Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kübra Çiftci

Kübra Çiftci
@q_nunkitapligi
Kitaplardan merdiven yapıp Jüpiter’e ulaşağına inanan turuncu bir kız
Sınıf Öğretmenliği
Eğitim Fakültesi
Ankara
Ankara
16 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
262 syf.
·
Puan vermedi
Nörolog Hekim Oliver Sacks’ın karşılaştığı 24 ilginç psikolojik, nörolojik vakayı derlediği bir kitap. Müthiş akıcı. Beyin bizlere ne oyunlar oynuyor, neler okuyorum ben yahu dedim her sayfasında. Çok enteresandı gerçekten. Dili gayet sade, üslubu akıcıydı. Sanki evime konuk olmuşta salonda çay içerken anlattı bana hikayeleri. Ağzım açık dinledim bende. İlk anlattığı vakadan alıyor ismini kitap. En az onun kadar enteresan hikayelerle dolu kitabın içi. Çok çok çok sevdim. ‘Ne yapabiliriz, ne yapmalıyız, reçetesi yok mu bunun?’ diye defalarca soruyor kendine doktor. Verdiği cevap hayatın acımasızlığına sanki bir ışık; yaratıcılığın ve kalbin ne söylüyorsa onu yap. Hafızasının iyileşmesi için hiçbir umut yok. Zaten insan sadece hafızadan ibaret değildir. Nöropsikolojinin ifade edemediği duygulara, iradeye, duyarlılıklara ve manevi varlığa sahiptir. Nöropsikolojik açıdan yapabileceğin bir şey yok evet ama bireyin dünyasında yapabileceğin çok şey olabilir.’
Karısını Şapka Sanan Adam
Karısını Şapka Sanan AdamOliver Sacks · Yapı Kredi Yayınları · 20204,528 okunma
Reklam
432 syf.
·
Puan vermedi
Her zaman ters* biri olduğum için sanırım yazarın kitaplarını da okumaya sondan başladım. Bu yüzden ilk iki okuduğum kitaplar çok daha doyurucu çok daha netti. Bu sefer ki bana biraz zorlama, biraz gerçek dışı, uçuk kaçık geldi. Ya da böyle kitap okuyacak kadar ve gerçek olmasını hayal edecek kadar uçarı değilimdir artık, kim bilir. Nazlı Aladağ.. Çok güzel, çok zeki, çok gizemli, varlıklı, yer yer ukala, edebiyat fakültesi okuyan mükemmeliyetçi ama içinde her zaman bir karanlık taraf olan, yaşadıkları ile kendini insanlara kapatmış, karşısına çıkan herkesi fırtınasında sağa sola savuran, kendi iç hesaplaşmasıyla savrulan esas kızımız. Neden böyle olduğu, ne istediği, ne beklediği ile süregelen 430 sayfa. Etrafındaki herkesi tersleyen, aşağılayan herkese karşı ördüğü duvarları olduğu halde etrafındaki kimsenin ondan vazgeçmemesi bana biraz zorlama geldi. Çünkü biz asla bu kadar tahammülkar, sabırlı, sevecen, aşk dolu olmayacağız. Hiç böyle insanlar olmadık. Gerçeklerden biraz uzaklaşmak isteyen, okurken ağzında tatlı bir pamuk şekeri tadı oluşmasını dileyen varsa kesinlikle okusun. Bana hitap etmediğini ilk sayfalarında anlamış olmama rağmen, merak içinde elimden bırakamadım. Son olarak birkaç tavsiye; Gençler, z kuşağı, üniversite hayatı bu kitaplardaki gibi de değil ayrıca. Hiç okula gitmeden, okulu bitiremiyorsunuz, hop canınız istediği zaman şehir değiştiremiyorsunuz mesela. Ha kantinde ya da edindiğiniz birkaç kafe de takılıp, bir arkadaşınızın evinde ya da yurt odasında sabahlayabilirsiniz tabiki, ders çalışırken.
 00.00 Biri Sizi Düşünüyor
 00.00 Biri Sizi DüşünüyorN. G. Kabal · EPHESUS YAYINLARI · 07,2bin okunma
164 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Sanıyorum yazarın ilk kitabı. İlkleri okumayı her zaman sevmişimdir. Daha duru, daha tazedir her zaman. Altını çizdiğim, cebime anlar* eklediğim bir kitap oldu. Kadın olmayı, farklı hayatlarda savrulsak bile hep aynı varolma savaşı verdiğimizi, üzerimize yüklenen onca aynı kalıbı, değer görmemiz için kalıplara ihtiyacımız olmadığını... İsimleri aynı olan üç farklı karakter, üç farklı hikaye, üç farklı dünya, 3 farklı kadından bahsediyor sevgili
Gökçe Bilgin
Gökçe Bilgin
. Kurgusu, nahif dili, okuru içine çeken o duygusuyla çok sevdiğim bir kitap oldu. Yoğun bir okuma zamanıma denk geldiği için tadını alamadım bile diyebilirim. Sessiz, sakin, başka hiçbir şey düşünmek istemeyeceğin bir günde okumanızı tavsiye ederim o yüzden.
Porselen Bir Mevzu
Porselen Bir MevzuGökçe Bilgin · İletişim Yayınları · 202159 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
304 syf.
8/10 puan verdi
Kitabı rafta gördüğüm an benim adımı taşıdığı için merak ettim öncelikle. Okudukça #afsinkum ‘un kalemine geç kaldığımı farkettim. Bilim kurguyu, yapay zekayı din ile harmanlamış. Böyle bir kitaba ilk defa rastladım açıkçası ve elimden bırakamadım. Yapay zeka olarak geliştirilen KUBRA. Bir güvenlik zafiyetinin mal olabileceği şeylere inanamayacaksınız. Kahramanımız Gökhan Şahinoğlu; inançlı, muhafazakar, çalışkan, dürüst bir adam. Sanal bir arkadaş grubu ile manevi sohbetler yapmayı seviyor. Grup üyelerinin birinden Gökhan’ın telefonuna düşen bir mesaj başta kendi olmak üzere etrafındaki herkesin hayatını değiştiriyor. Gökhan’ın yolculuğunu okurken hem yok artık diyorsunuz, hem de hakikaten böyle oluyor diyorsunuz. Bizim insanımızın zayıf karnını çok güzel ele almış Afşin Kum. Kendimizi geliştirerek, okuyarak değil de yaratıcıyla aramıza aracı koyarak sonra da o aracıyı putlaştırarak (!) yaşamaya çalışırsan inançlarımızı neler olabileceğini gözler önüne sermiş. Farklı bir kitap oldu benim için, gerçek üstü yanı olduğu kadar ülkemizin gerçekleri de çarptı yüzüme. Tavsiyemdir
Kübra
KübraAfşin Kum · April Yayıncılık · 2020674 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
Çok lezzetli bir kitap okuduğuma karar vererek kapatıyorum son sayfasını. Tadı damağımda kaldı. Yaptığım(ız) hataları tokat gibi yüzüme vurdu. Yaptığım, yapabildiğim en iyi kazanım ve kazanç olan ders anlatımından vazgeçmem(!) gerektiğini, mesleğimin asla bitmeyen bitmeyecek bir öğrenme serüveni olduğunu anlattı bana. Annelik ve öğretmenlik birbiriyle aynı olan iki farklı dünyaymış aslında. Doğru annelik, doğru öğretmenlik nasıl oluyor ama acaba? İkisinde de çok sevmek yeterli mi mesela? Beni bilen bilir bazı kitaplarla arama görünmez bir bağ kurarım. Sımsıkı bir düğüm atar, o kitabı bir daha kimsenin okumamasını ister, kendime saklarım. Hatta kıskanırım. Tüm dünyanın okumasını dilerken üstelik. İşte bu kitapta onlardan.️ Başucu kitabım, öğretmenim, meslektaşım olarak yanımda yöremde saklayacağım hep. İyi ki. Edindiğim bilgiler çok kıymetli. Heybem doldu, taştı hatta belki. •’Mutsuz olmasına izin ver ki, mutlu olmayı öğrenebilsin. Gözyaşını silme onun yerine, gözlerindeki yaşları kendi silip devam edebilsin yoluna. Devam edebilsin ki hayatı boyunca ona engel olmasın hiçbir şey. İstediği olmadığında teselli edebilsin kendini başkalarının tesellisine ihtiyaç duymadan. Yolunu kaybettiğinde ‘her zaman başka bir yol vardır’ diyebilsin ve bulsun o yolu.’
Beni Bu Kadar Sevme Anne
Beni Bu Kadar Sevme AnneAhmet Naç · Doğan Kitap · 2018713 okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
@ahmetnac Onu elinde turuncu* boya fırçası ile tanıdık bir çoğumuz. Aynı mesleği paylaşıyor oluşumuz, kurduğu her cümleyi, söylediği her kelimeyi biraz daha anlamlandırmamı sağladı. ‘Bende böyle yapıyorum, bende tam olarak bu nedenden dolayı böyle yapmıyorum’ larla okudum tüm kitabı. İçinde herkesin, her kesimin kendine
Gölge
GölgeAhmet Naç · Doğan Kitap · 20181,196 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
#leventmete ‘nin kalemiyle daha önce tanışmalıymış, şizofreni ve dil alanında yaptığı çalışmalara daha önce rastlamalıymışım. ‘Aile, aşk ve çalışma ilişkilerinde kadınlara şiddetin ve tacizin çığrından çıktığı bir zamanda ... diye başlıyor kitap. Ne kadar tanıdık değil mi? Tanıdık olmayan bir cümleyle devam ediyor sonra; ‘kadınların ihtiyaç duyduğu koruyucu mitolojiden çıkıp yardıma gelir!’ •Koruyamadığımız kadınların ve çocukların anısına’ #kadınlarçağı
Kadınlar Çağı
Kadınlar ÇağıLevent Mete · Sia · 202015 okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
AZ. Sokak edebiyatı olarak adlandırabilirim ben @hakangundayofficial ‘ın dilini ya da yeraltı edebiyatı. Yalın, sade, gündelik hayatta bir çoğumuzun kulağının aşina olduğu bir kalemi var. İşlediği konular gerçek ve sarsıcı. Şiddet, istismar, bağımlılık, çocuk gelin, psikolojik şiddet, baskı. Kitabın yazılışı, Hakan Günday’ın bu konuları işleyişi ve benim okumam üzerinden yıllar geçmiş olsada hala bu konuları doğuran zihniyetle savaşıyoruz. Kitaptaki Oğuz Atay vurgularını okumakta çok keyifliydi.. #az . Kalemine sağlık. Okuyun, okutun. • • • Nerden bilebilirdi insanoğlu varlığının sonuçlarını. Çünkü her hareketin nihai sonucu acıydı ve belki de, insanoğlu bunu bilse, hiç doğmazdı. Belki de daha kötüsü, bütün bunları bilse de doğmaya devam ederdi. Ne de olsa, insandı ve doğası gereği arsızdı!
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,2bin okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
Ah İncir Kuşları, ah Bosna. O kadar ayrı ki yerin bende balayı tatili için orayı seçecek kadar.. Keşke 92-95 yıllarında dünyanın gözü önünde Boşnakların yaşadıklarına Avrupa Ülkelerinin neden kör kaldığını, BM’nin nasıl üç maymunu oynadığını, BM’nin içinde müslüman devletleri de barındıran bir hıristiyan topluluğu olduğunu,
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126,2bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Bir cinayet düşünün Herkesin bildiği ama sessiz kaldığı. Ne tür bir cinayet olurdu? Tabiki ‘namus cinayeti.’ Toplumda her bireyin bir sesi var değil mi? Peki gerçekten her birey, her şeye sesini çıkarabiliyor mu? Marquez haksızlık karşısında susan, kadını sadece namus kavramından ibaret sanan tüm cahil toplumlara adamış bu eserini. Yani sana, bana, bize adamış biraz sanki! ‘Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.’
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,6bin okunma
Reklam
240 syf.
10/10 puan verdi
‘Dokunduğu şeye değer katan insanlar için kurgulamalıyız okullarımızı’ Okuyun meslektaşlarım. Okuyun çocuklarım. Okuyun büyüklerim, küçüklerim. @ahmetserifizgoren okuyun, okutun.
Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen
Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta ÖğretmenAhmet Şerif İzgören · Elma Yayınevi · 20192,291 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Herhangi bir kurguya dayanmamış kitapları okumaktan genellikle zevk almam ama #kadınbeynierkekbeyni biraz istisna oldu. ‘Aaa bu yüzden mi böyle hissediyorum, bu şekilde düşünmemin sebebi buymuş , bana bu şekilde davranmasının temelinde bunlar varmış’larla geçti birkaç günüm. Yıllar öncesinde insan beyni hakkında nasıl bir bilgiye sahiptik? Gerçekten kadınlar erkeklerden daha mı çok konuşur? Kafatascılık* modasının tarihi süreci? Sosyal medya hesaplarında gezen buz dağı paradoksu*nun temeli nereye dayanıyor? Günlük hayatımızda, ilişkilerimizde verdiğimiz tepkilerin sebepleri aslında neler? Dişi beyinli erkek, erkek beyinli kadın nasıldır? Birbirimizi ne kadar tanıyoruz? Ben bir sınıf öğretmeniyim, eğlenirken öğretmek işim olduğu kadar öğrenirken de eğlenmek isterim. Bir yığın ansiklopedik bilimsel bilgiyi kahkaha atarak öğrenmek isterseniz #kadınbeynierkekbeyni tavsiyemdir.
Kadın Beyni - Erkek Beyni
Kadın Beyni - Erkek BeyniSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20198,8bin okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Bazı yerleri uç noktalarda abartılmış olsa bile olay örgüsünün ve verilmek istenen mesajın önüne geçmemiş. Kardeşlik, arkadaşlık, dostluk, kimsesizlik, sevgi evlerinden alınan(!) çocukların hissettikleri, çocuk esirgeme kurumlarında büyümüş çocukların hayata 1-0 geride nasıl başladığını, kendi hayatlarını kazanmak için nasıl mücadele vermek zorunda olduklarını, umutsuzluklarını, dönüştükleri kişiler olmayı asla istemediklerini okuyorsunuz. Hissediyorsunuz. Değişiyorsunuz. Dönüşüyorsunuz. ‘Hayatın bir insanı kendisinden çalması mümkün müydü?’ Okuyun.
02:02 Ayçiçeği Karnavalı
02:02 Ayçiçeği KarnavalıN. G. Kabal · Ephesus Yayınları · 20204,630 okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
Keyifle, eğlenerek okudum. Yaz dizisi izliyormuş tadında. Bazı kısımları çok zorlama gelmiş olsa bile keyifle okudum. Zengin oğlan fakir kız. Zenginlik içerisinde mutluluğu bulamamış bir adam ile kimsesiz yoksul bir kızın bir şekilde yolları kesişir her zaman ki gibi. Buralar salt hikaye. Yazarın asıl odaklandığı nokta ise kimsesiz çocukların yaşadıkları. 18 yaşına kadar devlet güvencesindesin (!), yaşını doldurduktan sonra devlet seni tanımaz. Devlet, sen, ben. Kimsenin tanımadığı, kimsenin görmek istemediği kimsesiz çocuklar, sokakta gördüğümüzde kafamızı çevirdiğimiz, arabanın camını hızlı hızlı kapattığımız, başka bir şeyle ilgileniyormuş gibi yaptığımız çocuklar. Sokak çocukları demeyeceğim. Çünkü sokakların çocukları olmaz! Gözümüzü kapattığımızda kaybolmuyor onlar, yok saydığımızda yok olmuyorlar. Ordalar; bir arabanın yanında, bir sokağın başında, bir çocuk parkının bankında. Hayatı sokakta tanımış, hayata dair bir şansı olmamış, hayatı boyunca savaşmak zorunda kalmış ama o savaşı da kazanamamış çocuklar. Senin çocukların aslında, benim çocuklarım, bizim çocuklarımız. Okuyabilirsiniz arkadaşlar, ağız dolusu kahkaha atarken gözünüzden yaş gelmesini istiyorsanız. Anlatmak istediğin, farkındalık yarattığın, doyurucu, vurgulayıcı cümlelerini aldım çantama koydum, hissettirdiklerini ise sırtıma kambur yaptım @ngkabal . Kalemine sağlık
03:03 Dolunayda Açan Çiçek
03:03 Dolunayda Açan ÇiçekN. G. Kabal · Ephesus Yayınları · 20204,219 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın 15 yıllık bir süreçte yazdığı, hakkında dava açılmış, gerçek bir hayat hikayesini konu edinmiş, yasaklanmış bir roman. Bir cinayet işleniyor, katil belli olmasına rağmen gerçek suçlu herkes için değişkenlik gösteriyor. Ölen bir erkek. Kadın olsaydı eğer katili bu kadar aranır mıydı acaba? Üç kısımdan oluşan bu romanın birincisinde yargıcın düşüncelerinde arıyoruz suçluyu. Kadına ve mağdura bakış açısı geçmişinde yaşadıklarının izlerini taşıyor. İkinci kısım da ise katil görünümlü mağdur olan Melek’in düşünceleri. Her şeyi kabullenişi, hiçbir şeye karşı koymadan, sorgulamadan yaşayışı. Türkiye’deki bir kısım* kadınları temsil ediyor bence. Son kısımda ise asıl katil Yalçın’ın düşüncelerini okuyoruz. Kendini kurtarıcı olarak görüyor Yalçın. Melek’in yaşadıklarına, üvey babasının onu bir başkasına satışına, satıldığı kişinin onu pazarlamasına dayanamayan, susmayan, sesi en çok çıkan tek kişi o. Peki kim suçluydu? Kim çekti cezasını? Yapılan zorbalığa, sapkınlığa, sapıklığa dayanamayıp katil olan Yalçın mı? Erkeklerin zulmünde kimsesizlikle her gün dünü aratan günlere uyanan Melek mi? Yoksa hala arkasından bir kötü söz edilemeyen sapkın Hüsrev mi? • Kitap bilinçaltı tekniği ile yazılmış. Nefis bir emek var. Eğitim, saygınlık, zenginlik hiçbiri farketmiyor. Kapalı kapılar ardında hiç yaşanmadan sona eren bir çok hayat hikayesi var bilmediğimiz. Farkındalık yaratan bir kitap. Tavsiyemdir.
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Can Yayınları · 20184,819 okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
Annesi ve babası ayrı olan, dedesi tarafından büyütülen, sevgiyle büyüse bile sürekli yer değiştirdiği için evsiz ve aidiyetsiz büyüyen küçük bir kız çocuğu.. Okuyucuyu bir yola çıkarıyor bu kız çocuğu ile @nnerminyildirim . Evinde hissedemeyenlerin, evinden koparılanların, hiçbir yere ait olmayıp yola çıkanların, yolda olmak zorunda olanların dünyasına ortak oluyorsunuz. Kitap hakkında bir çok yorum, bir çok tavsiye okudum. Kitabı yere göğe sığdıramayanlarla dolu her yer. Her kitabın büyük bir emek ile yazılmış olduğunun bilincinde olarak ve yazardan özür dileyerek kitabı hiç mi hiç sevemediğimi belirtmek istiyorum. Kullanılan üslup beni çok sıktı. Takıldığım, günlük hayatta bile duymaktan hoşlanmadığım bir çok kelimeye maruz kaldım. Bir bütün olarak da içine çekmedi kitap beni. İz bırakan, altını çizdiğim bir cümle yoktu. Sormadım, sorgulamadım, değişmedim, dönüşmedim. Sarsmadı beni. Okuyup geçtim. Bazı yerleri zorlama olmuş bana göre. Kapağını kapatır kapatmaz unutulacak kitaplar listesine ekledim, üzgünüm
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,458 okunma
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
Connell ve Marianne, küçük bir şehirde yaşayan, aynı okula giden, birbirinden çok farklı olan iki genç. Biri dışa dönük okulun en popülerlerinden, diğeri ise sevilmeyen, mutsuz, hatta dışlanan. Birbirinden bu kadar farklı olup kimyası bu kadar tutan iki genci anlatıyor bize @sallyrooneyofficial . Birbirlerinden kopma noktasına gelseler dahi dönüp dönüp birbirlerinde soluklanmaları, nefes almaları ikisinin de yaşadığı topluma ve o toplumun insanlarına ayak uyduramamış olmalarından şüphesiz.
Normal İnsanlar
Normal İnsanlarSally Rooney · Can Yayınları · 20196,1bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
Birkaç güne sığan kitaplara bayılıyorum. O kadar keyifli, o kadar üzücü, o kadar kırılgan, o kadar neşeli bir kitaptı ki okuduğum. Tüm duyguları bir arada barındıran kitaplara çok az rastlarız. 90l’lı yıllarda daha çocuk olsam da, şimdilerde kaybolup gitmiş mahalle kültürüne tanıklık etmişliğim var. Ah Mihrap derdini ne güzel anlatıyorsun öyle. Yaptığın güzellemeler insanın kalbinde ince bir sızı, dudağının kenarında garip bir gülümseme bırakıyor. Çok çok çok beğenerek, çok çok severek okudum.
Bizim Zamanımız
Bizim ZamanımızSinem Sal · Karakarga Yayınları · 20211,104 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Size sadece 10 saatte okunabilecek, kurgusuyla başınızı döndürecek, sayfalar aktıkça tüylerinizi ürpertecek, nabzınızı tutturacak bir kitap önerisi ile geldim. Tek kelime ile ba-yıl-dım Çocukluğundan beri herkesin gözünde rakam gören bir kız. Deniz. Başta ona oyun gibi gelse de, büyümesiyle bu özelliğin yalnızca kendinde olduğunu fark eder. Zaman içerisinde bu işin peşine düşse de aradığını bulamaz. Deniz insanların gözünde 1 görüyordur. Taa ki karşı komşusu Bahar ile tanışana kadar. Herkeste 1 varken, Bahar da neden 37 vardır? Bahar’ı farklı kılan nedir? Hayatın onları bir araya getirmesi tesadüf müdür? Olay örgüsü, kurgusu, sizi içine alan büyüsü, fizikötesi olayları harmanlayışı ile @sezinkaramese harika bir işe imza atmış. Tadı damağımda kaldı Kalemine sağlık. ‘Herkesin bu hayata bir geliş amacı vardır.’ ‘İnsanlarla tanışmamız tesadüf müydü? Yoksa hayatımıza giren herkes bize bir şey öğretir miydi? Her birimizin hayata geliş amacı birbirimizi farklı kılmak mıydı? Herkesin farklı olduğu bir dünyada gerçekten farklı biri var mıydı? Bizi farklı kılan inandıklarımız mı yoksa inanmadıklarımız mı?
Otuz Yedi
Otuz YediSezin Karameşe · İnkılap Kitabevi Yayınevi · 20211,023 okunma