Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkler Olmasa Fransa Tarih Sahnesinden Silinecekti
Avrupa Haritasını Biz Çizdik. 16. yüzyılda Fransa, Hollanda ve İngiltere gibi milli monarşiler, Osmanlıların, Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğuna (Habsburglara) karşı mücadeleye girmesiyle hayat hakkı bulabildi. Nitekim 1532'de Fransa Kralı Fransuva, Venedik elçisine, Şarlken'e karşı Osmanlılar sayesinde güvence altında olduğunu söylüyordu.
Ortadoğu'ya Yapılan Haçlı Seferleri Kudüs, 1095
Üçüncü Haçlı Seferi, gerçekten de akla yatkın bir sebeple başladı. 1187'de, kendi Müslüman Haçlı Seferi'ni yapan Selahaddin Kudüs'ü Hıristiyanların elinden geri almıştı. Batılı güçlere yapılan bu hakaret karşısında İngiltere, Fransa ve Kutsal Roma İmparatorluğu kralları, eski anlaşmazlıklarını bir kenara bırakarak kutsal seferde bir araya geldiler. Rişar altı yıldan fazla savaştı. Savunma o kadar kuvvetli ve akıllıcaydı ki, ancak bir kere Kudüs yakınlarına gelebildiler. Sonunda en iyi şeyi yaparak bir barış anlaşmasında karar kıldılar. Anlaşmaya göre, Batılı turistler Kutsal Şehir'i ziyaret edebileceklerdi. Rişar ülkesine geri dönerken yolda bir düşmanı tarafından pusuya düşürüldü. Aslında İngilizler, Rişar'ı kaçırana teşekkür bile edebilirlerdi. Çünkü efsanevi olmasının bir nedeni de tahta çıktığından beri İngiltere'ye ayak basmamasıydı. İngiltere onun için dipsiz bir para kuyusu ve asil amaçlarını gerçekleştirmek için adam yollayan bir yerdi.
Reklam
Roma Kralları
M.Ö. birinci yüzyılın sonlarına gelindiğinde, krallar Roma'nın atadığı görevlilerden öteye bir şey değillerdi. Krallıklarını oğullarına bırakmaları güvence altında olmadığından bunların yaşam boyu hizmet gören eyalet valilerinden pek ayrımları yoktu.
İphigeneia’nın kurban edilme anı
Umudumu kesmiştim o kederli yerde, Istırap ve korku ile dolmuştu ruhum, Elini yüzüne götürmüştü babam; Bense körleştim gözyaşlarımdan. Yine de uğraştım konuşmaya, boğulurken hıçkırıklara, Bir rüyada gibi tıpkı. Belli belirsiz görüyordum Gaddar, kara sakallı kralları, kurt gibiydi gözleri Ölmemi bekliyorlardı. Uzun direkler suda yüzer gibi titriyorlardı, Tapınaklar ve insanlar ve kıyılar; Biri geçirdi nazik boğazıma keskin bir bıçak, Yavaşça ... ve sonrası hiçlik.
Sayfa 187Kitabı okudu
Italya Krallığı
774 yılında Franklar tarafından fethedilen Regnum Langobardorum’un topraklarına tekabül eden Regnum Italicum, son Karolenj kralının tahttan indirildiği 887 yılına kadar Karolenjlerin kontrolü altında kalır. Bu tarihten sonraki 70 yıl boyunca taht, Kuzey İtalya’nın başlıca aristokrat aileleri (Spoleto, Toscana, Ivrea ve Friuli dükleri ve markileri) ile sınırın ötesindeki bazı derebeylerinin (Carintia dükleri, Burgonya ve Provence kralları) arasında çekişme konusu olur. Krallık I. Otto’yla yeniden Kutsal Roma İmparatorluğuma dahil edilir.
Stonehenge'i Kim Dikti?
Mısır'ın piramitleri, Yunanistan'ın Parthenon'u, Roma'nın Colleseum'u hep büyük uygarlıkların, firavun ve filozofların, imparator ve kahramanlarının imgelerini akla getirirler. Stonehenge insanda böyle bir izlenim uyandırmaz. Salisbury Ovası'ndaki büyük taş blokların kalıntılarının çevresinde, tarihsel şehirler değil, doğu yönünde Londra'ya giden
Reklam
Taş gibi sistem eleştirisi!
İnsanlığın kaderi tanrı ile buluşmaktan geçmiyor profesör. İnsan, tanrı olmak üzere doğar. Tanrı olmak için yaşar ve sonunda birileri tanrı olur. Tarihin başından beri bu böyledir. Firavunlar, Büyük İskender, Roma ve Pers kralları... Hepsi tanrıya ulaşmak yerine bizzat tanrı olmayı seçmişlerdir. Şu an insanlık tanrı olmaya tarihin tüm zamanlarından daha yakın. Kameralar, takip sistemleri, izleyiciler, vericiler, bilgisayarlar, sosyal medya... Herkes hakkında her şeyi biliyoruz. Herkese, her bir insana şah damarından daha yakın bir yerde duruyoruz.
Fransa, Ingiltere ve Avrupa kralları, Roma kralları kardeş katli emri yayınlanmamış, Abbasiler kardeş katli emri yayınlamamış her biri Osmanlı Devletinden daha uzun omürlü olmuştur. İngiltere Krallığı hala yaşamaktadır. Hanedan mı önemli milletin ve devletin baki olması mı önemli? Osmanlı'da hanedanın bekası devletin ve ümmetin bekasından önemli tutulmuştur.
Saltanat sahibi dört kral; Çin, İran, Hindistan ve Roma kralları bir araya gelirler. Biri söze başlar: Ben dediğime pişman olur; demedigim pişman olmam! Diğeri devam eder: Ben konuştuğumda artık kelimelerim bana hakimdir; ama konuşmadığım sürece ben onlara hakimim. Üçüncü kral söz alır: Ben, konuştuğu kelimeler geri döndüğünde zarar eden; yerine ulaştığında da kâr etmeyen adama şaşıyorum.  Dördüncü kral da bu hikmetli sözleri şöyle sona erdirir: Ben söylemediğim bir şeyi, söylediğim şeyden daha çok savunabilir, reddedebilirim." . İmam Gazâlî (rahimehullah)
Roma ve Yunan'da demokrasi mücadelesi
MÖ 6.YY da Etrüsk kralları kovuldu (M.Ö. 510), ve Roma, Plebler denilen avam tabakasını yöneten Patricius’ların, yâni aristokrat ailelerin idaresinde bir cumhuriyet halini aldı. Bu cumhuriyetin birçok aristokratik Yunan sitelerinden farkı; dilinin Lâtince olması idi. Roma’nın tarihi Plebier’in hürriyetlerini ve idareye iştirâk etme haklarını elde etmek için yaptıkları uzun ve inatçı mücadelenin hikâyesinden ibarettir. Bu mücadelenin Yunanistan’da da benzerlerini bulmak güç olmaz, Yunanlılar buna Aristokrasi ile Demokrasinin mücadelesi adını vermiş olsalar gerektir.
Sayfa 128 - Varlık, 1962Kitabı okudu
Reklam
Süleyman Avrupa'nın hırslı Rönesans krallarının, Kutsal Roma imparatorları Habsburglu V. Karl ve kardeşi I. Ferdinand'ın, Karl'ın oğlu İspan­ya Kralı Il. Philip'in, Habsburgların rakipleri olan Fransa'nın Valois kralları I. François ve oğlu Il. Henry' nin, İngiliz Tudor süh\lesinin, VIII. Henry ve çocuk­ları VI. Edward, I. Mary ve "Bakire Kraliçe" I. Elizabeth'in ve Rus Çarı "Kor­kunç" IV. lvan'ın çağdaşıydı. Süleyman tahta geçtiğinde İran'da Şah İsmail ha­la hüküm sürüyordu, Hindistan'da 1556'da Babür Sultanı Ekber tahta çıkmıştı. Onun sarayındaki Venedik elçileri gibi Avrupalı gözlemciler, Süleyman'ı bu hü­kümdarlarla eşit tutuyor ve kendisine "Muhteşem" Süleyman ya da yalnızca "Görkemli Türk" diyorlardı. [Sultan Süleyman] yüce ve her şey
114 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.