Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanoğlu için en büyük tehlikenin açlık, deprem, mikroplar, kanser olmayıp, yalnızca insanın kendisi olduğu, göz kamaştırıcı bir açıklıkla ortaya çıkmıştır. Nedeni ortada: Ruhsal yaraları saracak, etkili bir çare yok henüz, oysa bu yaralar doğanın en acımasız, en büyük yıkımlarından daha da yok edicidir! İnsanı olduğu gibi, halkları da korkutan en büyük tehlike, psişik tehlikedir. Beliren genel güçsüzlüğün nedenleri, bilinçaltını hiç dikkate almaksızın tek bilinçle, ama yalnızca bilinçle ilgilenilmiş olmasıdır. Bunun sonucu olarak insan için en büyük tehlike, bilinçaltı etkilerin biriktiği kitleden kaynaklanır ve bilincin akılcı direnmelerini susturur. Her kitle örgütü, dinamit yığınından farksız gizli bir tehlike oluşturur. Çünkü buradan, kimsenin istemediği ve hiç kimsenin de engelleyemeyeceği etkiler yayılır! Bu nedenle psikolojinin ve onun bilgilerinin, buluşlarının yaygınlaşması ve böylelikle insanların başları üzerinde dolaşan büyük tehlikelerin nereden kaynaklandığını öğrenmeleri gerekir. İnsanların, modern savaşlar olarak beliren büyük yıkımlardan kendilerini korumaları herkesin tepeden tırnağa silahlanmasıyla olmaz! Silah yığınları savaşları gerekli gösterir! Gelecekte, bilinç setlerini yıkıp kurtularak dünyayı tehlikelere sürükleyen bilinçaltının yarattığı koşulları yok etmek, daha yeğlenir bir durum değil midir?
Bazı yaralar asla iyileşmiyor. İnsan kabuğun altında yeni bir derinin oluştuğunu sanır, ama orayı kaşıdığı anda yara yeniden kanamaya başlar. Ruhsal yaralar da farklı değil.
Reklam
188 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İntikam Yemeği Geç Yenir
Bu yıl okumadığım yıllardır rafta bekleyen kitaplarıma şans vermeye karar vermiştim. Elbetteki her kitabın bir zamanı varmış bu yıl yeni türler okuyarak bunu görmüş oldum :) Okuduğum bu kitaba yani Hamlet’e gelecek olursam, İngiliz sanatçı
William Shakespeare
William Shakespeare
tarafından 1599 ile 1601 yılları arasında yazılan temasında trajedi’yi işleyen bir oyun aslında ve
Hamlet
HamletWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202045bin okunma
Fiziksel travmalar nasıl insan bünyesinin kendi kendine ve dışarıdan yardım almadan kapatamayacağı yaralar olarak tanımlanıyorsa psıkolojık travmalar da benzer şekilde dışarıdan yardım almaksızın kendi başlarına iyileşmeyen ruhsal yaralanmalar olarak tanımlanabilirler. Psikolojik travmada, kurban veya mağdur sadece travmaya maruz kalan kişi değildir. Travma yaratan olayda, arama, kurtarma, güvenlik ve benzeri alanlarda çalışan kimseler, itfaiyeciler, travma olayında sevdiklerini kaybedenler veya ciddi tehlike yaşayanlar, onların çocukları ya da yakın dostları da travma kurbanları olmaya aday bireylerdir.
Bazı yaralar asla iyileşmez..
Bazı yaralar asla iyileşmiyor. İnsan kabuğun altında yeni bir derinin oluştuğunu sanır, ama kaşıdığı anda yara yeniden kanamaya başlar. Ruhsal yaralar da farklı değil..
280 syf.
7/10 puan verdi
·
16 günde okudu
İnsan ruhuna yöneliş, psikoloji ile yakından ilgilendiğim bu dönemde hem zor hem güzel bir okuma deneyimi oldu. Benim açımdan bazı noktalar hâlâ karışık ama her okuduğum kitabında Jung amcanın düşüncelerini daha iyi anlıyorum. Çeşitli konferanslardan oluşturulmuş bir kitaptı. Düşler konusu yine ilgi çekici ve tedirgin ediciydi. Şu sözleri bile
İnsan Ruhuna Yöneliş
İnsan Ruhuna YönelişCarl Gustav Jung · Say Yayınları · 2018567 okunma
Reklam
Ulus Baker'le ilgili şimdilik son yazıdır. Keyifli okumalar... KES KULAKLARI, GEÇİR SİCİME… Ulus Baker’in babası Sedat Baker ruh bilimci bir doktordur. Kıbrıs savaşı zamanında çalıştığı hastaneye yaralı askerler tedavi edilmesi için getirilir. O sırada Ulus ise babasının yanında oturup, çocuk haliyle getirilen yaralıları ve tedavi sürecini
Gerçekten de, insanoğlu için en büyük tehlikenin açlık, deprem, mikroplar, kanser olmayıp, yalnızca insanın kendisi olduğu, göz kamaştırıcı bir açıklıkla ortaya çıkmıştır. Nedeni ortada: Ruhsal yaraları saracak, etkili bir çare yok henüz, oysa bu yaralar doğanın en acımasız, en büyük yıkımlarından daha da yok edicidir!
Temsil ettikleri ruhsal ya da zihinsel acı, yaralanma anında oluşan fiziksel acıdan daha büyük olduğu için saklamak isteyebileceğimiz bazı izler vardır. Bir de aynaya her baktığımızda görmek istediğimiz yaralar.”
Bazı yaralar asla iyileşmiyor. İnsan kabuğun altında yeni bir derinin oluştuğunu sanır, ama orayı kaşıdığı anda yara yeniden kanamaya başlar. Ruhsal yaralar da farklı değil.
Reklam
60 syf.
8/10 puan verdi
Görünmeyen Yaralar İçsel Savaşın Çığlıkları
"Stefan Zweig'in kaleminden akıp gelen her kelime, 'Amok Koşucusu'nda muhteşem bir şekilde dans ediyor. Bu derinlikli eser, insanın iç dünyasındaki çatışmaları ve tutkuları ustalıkla işleyerek okuyucuyu etkileyici bir yolculuğa çıkarıyor. İlk satırlarından itibaren, Zweig'in dikkat çeken anlatımı ve karakterlerin derinlikli portreleri, okuyucuyu hikayenin içine çekiyor ve onları unutulmaz bir maceraya sürüklüyor. 'Amok Koşucusu', sadece bir hikaye anlatma sanatının ötesine geçerek, insan psikolojisinin karmaşıklığını ve derinliklerini araştırıyor. Ana karakterin içsel çatışmaları ve çözülmemiş sırları, okuyucuyu adeta büyüleyen bir labirentin içine sokuyor ve son sayfaya kadar merak uyandırıyor. Zweig'in benzersiz anlatımı, okuyucunun duygularını titretirken, aynı zamanda düşündürüyor ve derinlemesine sorgulamaya teşvik ediyor. 'Amok Koşucusu', edebiyat dünyasının nadir bulunan başyapıtlarından biri olarak kabul edilmelidir. Stefan Zweig'in kaleminden çıkan bu eşsiz eser, insanın ruhsal derinliklerini keşfetmek isteyen herkes için bir zorunluluktur. Her satırı, okuyucunun zihninde derin izler bırakırken, insanın varoluşsal sınavını ve içsel yolculuğunu gözler önüne seriyor. 'Amok Koşucusu', edebiyatın ölümsüz eserleri arasında hak ettiği yeri almış bir baş yapıttır."
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,7bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Faşizm tohumu eker, savaş hasadı biçer.
#Karabağ "Dünyayı sevgisiz büyüyen insanların savaşları mahfetti." “Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cahillik güçtür.” “Binlerce yıldır evriliyorum ve geldiğim noktaya bak: Sırt ağrıları ve kafa karışıklığı... İnsanın insana zulmüne tanıklık edip duruyorum. Bilseydim, o ağaçtan nah inerdim!” Ruh kirliliği, beden kirliliğinden
Kuşlar Öttü İsa’nın Babası Öldü
Kuşlar Öttü İsa’nın Babası ÖldüFerit Abuaf · Ares Kitap Yayınları · 202332 okunma
496 syf.
8/10 puan verdi
Geçmişin siyahlığından kurtulmak için yepyeni bir başlangıç yapmak isteyen Elif'in hikayesi Kelebek Etkisi. Bu yükünün bir anda yok olmadığını, hatta yeni hayatında da peşinden geleceğinden habersiz beyazlığın son ümidini taşıyor içinde. Taşımak zorunda olduğu bu yükün ağırlığı altında bazen ezildiğini hissetse de gözyaşlarını kimseyeye
Kelebek Etkisi
Kelebek EtkisiTuğçe Aksal Karaoğlan · Parola Yayınları · 202431 okunma
Susulan her sözcük zamanı geldiğinde bir şekilde dışarı çıkmayı bekler. Bazen bir çığlık olur,bazen bir küçük mesaj ,bazen bir eylem. Fakat eğer ki o zaman gelip çattığında da dışarı aktarılmazsa,dile gelmeyen sözcükler kişiyi hasta eder. İnsanın kendini ifade edemeyişi, yutulan kızgınlıklar, bastırılan öfke,dile getirilemeyen kırgınlıklar insanı hem fiziksel hem ruhsal anlamda hasta eder. Peki bir insan susmayı neden tercih eder?
Ruhsal yaralar, fiziksel olanlar kadar dikkat çekici değildir.
485 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.