey tıpatıp sizin dediğiniz gibi, Her şey tıpatıp sizin bildiğiniz gibi, Siz aramasanız da, bayanlar, baylar, Siz aramasanız da, Gerçeği, Ona götüren yol, döne kıvrıla, Sizin ayaklarınızın altından geçiyor. Öyle değil mi ama, öyle değil mi? Bana gelince, ben yolun kıyısında, Bu kayanın altında ve ucunda bu kalemin, Öyle kıvrılmış, düşünüyorum, Düşünüyorum da, Yol öyle olmuş, böyle olmuş, Fark eder mi, diyorum, kendi kendime, Fark eder mi, sen duruyorsan Ve yol senin kıyından geçiyorsa!"
Çoğunlukla çukurunda yatar bulurdum onu. Göğsünde çiçekler. Her güne bir prova.
Can YayınlarıKitabı okudu
Geçmiş çoktan geçti. Değiştiremeyeceğiniz şeyler için kaygılanmayın. Gelecek de henüz gerçekleşmiş değil. Hayat da zaten bir prova değil. Bu yüz-den tüm enerjinizi "an"a verin.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.