Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
434 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Güneş de sanıyor ki bir tek o yanıyor.-
"Aşk, bir bedende iki kişi." “Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi Şapkandan bir kumru havalansın Bana öyle büyük ki bu kalp, Gelsin yüreğime yuvalansın” Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018501 okunma
Reklam
690 syf.
·
Puan vermedi
Empati Karşınızdakine dokunmanızla, onun zihninin istek ve arzularını kontrol edebildiğiniz, özel bir yeteneğiniz olduğunu düşünün. Peki bu zihni nasıl kontrol ederdiniz, ondan sizin için ne yapmasını isterdiniz? İşte Laszlo da böyle özel bir yeteneğe sahip bir öğretmen. İstediği her zihne girebilir ve girdiği zihinlere kendi istek ve
Empati
EmpatiAdam Fawer · April Yayıncılık · 201932,6bin okunma
434 syf.
10/10 puan verdi
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum. -Sevgi, Kilidi olmayan tek hazinedir.- -Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018501 okunma
94 syf.
9/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Ters Köşe!
Muh-te-şem! Bir masal havasında başlayan öykü, birbirinden güzel metaforlarla an be an daha da ilgi çekici hale gelerek ters köşe bir sonla bitiyor. Öyküye baktığımızda daha önceleri felsefeyle ilgilenmiş ancak vicdanını servete satmış bir adam olan Peter Schlemıh, günün birinde fakir bir halde yeni geldiği şehirde kardeşinden mektup getirdiği
Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü
Peter Schlemihl'in Olağanüstü ÖyküsüAdelbert Von Chamisso · Kolektif Kitap · 20161,389 okunma
398 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Bazı kitap karakterleriyle ister istemez duygusal bir bağ kuruyor insan; Dan Brown okurken gözlerim nasıl Robert Langdon'u arıyor ise Ahmet Ümit okurken de Başkomiser Nevzat'ı arıyor. Onsuz tüm Ahmet Ümit kitapları eksik geliyor bana. Çok özlemişim başkomiserimi ne yalan söyleyeyim. "Beyoğlu'nun En Güzel Abisi" kitabından bu yana tam 5 sene geçmiş, Komiser Ali, Komiser Zeynep, Olay Yeri İncelemeden Şefik, Janti Cemal ve Evgenia. Hepsi mevcut gene kitapta. Polisiye kitaplarda spoiler vermeden anlatmak gerçekten zor, o yüzden yüzeysel bakmakta fayda var; Çocuk parkında bırakılmış bir ceset ile başlıyor bu sefer romanımız, enseden tek kurşun ve yanında oyuncak bir bebek.Katilimiz bu sefer sıradan bir katil değil, oldukça zeki biri. "Körebe" diye tanınıyor teşkilatta (nedenini kitapta detaylı açıklanmış), iz bırakmayan, işini anormal titizlikle yapan bir katil. Zor bir av. Kitabın temel konusunu pedofili ve Suriyeli Mülteci sorunu oluşturuyor, bu istikamette gidiyor kitap. Okurken gerçekten sinirleneceğiniz, üzüleceğiniz yerler çok fazla, para uğruna ruhunu satmış insanlar, biz onları gözümüzden sakınırken küçücük çocuklara tacizde bulunan, hatta tecavüz eden sapıklar, hayatta kalmak uğruna en sevdiklerinden vazgeçmiş mülteciler... Yaşanan bu insanlık dramına kayıtsız kalmamış ve kitabının arka planını oluşturmuş Ahmet Ümit, güzel de olmuş. Her Ahmet Ümit kitabı gibi oldukça akıcı ve temiz bir dil ile yazılmış, gene çok tempolu ve sürükleyici bir cinayet romanı. Güzel adamsın be Başkomiserim. Madam Anahit'in de dediği gibi "Beyoğlu'nun En Güzel Abisi" sin. İyi okumalar.
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201831,6bin okunma
Reklam
Sarsak sarı hayatlar Soluk bembeyaz suratlar Hangimiz yaşıyor, hangimiz ölü Kim biliyor gerçekte dünü Kırık parçalanmış bir canavar Dökülüyorum her bir kelimeyle Söylemedi kimse biteceğini Hazırlamadı karanlığa
Güzel bir yüz için ruhunu şeytana satmış...
Sayfa 218 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
¶¶ sizi tanımıyorum. ruhunu şiire satmış bir adamım çünkü ben. ¶¶
Günümüz insanı Özet;
‪Son zamanlarda;‬ ‪Utanır olduk insanlığımızdan,‬ ‪Başta sevgi olmak üzere her şey o kadar hızla kirlendi ki,‬ ‪Trend yaptı onursuzluğun dibi midesizlik,‬ ‪Her yer hasta bir düzen icin ruhunu satmış, EGO’sunun esiri kara kara insanlarla doldu.‬ ‪Dünya işlerine dalıp kirlenmekten korkan ‬ ‪temiz yürekli insanlar sanki buhar oldu.‬ ‪
Tahsin Özmen
Tahsin Özmen
Reklam
344 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“Sahip olmak yanlıştır, paylaşmak doğrudur.”
Slavoj Zizek
Slavoj Zizek
bir konuşmasında son yıllarda distopya kitaplarının, filmlerin artışından bahsederken ilginç bir tespit yapmış. Dünyanın değişeceğine, başka türlü bir yaşamın mümkün olduğuna o kadar az inanıyoruz ki, gerçekleşmesi mümkün olmayan şeyleri hayal etmek daha kolay geliyor. Sahiden öyle midir? Ütopyalar, distopyalar, uzaylılar gerçek olsun,
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,4bin okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir ruhun hikâyesi...
Keşke tersi olabilseydi! Keşke her zaman genç kalacak olan ben olsaydım da portrem yaşlansaydı! Bunun için… bunun için her şeyi verirdim!” Bir insanın, kendi hayatına değil de, boyalarla çizilmiş bir portreye önem vermesi gerçekten de acı verici. Özellikle bir genç adamın büyümesini, eğitimini, gelişimini, kendini ve inançlarını keşfetmesini,
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202373bin okunma
Hemcinslerimin ve karşı cinsin büyük bir kısmı!
Güzel bir kadın gördüğünde pişmiş kelle gibi sırıtırsın, dizlerinin bağı çözülür,elin ayağın birbirine dolanır ama söz konusu işçin yahut senden yardım bekleyen bir mazlum olduğunda,küstah bakışların ve sevimsiz yüzünle karşımıza çıkarsın. Sonra o kadını ikna etmek için her türlü hileye,düzenbazlığa,kelime oyununa başvurursun da,söz konusu işçi,emekçi,yoksul haklarına ve taleplerine gelince kulaklarını tıkarsın. Sonra o kadını bir şekilde buluşmaya ikna edersin,buluşmaya gitmeden önce en pahalı parfümleri sürünür,kendini tepeden tırnağa marka mozaiği haline getirirsin de,ayakkabısı yırtık mendil satan bir kız çocuğu,yahut ev kirasını ödeyemeyen bir emekçi görsen burun kıvırırsın. Sonra o salak kadın,senin gibi bir yavşakla evlenir,çünkü o da senin gibi suya sabuna dokunmaz,ruhunu düzene satmış bir insancıktır,çocuğunuz olur ve son nefesinize kadar etliye sütlüye bulaşmadan,çocuğunuzu da kendiniz gibi bencil ve korkak yetiştirip geberip gidersiniz! Bu devran;baban sana öyle anlattı sende kurcalamadın,sen oğluna öyle anlattın o da kurcalamadı,oğlun da oğluna öyle anlatacak ve muhtemelen onun da oğlu şerefli ve onurlu yaşamanın ne demek olduğunu kurcalamayacak diye böyle devam edecek!
Bu bir fikir beyanıdır:
Varlığım illa armağan olacaksa; ırkçılar ve yobazlar hariç, insanlığa, hayvanlara, bitkilere, dağlara, toprağa, toza, böceğe, çiçeğe, denizlere, aya, güneşe, yıldızlara, gezegenlere, akıl gözününün farkındalığına ermiş, ruhunu satmamış tüm her şeye armağan olsun... Irkçı, yobaz veya ruhunu satmış kimseler değilseniz, alınacak, gocunacak dilekler değil, her biri güzel dilekler. Evrensel nitelikler taşıyan, tüm varlıkların ortak paideleri. Salt bu ülke sınırları içerisinde var olabilen bir varlık olarak kabul görmüyorum kendimi, belki de ondan böyle düşünebiliyorumdur. Sizi bilmem ama ben ancak böylesi güzelliklere varlığımı armağan edebilirim. Üstüne de üç elham okurum. Önceleri bizim mahalleye armağan ediyormuşum, çünkü yaşam alanım, tanıdığım insanlar bizim mahalleyle sınırlı idi, sözgelimi benim ülkem mahallem idi. Mahallemdekilerin de sadece Türk olduğunu sanıyormuşum, işin komik tarafi kendim dahil herkesi Türk zannediyormuşum. Bana bunu hatırlattı ve cidden trajikomik bir olay; youtu.be/2IsxkPmH3Sc Sonra bir bakmışım ilçe, il, bölge, ülke, tüm yeryüzü imiş varlığımı bağlayacak olan. Sonradan öğrendim dünyayı, hülasa her şeyi tanımadan bir gelecek çizilemez, dolayısıyla varlık armağan edilemezmiş. Kalkıp başka ülkelerin milliyetçiliğine karşılık ırka, soya sopa varlık armağan edersek, ne onlardan farkımız kalmış olur, ne de onların günahlarıyla aziz oluruz. Benim andımı da ben kendim ederim, kimsenin üzerine vazife değil, çocuklara eğitim verilsin diye vardır okullar, inanç ve düşünce empoze etmek için değil.
474 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.